BÖLÜM 24

306 32 2
                                    

Ortadan esrarengiz bir şekilde kaybolan o 4 kişi hala bulunamamıştı. Cuma son dersteydik, ama hiçbir iz yoktu.

Bunu yapan kişi, artık her ne yaptıysa, fazla profesyoneldi. Ve bu beni daha da geriyordu. Çünkü ben de işimi eksiksiz yapardım. 

''Of''layarak ellerimle yüzümü kapattım. 

-Dalgın görünüyorsun.

Yanımdaki hareketlilik ile başımı kaldırdım. Gelen Arda idi. Bir süre ona baksam da -en fazla bir kaç saniye- hiçbir şey demeden yine en baştaki gibi, dirseğimi sırama koyup çenemi de elime yasladım. Tahtaya boş boş bakmaya başladım.

-Pekala. Konuşmak istemiyorsun.

İçimden ''ah seni zeki şey'' diye alaycı bir şekilde geçirsem de, dıştan yine düz ifademi korudum.

-Sadece seni bir konuda uyarmak istedim. İyi ve zeki bir kıza benziyorsun. Uraz'dan uzak dur. Sana zarar verir.

Ufak bir kahkaha attım. Gerçek hikayeye göre, bu tam tersiydi. Ancak bilmesine gerek yoktu.

-Buna sen mi karar veriyorsun? Ha bu arada, ben de bu konuda pek meraklı değilim. Şunu kafana sok. Bana. Emir. Veremezsin!

Son kelimelerimi tıslar gibi söylemiş, sonunda da çok olmasa da az bir miktar sesimi yükseltirdim. Ama çevremdekilerin, asıl irkilmesine sebep olan şey, cümlem bitince elimi sertçe masaya vurup ayağa kalkmamdı.

Okulda konuşuluyordum. Kimi utangaç diyordu, kimi içine kapanık, kimi tehlikeli, kimi fazla sessiz, kimisi ise mesafeli...

Yine de, onca süre süren sessizliğimden sonraki bu hareketim herkesi ürkütmüştü.

Ben de dahil.

Ancak işin garibi, sinirlenmiş gibi görünsem de, sinirlenmemiş olmamdı. Normalde en hassas olduğum konulardan biriydi şu emir meselesi. Ama şuan garip bir şekilde... Hiçbir şey hissetmiyordum.

Bu hareketim karşısında en çok Arda afallamıştı. Onu umursamadım ve omzuna sertçe çarparak yanından geçtim. Zaten gücüm karşısında hiçbir şansı olmayan Arda, bu hareketim yüzünden yere düşmekten son anda kurtuldu.

Dıştan bakılınca sert ve güçlü görünüyordu. Kasları da vardı hem. Ama bunlar sadece insanlar için geçerli şeylerdi. Benim ile kıyaslanabilecek hale gelmesi için, çok daha fazlası gerekirdi.

Omzunu ovuşturan Arda'yı ardımda bırakıp kızlar tuvaletine doğru ilerlemeye başladım. Az önceki olaya şahit olanların bir kısmı, kısa sürede olayı yaymış ve insanların bakışlarının üzerime yoğunlaşmasına neden olmuştu. Daha yarım dakika bile olmamıştı be!

Üstelik fazla büyütülecek bir şey yoktu bence. Çocuğu sıkıştırıp dövmedim ya.

Çok yaklaşmışken lavaboya, yanımda bir hareketlik hissettim. Uraz'dı. Bu çocuk da her yerden fırlamayı bir şekilde başarıyordu. 

-Olanları duydum.

-Bir şey olmadı ki.

-Yine de tebrik ederim. İyi yaptın, sen ağzının payını vermeseydin ben vermeyi düşünüyordum zaten.

Başımı çok olmasa da, ufak bir hareketle sağa çevirip yandan bir bakış attım.

-Şu çocuk ile ne derdin var? Tamam uyuz bir tip ama sizinki düşmanlığa doğru yol almış gibi görünüyor.

Omuz silkti.

-O durumlar biraz karışık. Bilmediğin şeyler var.

Durdum ve tam anlamıyla ona döndüm.

kaçak vampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin