"Kal tabi. Yarın haftasonu abim de bugün nöbetçi onun odasında kalırsın" dedi Ömer kardeşine hak vererek.

Fulya ve diğer herkes başını olumluca salladı. Betül daha fazla itiraz etmeden teklifi kabul etti. Evi yakın da olsa bir gece aile sıcaklığını yaşamak ve aile kokan bir evde uyumak istiyordu.

Yemek bitince masayı kaldıran Fulya ve Betül güzel bir kahve yapıp koltukta yan yana oturdular. Ayrılmayan ikizler gibi hep yan yanaydılar. Fulya, Betül'ü çok iyi anlıyor ve ona yardımcı olmak istiyordu. Onun yengesi olmasını, yeğenlerinin annesi olmasını çok isterdi. Fakat abisinin kalbini bilemiyordu. Orası bilinmeyen bir bulmaca gibiydi.

"Bu sıralar yeni bir patron geldi. Adamı görsen işinin adamı. Çok iyi bir adam. Babam yaşında ama çok bilgili kendini geliştirmiş." diyen Fulya yeni patronunu övmeye başladı. Son gelişmeleri ona iletmeliydi.

"Bizim patron da bu yaz evlenecek" dedi Betül.

Arda ve Ömer de konuşmaya başlayınca keyifli bir sohbet başladı. O sıralarda Fırat, radyodan çıkan kısık müziği dinleyerek arkasına yaslanmış, nöbet işlerini ne çok sevmediğini düşünüyordu.

Aniden aklına geçen hafta geçirdikleri tatil geldi. Yüzünde oluşan tebessümün nedeni güzel vakit geçirmesiydi. Gözünün önünde beliren Betül'ün elbiseli hali ile oturduğu yerde sıçradı. Gözlerini fal taşı gibi açıp "Ne oluyor lan?" dedi kendi kendine mırıldanarak.

Tekrardan yerine oturup arkasına yaslandı. Bu sefer gözünün önünde Emre denilen adam belirdi. Fırat'ın anladığı kadarıyla bu gece geçmek bilmeyecekti.

Betül, Fulya'nın kendisine verdiği pembe pijamaları giyip yatmak için hazırlanmaya başladı.

"Şimdiden söyleyeyim erkenden kalkanı döverim. Betül sende dahilsin" dedi Arda haftasonu uyuyabildiği kadar uyumak istiyordu. Betül onun bu lafına gülmeden edemedi.

"Emrin olur doktor bey başka isteğin var mı?" diye sordu Fulya kardeşine imalı bir şekilde.

Ömer, Arda'nın saçını karıştırıp "Hadi hadi odaya. İyi geceler herkese" dedi ve Arda istemeyerekte olsa odaya girdi. Betül, Zahide Teyzeyle konuştuktan sonra Fulya, Betül'ü abisinin odasına götürmek için önden yürümeye başladı. Odanın kapısını açıp "İşte abimin odası burası." dedi gülümseyerek.

Betül çekinerek odaya doğru bir adım attı. Hemen ardından Fulya da odaya girdi. Oda da o kadar çok fotoğraf vardı ki Betül hepsini incelemek istiyordu. Kapının hemen yanında duvara asılı duran pano fotoğraf doluydu. Betül hepsini incelemeye başladı.

Fulya da elbette ona yardımcı olacaktı. "Bu abimin askeri okuldan mezun olduğu gün. Bu da babam önceden görmüştün" dedi Fulya açıklama yaparak.

Fırat öyle güzel gülüyordu ki Betül bir an onu böyle güldürebilmeyi istedi. Sevdiği adamın gülme nedeni olmak istedi. Diğer fotoğrafa baktığında ise bu sefer Fırat, bir mangalın başındaydı. Yanında yine babası vardı. Betül birden kaşlarını çattı. Diğer fotoğraflara göz atıp Fulyaya doğru baktı.

"Babasını özlüyor. Onu çok seviyordu değil mi?" dedi Betül. Birden ağlamak istediğini hissetti. Onun kalbinde yaşadığı özlemi kendi kalbinde hissetmesi normal miydi?

Fulya fotoğraflara doğru baktı. "Ben hiç babamın istediğini yapmadım biliyor musun Betül? Bana başka bir bölüm okumamı söylemişti ama ben mutlu olduğum yeri seçtim. Ne derse tam tersini yaptım. Ama abim...o babam ne derse yapardı. Babam asker bir oğlu olsun isterdi. Bu yüzden abim asker oldu. Babam gururlansın istedi."

AtıfetWhere stories live. Discover now