9. Bölüm (Half M)

357 35 1
                                    

~9~

Uyandığımda Daehyun endişeyle yanımda dikiliyordu. Bir küvetin içindeydim. Küvette ki su kıpkırmızıydı. Lanet olsun! Bu kan olmalıydı. Hemen vücudumu taradım ellerimle.

"Bir şeyin yok Youngjae. Sakin ol." dedi Daehyun.

"Nasıl hissediyorsun? Başın nasıl? Ağrıyor mu? Üşüyor musun? " o beni soru yağmuruna tutarken aklım bir anda o adama gitti. Lanet olsun! Ben birine zarar vermiştim hem de çok fena. Adam hala yaşıyor muydu? Ben onu öldürmüş müydüm? Başım çatlıyordu adeta. Suçluluk duygusu her zamanki gibi benliğimi pençeleri altına almıştı.

İyi değildim ben.

Endişelerim ve suçluluk duygumla boğuşurken gözlerim Daehyun'un başına kaydı. Sağ şakağından kan akmış ve kurumuştu. Beyaz gömleğinde yer yer kan lekeleri vardı.

Elim ister istemez suratına doğru uzandı. Kurumuş kana dokundum. Bunu da ben yapmıştım. Ben sebep olmuştum. Daehyun'un canını yakmıştım. Kafamdaki zonklama şiddetlendi iyice. Nefesimi kesecek düzeyde bir ağrıydı ama şu anda bunu umursayamazdım. Daehyun iyi değildi. Şu noktada, kafasındaki benim sebep olduğum yara, benim akıl sağlığımdan daha önemliydi.

"S-sen iyi m-misin Daehyun? Ben çok özür dilerim. B-ben..... ben kendime engel o-olamad-" baş ağrım ve suçluluk duygum nedeniyle doğru dürüst konuşamıyor kekeliyordum. Bu sırada Daehyun baş parmağını dudaklarıma dayayarak beni susturdu. Parmağını yumuşak hareketlerle dudağımda gezdiriyordu. Bu basit dokunuşu bile beni cezbediyordu. Vücudum, onun dokunuşuna sanki uzun zamandır onun bana dokunmasını bekliyormuşum gibi karşılık veriyordu. Bakışlarımız buluştu sonunda.

Ondan nefret etmem gerekirdi. Bana işkence etmiş, defalarca kalbimi kırmıştı. Dengesiz hareketleri ile aklımı karıştırmış, zaman zaman ondan ve de kendimden tiksinmeme sebebiyet vermişti. Ayrıca onu neredeyse hiç tanımıyordum. Fakat vücudum aklımı dinlemeyi reddediyordu. Ben istemesem de, mantığıma ters düşse de vücudum onu seviyordu ve onun yanında olmaya ihtiyacı vardı. Kendimi Daehyun'a yaklaşırken buldum. O da kafasını bana doğru yaklaştırıyordu. Dudaklarımız arasında santimler vardı. Onu gerçekten öpmek istiyordum. Ya da istemiyordum. Bilemiyorum. Her şey allak bullak olmuştu. Hiçbir şeyden emin olamıyordum. Sonunda sadece ana odaklanmaya karar verdim. Pişman olacaksam da sonradan olurdum. Şu an sadece anı yaşamak istiyordum.

Kafamı yana yatırdım ve onun dudaklarını, dudaklarımda hissetme arzusuyla gözlerimi kapatarak dudaklarımı ona sundum. Daehyun'da iyice yanaştı bana, artık aramızda hiç mesafe kalmamıştı. Fakat Daehyun beni öpmüyor, sadece dudaklarını çeneme, yanaklarıma ve dudaklarıma sürterek beni bekletiyor ve de kışkırtıyordu. Bir an için benden bir işaret, bir izin beklediği duygusuna kapıldım ama sonradan bunun çok mantıksız olduğunu fark ettim. Sonuçta karşımdaki insan Daehyun'du hala. Hani dengesiz bir psikopat olan Daehyun.

Hala benimle oynamaya devam ediyordu. Hala beni öpmemişti, oyalanıyordu. Boynuma minik öpücükler konduruyor, yukarı çıkarken dudaklarını benimkilere sürtüyor sonra da kulaklarımı dişliyordu. Artık dayanamayacağımı anladığımda onu yakasından kavradım. Dudaklarımızı hizaladım ve onu kendime çektim.

O an ikimiz de kontrolü kaybetmiştik. Daehyun beni büyük bir açlıkla öperken benim bedenim de ona aynı açlıkla cevap veriyordu. Biraz sonra ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Birbirimizi ne kadar öpersek öpelim yetmiyordu. Sanki yıllardır birbirine hasret kalmış iki sevgili gibiydik. Sonunda kavuşmuş iki sevgili.

Daehyun dudaklarımızı, iki saniyeliğine yanıma gelebilmek için ayırdı sadece. Küvetin içine girdi. Beni belimden tuttu. Kendini küvetin dibine yerleştirirken beni de kucağına oturttu ve öpmeye devam etti. Nefeslerimiz tükendiğinde biraz sakinleşmek adına boynumu öpmeye ve emmeye başladı. Bana ve kendine soluklanmak adına zaman veriyordu. Fakat ben daha fazla bekleyemezdim. Dudaklarımız yeniden birleşirken, acemi parmaklarım onun bedenin verdiği hisle titriyordu. Yine de kendimi tutamıyordum; hızla gömleğini çıkarmaya başlamıştım. Daehyun bu aceleci hareketlerim karşısında şaşkına dönmüştü ancak sesini çıkarmıyordu. Surat ifadesinden anladığım kadarıyla, benim bu halimden hoşlanmıştı. Dudaklarında yarım bir sırıtış vardı. Ben onu soyarken kafasını küvete yaslamıştı bir anlığına. Gözleri kapanmış, kendini benim dokunuşlarım altında kaybetmişti.

O kadar seksi gözüküyordu ki dayanamadım. Saçlarını yakalayıp onu sertçe çektim. Daehyun'la geçirdiğim her dakika kendimi şaşırtmaya devam ediyordum. Bu konuda, hiç sevgilim bile olmamışken, bu kadar atik olabileciğimi asla tahmin edemezdim.

Ben dudaklarımızı heyecanlı ve sert bir öpücük ile yeniden birleştirirken, o da benim tempoma uyum sağladı hemen. Bir dakika sonra onun gömleğinden , benim de tişörtüm ve de pantalonumdan kurtulmuştuk. Daehyun burnunu boynumdaki girintiye sokmuş kokumu içine çekiyordu. Ben de ellerim onun saçlarının içinde sabırsızca bekliyordum. Üzerimde sadece bir boxerla hiç tanımadığım, psikopat bir adamın kucağında zevkten patlamak üzereydim. Ta ki Daehyun'un dudaklarından o sözler dökülene kadar;

"Seni çok özledim Jayjay."

Merhabaaalaaar sevgili okurlar ;)) Nasılsınız bakalımmm ;P Bildiğiniz gibi, maalesef ki okullar açıldı:( Ve daha da üzücü olan şu ki ben bu yıl lise son sınıftayım -_- O yüzden yeni bölümlerde gecikme olursa şimdiden sizden özür dilerim ^^ Elimden geldiği kadar sizi hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım ;)) Sizleri çok seviyorumm <3 <3 Bir dahaki bölüme kadar kendinize iyi bakın :D

Hidden MonsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin