3. BÖLÜM - UMUT

547 80 11
                                    

Gözlerimi açtığımda odanın karanlık oluşundan dolayı gözlerimin alışma sorunları olmadı. Burada her saat geceydi. Hep karanlık.

Bir süre tozlu tavana baktım yine. O kadar karışıktı ki her şey. Daha çözmem gereken bir harita, keşfetmem gereken yeni bir dünya, ne olduklarını öğrenmem gereken koruyucular ve amaçları, okumam gereken yarım kalmış bir kitap vardı.

Ne çok işim varmış be!

Zamanı iyi değerlendirmem gerektiğini kendime hatırlatarak yatakta doğruldum. Yorganı dizlerimin iki karış üzerine kadar kaydırıp vücudumun soğuk havaya alışmasını bekledim. Ama alışmak yerine, titrememe neden olunca, o kadar da acelem olmadığını düşünerek tekrar yorganın içine girdim. 

Gören olur diye hiç bir yere koyamamıştım çizdiğim haritayı. O nedenle hala cebimdeydi. Evet onunla yatmış oldum.

Kapıya, kilitli olduğunu bilmeme rağmen emin olmak için bir bakış attım. Sonra da biraz doğrulup tekrar, yatak başlığına yaslandım. Dizlerimi kendime çektim olur da giren olur diye. Kapı kilitli olabilir ama bizler vampiriz. Kırmak çok kolay.

İşimi garantiye alınca, eğer giren olursa göremeyeceği şekilde dizimin üzerine yasladım minik not defterimi, çizim yaptığım sayfasını açarak.

Harita aslında, tam harita değildi. Yani, daha çok resme benziyordu. 7 tane ağaç vardı. Bir yuvarlak oluşturmuşlardı. Ağaçların gövdelerinde, sarı renginde izler vardı. Çember şeklinde, incecik izler.

Kaşlarım çatıldı. Hadi diyelim ki böyle bir yer var, ben nasıl bulayım burayı?

Koskoca dünyamızda kaç ağaç vardır kim bilir. Tamam pek ağaç kalmadı ama yine de var. Sıkıntıyla iç çektim. İşim çok zor. Üstelik kitapta koruyucuların 2016'nın sonunda iki ırkı birden yok edeceği yazıyordu. Onca yerin arasında ben nasıl bulacağım?

Kısa süre içinde tekrar o odaya girip kitabı okumayı aklıma not ettim. Bununla ilgili bir şey yazıyordur belki. Acaba Almina'ya da anlatsam mı? Almina gerçekten zeki bir kız. Tamam ben de aptal değilim ama ona deha demek daha uygun.

Hem, olur da o yeri bulursam ve insanların dünyasına gidersem, bunu tek yapamam. Kaç insan olduğunu bilmiyorum ama fazladır herhalde. O kadar insanın arasında kan içen bir vampir! Ne kadar idare edebilirim ki? En azından Almina da yanımda olursa daha kolay görürüz işimizi. İnsanlar yerine kanı olan başka canlılar varsa eğer -hayvanlar gibi- onlardan sağlarız kan ihtiyacımızı herhalde. 

Yataktan çıktım yavaşça. Bu sefer, vücuduma yayılan titremeyi umursamadım. Paytak adımlarla odamın kapısının önüne geldim. Anahtarı çevirip kilidi açtım ve odadan çıktım. Etrafta pek ses yoktu. Ya uyuyorlardı, ya da dışarıdaydılar. Almina'nın odasına gittim parmak uçlarımda. Eğer uyuyorlarsa uyandırmak istemezdim değil mi?

Kapısını çaldım. Cevap gelmedi. Bir kez daha çalınca ''gel'' diye uykulu sesiyle konuştu Almina. 

Kapıyı yavaşça ittirdim. Gıcırdama sesi yüzümü buruşturmama neden oldu. Yavaş adımlarla Almina'nı yatağına, onun tam yanına oturdum.

-Sana anlatmam gereken çok önemli bir şey var. Ama burada anlatamam. Benimle gelmen lazım.

---------------------------

Neredeyse her gün gelip resim yaptığım yere getirdim Almina'yı.  O da, şaşkınca inceledi etrafı.

-Burayı daha önce hiç görmemiştim. Nasıl buldun?

-Şimdi sen orayı bırak da asıl olayları dinle. Kesinlikle çok şaşıracaksın. Ama ilk önce oturalım bence. Anlatacağım çok şey var ve ayakta yorulmak istemiyorum.

kaçak vampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin