15. Bölüm

296 36 9
                                    

~15~

Uyandığımda kendimi Daehyun'un kollarında buldum. Beni sıkıca sarmalamış, göğsüne yaslamıştı. Kulağıma doğru eğilmiş beni rahatlatmak için bir şeyler söylüyordu sürekli; "Sakin ol Youngjae. Hepsi geçti. Geçmişte kaldı hepsi."

Uyandığımı fark etmemiş olsa gerek ki hala tekrarlıyordu bu kelimeleri. Yavaşça kollarından sıyrılmaya çalıştım. Hiç istemiyordum halbuki ondan ayrılmak. Bana kendimi güvende hissettiriyordu. Kalbim onunlayken evinde gibiydi adeta. Kollarında olmak bana huzur veriyor, geçmişin yüklerini taşımamda yardımcı oluyordu. Geçmiş duygularım benliğimi ele geçirmişti. Onun karşısında direnmek istemiyordum artık. Sadece onun sıcaklığını hissetmek istiyordum bedenimde. Gördüğüm işkencelerin bıraktığı soğuk izleri, sıcak kalbi ve sevgisiyle silmesini istiyordum.

Kendimi ondan kurtarmaktansa, iyice ona sokuldum. Sanki geçmişimdeki acıları silmeme yardımcı olabilecekmiş gibi sıkıca sarıldım. Onun da tutuşu sıkılaştı.

"Geçti hepsi Youngjae, merak etme. Ben yanındayım artık."

Uzunca bir süre sarıldık birbirimize. Sırtımı sıvazlıyor, beni rahatlatacak kelimeler fısıldıyordu kulaklarıma. Geçmişi tekrar silmeye, beni acılarımdan uzaklaştırmaya çalışıyordu kelimeleriyle. İlginçtir ki bu beni cidden rahatlatıyordu.

Bir süreliğine anı yaşamaya karar verdim. Kulaklarım sadece onun atan kalbini işitir oldu. Onun altımda inip kalkan göğüsünden başka bir şey hissedemez oldum. Gözlerim ise onun gözlerine kenetlenmişti. Zihnimin kapılarını kapatmıştım bu sürede. Düşüncelerimi dizginlemiş, onları şimdilik beynimin karanlık kısımlarına itmiştim ama sonsuza kadar orada kalamayacaklarının farkındaydım.

Artık her şeyi hatırlıyordum. Sanırım. Daehyun'la aramızda geçenleri, babasının bana yaptıklarını... Kafamdaki sorulara yanıt bulmak için sormaya bir yerden başlamam gerekiyordu.

Yavaşça doğruldum Daehyun'un kollarında. Uzaklaştım ondan biraz. Aksi taktirde korkaklık edip sonsuza kadar onun kollarında kalacaktım.

"Daehyun benim bazı sorularım var? Onlara yanıt bulamazsam kafayı yerim. Bana bu cevapları bulmamda yardımcı olur musun?"

"Tabiki Jayjay. Bunun için burdayım." derken güven veren bir gülümseme gönderdi bana.

"Yalnız başlamadan önce bana neler hatırladığını söyler misin lütfen? Mesela biz seni bulduktan sonra olanları hatırlıyor musun?" gözlerinde korku vardı bunu sorarken.

"Şey tam hatıladığımı söyleyemeceğim ama annemi hatırlar gibiyim. Bir arabanın içinde. Muhtemelen kaza anıdır."

"Evet. Haklısın. Kaza anı olmalı." rahatlamıştı duydukları ile. Beni şüphelendirmişti bu. Bana söylemediği bir şey mi vardı acaba?

Şimdilik çok kafama takmamaya karar verdim. Zaten yanıt bekleyen bir sürü sorum vardı. Bunlara bir tane daha eklenmesine gerek yoktu.

"Öncelikle ablam ve Yongguk Hyung iyi mi? Ayrıca niye Yongguk Hyung'un peşindeydin?" aslında soracak çok daha merak ettiğim sorular vardı ancak onlar için çok endişelenmiştim ve güvende olduklarından emin olmak istiyordum.

"Merak etme ablan ve Yongguk iyiler. Zaten ablanla ben tanışıyorduk. Ona babamın yine peşimizde olduğunu söylediğimde en güvenli yerin benim yanım olduğunu biliyordu. Bu yüzden seni almama izin verdi. Ben de onun güvenliğini sağladım. Babamın adamlarını başka bir doktora yönlendirdim. Yongguk'a gelecek olursak. Sanırım babam onu sadece sana ulaşmakta bir araç olarak kullanmış. Normalde Yongguk gibileri pek önemsemez ve oluruna bırakır. Fakat bu sefer sana ulaşmak için onu sıkıştırmış. Sana ulaşınca onun, babamın gözünde bir değeri kalmadı. Merak etme."

Hidden MonsterWhere stories live. Discover now