12. Bölüm

269 31 5
                                    

~12~

Buna sevinmeli mi yoksa üzülmeli miydim bilmiyorum? Sonuçta geçmişimde benim için çok önemli olan bir insanı geri kazanmıştım ama aynı zamanda da artık ne onu sevdiğimden ne de onun beni hala sevip sevmediğinden emin değildim.

Yine hayatın beni oyuna getirdiği, olmak istemediğim yerlere doğru bilinçsizce sürüklendiğim o zamanlardan birindeydim. Fakat bu sefer öncekilerden de korkunçtu çünkü kendimi aniden bir kaosun içinde bulmuş gibiydim. Hiç bir şeyden emin olamadığım gibi kendimle de çelişiyordum. Kafamın içinde birbirine zıt bir sürü ses durmadan konuşup düşüncelerimi berraklaştırmamı engelliyorlardı.

Onun kollarına kendimi teslim etmemi söyleyen ses ile hemen şu kapıdan kaçıp bir daha asla geri dönememek üzere gitmemi söyleyen sesler beynimi bulandırıyor, düşünmemi olanaksız kılıyorlardı.

"İstersen durabilirim Jayjay." Daehyun beni büyük bir endişe ile süzüyordu.

"Hayır! Durma! Yalnız anlamadığım bir şey var. Ben hafıza kaybı geçirmedim. Ayrıca çocukluğumu da hatırlıyorum. O zaman seni ne zaman ve nasıl unutmuş olabilirim ki?" diye izin verdim zihnimi en çok karıştıran sorulardan birinin dudaklarımdan dökülmesine. Daehyun, sevgili olmamızla ilgili hiç yorumda bulunmama alınmış gibi gözüküyordu ama hemen kendini toparladı.

" Bunu anlaman için en baştan başlamam lazım Youngjae ama sen çok kötü gözüküyorsun. İzin ver yarın anlatayım. Bu gece uyu sadece. Bunları düşünme."

Daehyun haklıydı. Daha söylediği üç kelime bile beni bu hale getirdiyse gerisini şimdi duymayı kaldıramazdım.

"Pekala. Sanırım haklısın. Bu akşamlık bu kadarı yeter. İyi geceler Daehyun." dedikten sonra yavaş adımlarla yatak odasına doğru ilerlemeye başladım, Daehyun'un bir şey demesini beklememiştim. Salondan geçerken kana bulanmış halıdan gözlerimi kaçırmaya özen gösteriyordum.

Tam o sırada Daehyun beni kolumdan yakaladı ve kendine çevirdi. Gözleri ile bir şeyler söylemeye çalışıyordu sanki ama tereddüt ediyordu. Sonra yavaşça bıraktı elimi, kafasını aşağı eğdi. Kahkülleri gözlerini kapatmıştı.

"Sana da iyi geceler Youngjae." derken sesi titriyordu. Lanet olsun! Onu böyle görmek alışık olduğum bir görüntü değildi. İstemsizce elim yüzüne doğru gitti. Yanağına dokunmak üzereydim. Ondan özür dilemek, onu üzüntüsünden kurtarmak istiyordum. Fakat bir şey beni durdurdu. Elimi çekmeye fırsat bulamadan Daehyun kafasını kaldırmıştı ve gözleri ona uzanan elime kilitlenmişti.

Anında indirdim elimi. Kafa eğme sırası bendeydi. Hızlıca arkamı döndüm ama Daehyun benden hızlıydı. Beni omuzlarımdan yakaladı ve koridorun duvarına dayadı. Kolları beni vücudu ile duvar arasına hapsetmişti.

Gözlerindeki ifadeyi çözemiyordum. Uzunca bir süre bakıştık. Bir saniyeliğine bile ayırmıyordu gözlerini benden. Bir şeyler görmeye çalışıyor, birini arıyordu sanki.

"Hı-hım Daehyun izin verirsen yatmak istiyorum artık." derken kendimi duvarda kaydırıp kollarından kurtulmaya çalıştım. Yavaşça kolunu indirdi.

"Eskiden sen üzgünken bana gelirdin. Birlikte uyurduk geceleri. Sabahları kollarımda uyanmanın seni mutlu ettiğini söylerdin. Benimleyken kaybettiğin huzurunu bulduğunu söylemiştin bir keresinde."

Zihnimi yine anılar işgal etmeye çalışırken onlara engel oldum. Şu an bunu kaldıramazdım. Onun, benim için sandığımdan daha değerli olması düşüncesi tüylerimi diken diken yapıyordu.

"Yarın anlatacağım demiştin. Neden şimdi burda durmuş bunları söylüyorsun? Sana yorgun olduğumu söyledim." diye tersledim onu.

"Şimdi de tıpkı o zamanlardaki gibi çok üzgün gözüküyorsun. Böyle günlerde uyuyamadığını biliyorum. Düşündüm de belki birlikte yatarsak uyuyabilirsin."

Aslında çok cazip bir teklifti. İçimdeki bir parça, geçmişteki ben, bunu cidden çok istiyordu. Fakat şu an olduğum kişi bu fikri şiddetle reddediyordu. Şimdi Daehyun'la uyumak onu sevdiğimi ve onun benim için hala değerli olduğunu kabul etmek demekti.

"O geçmişteydi Daehyun. Kendin söyledin bunu. Ben artık senin Jayjay'in değilim." dedikten sonra onun konuşmasına veya beni tekrardan tutmasına fırsat vermeden kendimi odaya attım ve kapıyı kapattım hemen.

Çok sert olmuştu farkındaydım ama geçmişimi kabullenmek istemiyordum. Ondan olabildiğince kaçmak istiyordum çünkü gerçeklerle yüzleşmekten korkuyordum. Gerçekler her zaman acı verirdi. Hayat bana bunu öğretmişti.

Gelmeyen uykumu beklerken gözlerimi tavana dikmiş, gerçeklerden kaçmanın bir yolunu bulmaya çalışıyordum. Bu gece çok uzun bir gece olacaktı benim için.

Merhabaaalaaar sevgili okurlarım bu bölüm bu kadar geç kaldığı için özür dilerim sizden :(( Fakat ygs+grip ikilisiyle başa çıkmak kolay olmuyor -_- Umarım hikayemi hala okuyor ve yeni bölümleri bekliyorsunuzdur ^^ Sizleri çok seviyor kocaman öpüyorum <3 <3 Kendinize dikkat edin ;) 

Hidden MonsterWhere stories live. Discover now