2.7

16.8K 633 224
                                    

Günler, aylar hatta yıllarca hiç sıkılmadan dokunmak istediğim kişi sadece iki oda ilerimde uyuyup benimle aynı masada yemek yerken hayatımın bu kadar zorlayaşabileceğini düşünmemiştim.

Genellikle sadece yüzümü yıkayarak, giyinme gereği bile duymadan indiğim hafta sonu kahvaltısına yarım saat önceden uyanıp makyaj yapıp giyinmem gerekmişti. Bu da yetmezmiş gibi o şekilde aşağıya inince annem nereye gideceğimi sormuştu ve bende dışarı çıkıp Caitlin ile buluşmak zorunda kalmıştım.

Justin gün içinde evde olmuyordu, onu sadece yemek yerken görüyordum ama bir kez lavabodan Scott ile kaldıkları odaya üstsüz bir şekilde ilerlediğini görmüştüm ve belki de hayatta ilk defa abimin yerinde olmak istedim.

Mutfakta yaşadıklarımızdan sonra tek kelime konuşmamamız bir yana neredeyse hiç göz göze gelmiyorduk. Çok nadir bir şekilde bana baktığını yakalıyordum ama bakışlarını aynı hızla geri çekiyordu.

Ailesiyle neden kavga ettiğini de oldukça merak etsem de Scott'ın hiçbir şey söylemeyeceği ortadaydı, bu yüzden üstelemeyi kesmiştim. Zaten bir gün öğrenecektim.

Pazartesi günü gireceğim son iki dersin öğretmeni gelmediği için okuldan çıktık. Caitlin, diğer arkadaşlarımız ile bir şeyler yapmayı teklif etmişti ama gidip yatağıma uzanmak o an daha cazip geldiği için onlara veda edip evime giden yolu yürümeye başladım. 

Okulun köşesinde arkadaşları ile durmuş sigara içen Sarah'ı gördüğümde bakışlarımı üzerinde gezdirmekten kendimi alamadım. Justin'in onda tam olarak neyi sevdiğini anlamaya çalışırcasına farkına varmayacağı bir hızla süzdüm onu.

Oldukça zayıf olduğunu söyleyebilirdim, benden uzundu ve Justin'in şimdiye kadar birlikte olduğu kızlara göre çok daha sade bir yüze sahipti. Çirkin değildi ama okulun en güzel kızı da değildi.

Yine de Justin'in sevgilisi olması, benden daha güzel olduğunu düşündürdü ve saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırırken bakışlarımı başka yöne çevirdim.

Kendime düşüncelerim ile yaşattığım acıyı bana başka hiç kimse yaşatamazdı.

Dakikalar sonra ev kapımızın önüne ulaştığımda çantamdan anahtarlarımı çıkarıp kilidi açmak için anahtar yuvasına soktum. Ama kapının öteki tarafında anahtar vardı bu yüzden kapıyı açma çalışmalarım başarısız oldu.

O an Justin'in bizimle kaldığını tamamen unutmuştum ve kapı açılıp karşımda eve erken gelmiş annemi ya da babamı görmeyi beklerken onu görmek abartılı bir şekilde şaşırmama neden oldu.

"Burada ne işin var?" dedim hiç de nazik olmayan bir şekilde, ardından bu şekilde konuştuğum için kendimi bir aptal gibi hissettim.

"Beni evinde istemiyorsan bunu daha nazik şekilde söyleyebilirdin," dedi ve neyse ki ses tonundan dalga geçtiğini anladım. "Kalbimi kırdın."

İçeri girip kapıyı arkamızdan kapattığımda artık kocaman evde yalnızdık. Bunu düşüncemin yüzümden okunmamasını umarak konuşmaya başladım. "O anlamda söylemediğimi biliyorsun." Üzerinde kot pantolonu ile gri tişörtünün olması dışarıdan geldiğini gösteriyordu. Ayrıca oturma odasında açılmış televizyonun sesini de duyabiliyordum. "Okulda olduğunu düşünüyordum, bu yüzden şaşırdım."

Günlerdir ilk defa düzgün bir şekilde konuşuyor olmamız avuçlarımın terlemesine neden olduğu gibi saçmalayarak konuşmamı da sağlıyordu.

"Okula gitmedim," dediğinde neden üzerinin dışarı çıkmış gibi giyinik olduğunu soracaktım ki bu kadar da meraklı olmamam gerektiğini düşünerek vazgeçtim.

hauntingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin