10. Bölüm

304 34 0
                                    

~10~

Flashback - 1

Eski bir kitabın sayfalarını çevirir gibi beynime akın etmeye başladı anılar. Çok anlamsızdılar. Benim olamazlardı. Benim anılarım olsa bile onun bu anılarda ne işi vardı? Nasıl benim anılarımda benimle olabilirdi? Çok mantıksızdı. Aklım almıyordu. Delirmeye başladığımı hissettiğim sırada zihnimin karanlık zindanlarından kaçan bir hatıranın içinde kayboldum birden.

Çatı katında bir evin içinden neşeli sesler geliyor. Mutluluk dolu, genç kahkahalar evin duvarlarında yankılanıyor. İki genç birbirini kovalıyor evin içinde. Sonunda büyük olan küçüğü mutfakta kenara sıkıştırıyor. İkiside küçüğün kaçamayacağını biliyor. Oyunun sonuna geldiklerinin ikiside farkında. Fakat büyük olan küçükle eğlenmek istiyor biraz.

"Kaçmana bir şartla izin verebilirim Youngjae." bunu söylerken büyüğün dudaklarına sinsi bir gülümseme yayılıyor. Küçük olan da bu eğlenceye anında katılıyor.

"Yaaa öyle mi? Nedir peki bu şart?" aynı sırıtışla cevap veriyor Youngjae.

Büyüğün gülümsemesi iyice genişlerken yavaş adımlarla Youngjae'ye yaklaşıyor.

"Seni öpmeme izin vermene ne dersin ?" derken aralarındaki tüm mesafeyi kapatıyor büyük olan.

"Bilemiyorum. Bu basit bir karar değil Daehyun. Bunun üstünde uzuuuuuun uzuuuuuuun düşünmem gerekebilir. Hemde çoooooook uzun." alaylı bir şekilde bu sözleri sarfettikten sonra minik adımlarla geriye doğru kaçmaya çalışıyor Youngjae. Onun bu sinsi adımlarını fark eden Daehyun ani bir hareketle onu belinden kavrıyor ve onu kendi ile tezgah arasına hapsediyor. Dudaklarını yaklaştırıyor Youngjae'ninkilere ama öpmüyor. Biraz daha eğiliyor küçük olanın üstüne ve yavaşça fısıldıyor kulaklarına;

"Ama benim o kadar çok zamanım yok Youngjae." dedikten sonra bir eli onun belindeyken, diğer elini onun bir bacağına yerleştiriyor ve tek bir hamle ile onu mutfak tezgahının üstüne oturtuyor.

Büyüğün yakınlığı nedeniyle nefesi kesilmeye başlayan Youngjae de daha fazla beklemek istemediğine karar veriyor. Korkak hareketlerle dudaklarını uzatıyor Daehyun'a. Miniğin bu hareketi karşısında Daehyun onun dudaklarına yapışıyor büyük bir açlıkla. Youngjae de aynı şekilde cevap veriyor. Fakat Daehyun'u ne kadar öperse öpsün asla yeterli gelmiyor ona. Daha fazlası için tüm bedeni yanıp tutuşuyor adeta.

Bacaklarını Daehyun'un beline doluyor ve kendini ona bastırıyor. Daehyun'un, bedeninin ona duyduğu açlığı hissetmesini istiyor Youngjae. Miniğin heyecanının kanıtını karnında hisseden Daehyun derin bir nefes alıyor. Kendini tutmaya çalıştığı çok aşikar ama Youngjae'nin istediği bu değil. Yavaşça bedenini büyüyünkine sürtmeye başlıyor Youngjae. Onu kışkırtmaya çalışıyor. Daehyun daha fazla dayanamıyor ve miniği kucağına alıp yatak odasına doğru yola çıkıyor.

Youngjae, Daehyun'un kucağındayken onun da en az kendi kadar istekli olduğunu hissediyor. Her adımında Daehyun'un, Younjae'nin kalçalarına sürten şişkinliği Youngjae'yi kendinden geçirtiyor.

Sonunda yatak odasına vardıklarında Daehyun yavaşça yatağa bırakıyor küçük olanı. Sonra üstündeki tişörtü bir çırpıda çıkarıp atıyor ve kendini Youngjae'nin bacaklarının arasına yerleştiriyor. Yumuşak bir öpücük yerleştiriyor Daehyun onun dudaklarına.

"Uzun zaman oldu Youngjae." diye fısıldıyor büyük olan küçüğün dudaklarına doğru.

"Üzgünüm Daehyun. Babamdan kaçmak her geçen gün daha da güçleşiyor." diyor tek nefeste Youngjae; Daehyun'un, bedeninde gezen dokunuşlarının verdiği yoğun duygular arasında.

"Önemli değil Jayjay, şimdi konuşmayalım bunları. Anın tadını çıkaralım sadece." Daehyun'un ağzından dökülen sözler ile Youngjae'nin gözleri doluyor. İçini bir karanlık kaplıyor. Kaybının verdiği acı kalbini hançerliyor sanki. Sadece annesinin ona seslenmek için kullandığı ismi uzun zamandır duymamış. Büyük olan hemen hatasını fark ediyor.

"Ahh özür dilerim Youngjae öyle demek iste-" minik olan bir öpücükle sözlerini kesiyor Daehyun'un.

"Bana istediğin kadar Jayjay diyebilirsin." diyor Youngjae fısıldayarak.

"Ama sana anneni hatılatıyor." diyor Daehyun mahçup bir sesle.

"Zaten onu unutmak istemiyorum ki Daehyun. Zaten her geçen gün onu unutuyor olmaktan, yüzünü hatırlamakta zorluk çekmekten nefret ediyorum. Anılarımdaki yüzünün defter sayfaları gibi solmasından nefret ediyorum." derken bir damla yaş süzülüyor Youngjae'nin gözlerinden.

Daehyun baş parmağıyla siliyor onun göz yaşını ve dudaklarına yumuşacık bir öpücük konduruyor.

"Ben senin yanındayken, eğer istediğin buysa, onu unutmana asla izin vermem Jayjay. Yeterki sen kendinden vazgeçme."

Minik kafasını onun göğsüne yaslarken sıkıca sarılıyor Daehyun'a. Büyük olan da onu alıyor kollarının arasına. Bir daha asla bırakmaycakmış gibi tutuyor küçük olanı, asla ayrılmayacaklarmış gibi. Miniğin saçlarını kokluyor Daehyun. İyice içine çekiyor kokusunu, zihnine kazıyor her bir ayrıntıyı. Yalnız kalacağı zamanlar için onu zihnine işliyor her detayıyla. Sonra yavaşça salıveriyor o sözleri dudaklarından.

"Seni çok özledim Jayjay."

Merhabaaalaaar sevgili okurlar ;) Nasılsınız bakalım :)) Dedim bu kadar yordum, kızdırdım sizi bari küçük sevimli bir Flashback yapayım da sevinin azcık :D Umarım okurken eğleniyorsunuzdur;) Nasıl? İyi gidiyor mu hikaye? Sıkıcı mı yoksa: ( Seviyorum siziiiii <3 <3 Kendinize iyi bakın;P

Hidden MonsterWhere stories live. Discover now