2.8

18.1K 643 366
                                    

oy&yorum unutmayın güzellikler

O gece sessiz geçen akşam yemeğinden sonra odama çıkıp ödevlerimi yaptıktan sonra yatağımda uzanıp kitap okumakla zaman geçirmiştim. 

Annem ve babam her zamanki gibi erkenden uyurken Scott ile Justin yüksek sesle gülüp bir şeyler hakkında konuşmalarının kesilmesi için saatin gece yarısını geçmesi gerekmişti.

Justin'in attığı kahkahayı dinlemek bile yüzümde aptal bir gülümsemenin oluşmasına neden oluyordu ama ev sessizliğe bürünüp kapıların kapanma sesini duyduğumda onlarında uyuduklarını anladım.

Cuma günü dışarı çıkmak yerine evde kalmalarına şaşırmam bir yana Scott'ın erken uyuması olağanüstü bir durum değildi. Boş bulduğu vakitleri uyuyarak geçirmeyi seviyordu o.

Yatakta yanımda duran telefonun ekran ışığı yandığında Caitlin'den bir mesaj olduğunu düşünerek kitabımı kapatıp ona uzandım. Ekran kilidini açıp gelen mesaja baktığımda ise kesinlikle tahminlerimden biri olmadığını gördüm.

Justin: mutfaktayım

Justin: gelmek istersen

Kollarımdan yukarı bir ürperti yükselirken uyuduğunu düşünerek yanıldığımı anladım. Demek ki az önce kapı kapandığında sadece Scott uyumak için gitmişti ve Justin aşağıda kalmıştı.

Yataktan kalkıp hızla aynamın karşısına geçtiğimde saçlarımı elimle düzeltip hala dudaklarımda duran, daha önceden sürdüğüm ruju kontrol ettim. Parfümümü birkaç kez üzerime sıktıktan sonra ses yapmamaya özen göstererek odamın kapısını açtım ve dışarıya doğru süzüldüm.

Heyecanlanmış olmak istemezdim ama kalbim göğüs kafesimden çıkıp gitmek istermiş gibi hızlı atıyordu ve engel olacak bir şeyim yoktu.

Ne olur ne olmaz diye odaların önünden ekstra sessiz bir şekilde geçip merdivenleri parmak ucumda indim.

Aslında mutfak, evin diğer bütün odalarına belki de en uzak kısımdaydı ve genel olarak annem bana mutfaktan bağırarak seslense bile ben zar zor duyuyor oluyordum. Sanki Justin'i eve gizlice almışım gibi dikkatli olmama gerek yoktu.

Mutfağa girdiğimde onu yüksek sandalyelerden birine oturmuş telefonuna bakarken buldum. Üzerinde uyurken giydiğini artık öğrenmiş olduğum tişörtlerinden biri vardı ama pantolonunu hala çıkarmamıştı. Sanki tam uyuyacaktı da sonra fikri değişmişti.

"Uyuduğunu sanmıştım." Fısıltı şeklinde konuşmuyordum ama kesinlikle ses tonuma dikkat ediyordum. 

Ne yapmam gerektiğine tam karar veremeyerek üst raflardan bir bardak aldım ve tezgahın üzerindeki sürahiden kendime bir bardak su doldurdum.

"Uyuyabilmem için fazla erken bir saat," dedi Justin ben suyumu içerken. Hala bana değilde telefonuna bakıyordu, birilerine mesaj atıyor gibi bir hali vardı.

"Dışarı çıkmadığınıza şaşırdım, geçen hafta sabaha kadar eve gelmemiştiniz." Boş bardağı bulaşık makinesine koyarken sanki her şey oldukça normalmiş gibi konuşuyorduk.

Sonunda Justin telefonunun ekranını kilitleyip önündeki yemek masasının üzerine bıraktı ve dönüp bana bakma zahmetine girdi. "Scott okuldaki antrenmanda yorulduğu için uyumak istedi."

Yanına gitmektense kalçamı tezgaha yaslayıp olduğum yerde durmayı tercih ettim. "Peki beni neden buraya çağırdın?" diye sordum cevabı bildiğim halde.

Dudağının kenarı hafifçe yukarı kıvrıldığında onunda cevabı bildiğimden emin olduğunu anladım. "Scott gelince konuşmamız yarım kalmıştı," dedi oturduğu sandalyeden kalkarken. "Belki anlaşmamız hakkında konuşmak istersin diye düşündüm."

hauntingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin