30.BÖLÜM:LİDER

Începe de la început
                                    

 "Evde hiçbir şey yoktu. Sadece toz ve hatıralar."

   Tek kaşını havaya kaldırarak bana baktı. Her yalanı anlamayı nasıl başarıyordu?  

 "Tamam, bir şey buldum ama sizi ilgilendiren bir şey değildi. Yani bu benimle ilgili ve gerçekten bu konuda seni yormak istemiyorum."

  Biraz düşündükten sonra omuz silkip çıktı. Derin bir nefes verdim ve ikinci sayfadaki isimle numaraya tekrar göz attım. Şimdi aramazsam sonra kendimde cesaret bulamayabilirdim. Numarayı tuşlayıp kulağıma götürdüm. 

  "Alo?" 

 "Oğuz Bey siz misiniz?"

"Benim."

"Ben Derin Soykan.  Sinem ve Sinan Soykan'ın kızıyım." 

   Hattın diğer ucunda bir süre sessizlik oldu. 

"Bizde seni bekliyorduk. Hoş geldin Derin."

                           *****

 Oğuz Bey, diğer avcılara benimle konuştuğunu anlatmak için telefonu kapattı. O kapattıktan sonra defteri incelemeye devam ettim. Türleri okudukça korkum artıyordu. Arel ve diğerleri orta derecede tehlikeli sayılırlardı. Bütün türleri avlamak için gümüş yeterliydi. Saf gümüş vücutlarına değer değmez hepsi yok olurdu. Bir tür hariç. En güçlü vampir türü, diğerlerine göre daha değişik özelliklere sahipti. Ama en korkunç özellikleri normal bir insandan hiçbir farkları olmamasıydı. Bütün kanınızı içene kadar onun bir vampir olduğunu anlayamazdınız. Avcılar, yüzyıllardır onların bir zaafını bulmaya çalışmışlardı ama bir şey yoktu. Sadece, onlardan korunmak için üzerinde kırmızı bir ok bulunan kolye takabilirdiniz. Ve kolyeyi onlar size yaklaşırken çıkarmalıydınız. Kaçmalarına fırsat vermeden. Bu, normal bir insanın akıl edip yapacağı bir şey olmadığı için genelde insanlar av oluyorlardı. Daha da kötüsü, bu türden olanlar çok sık yer değiştirdikleri için avcılar onlara yaklaşana kadar onlar çoktan uzaklaşmış oluyorlardı. Bir vampir türü, bir tipe bağlantılıdır ve o kriterlere uyan insanları avlarlar. B türün öyle bir özelliği de yoktu dolayısıyla cinayetler arasında bağlantı kurulamıyordu. Bu canımı sıkmıştı. Bende beni en çok rahatlatan şeyi yapmaya karar verdim. 

   "Pars, konuşalım mı?"

  "Gel."

   Yanına oturdum. 

 "Nasıl baş ediyorsun? Yani, bütün kurt adamlar sana bağlı ama sen çok rahatsın."

 "Hepsi benim kardeşim."

"Peki hepsi sana bağlı olsaydı ama isimlerini ilk kez duyuyor olsaydın ne yapardın? Hiç tanımadığın kişiler, senin için hayatını verebilecek olsaydı nasıl hissederdin?"

"Bir şey değişmezdi. Bana bağlılarsa, ben de onlara bağlıyımdır. Onları korumak için her şeyi yapardım." 

    Sanırım ne olduğunu anlamıştı. Bakışlarından bunu belli ediyordu. Yanından ayrılırken arkamdan baktığını hissediyordum. Odama geldiğimde Oğuz Beyden iki cevapsız arama olduğunu gördüm. Hemen geri aradım. Telefonun başında bekliyormuş gibi bir çalıştan sonra açtı. 

 "Derin Hanım, bütün avcıların sizden haberi var ve sizi görmeyi bekliyorlar. Annen ve baban onlar için çok değerliydi. Ne zaman isterseniz toplanabilirler."

 "Bütün avcılar mı?"   O kadar avcıya ne kadar iyi liderlik edebilirdim bilmiyordum. 

 "Sadece yakınlarda olanlar. 15 tane avcı."

 "Bu akşam herhangi bir yerde konuşabiliriz."

 "Atışkan Kafe sizin için uygun mu?"

 "Tabii ki. Siz diğerlerine haber verin."

 "Tamam. Akşam sekizde orada olursanız mutlu oluruz."

     Benimle patronlarıyla gibi konuşuyordu. Akşam bunu da hatırlatmalıydım. Nasıl bir şey giyeceğime karar veremediğim için Alkim'i çağırdım. Tabii ki her şeyi ona anlatmıştım. Yetimhanede birbirimize söz vermiştik, birbirimizden asla bir şey saklamayacaktık. Sonunda kırmızı bir gömlek ve siyah pantolona karar vermiştik. Diğerlerine nereye gideceğimi söylemedim, Alkim onları oyalayacaktı. Taksiyle kafeye geldiğimde içeride 10 erkek ve 5 kadın avcı beni bekliyordu. Benim yarım saat önceden gelmeme rağmen hepsi oradaydı. Yüzüme bir gülümseme yerleştirip aralarına karıştım. Hepsi dikkatli ve sevecen bir şekilde beni izliyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladım.

  "Ben Derin Soykan. Ama siz bunu zaten biliyorsunuz. Sonunda sizinle bir arada olduğum için mutluyum. Hepimiz bir amaç için toplandık. İnsanlığa zarar veren yaratıkları avlamak için. Hepinizle konuşucağız ve kısa sürede işinizde size yardımcı olmaya başlayacağım. Anne ve babamın isteyeceği gibi. Bir şey sormak isterseniz-"

   İçeri giren bir adam lafımı böldü. Birkaç saniye beni süzdü.

 "Derin Soykan? Demek avcıların lideri olan kız sensin."

 "Evet benim."

 "Ben bir avcıyım. Ailen beni iyi tanırdı."  Sonra bir şey hatırlamış gibi hararetle konuşmaya devam etti. 

 "Ama bir sorun var."

   Adını bilmediğim bir avcı huzursuz görünüyordu.,

 "Ne oldu?"

 "Bir cinayet işlenmiş. Ama cesette bir sorun var."

    İçimden cümleyi devam ettirmemesini diledim. Ama avcı konuşmaya devam etti.

 "Cesedin bütün kanı emilmiş. Ve görmeniz gereken garip şeyler var."

BALIN (TAMAMLANDI)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum