31. Bölüm: Lego House (Lego Evi)

248 12 5
                                    

Medya: Tuna'nın Söylediği Şarkı (Ed Sheeran - Lego House)

-Serhan-

1 Hafta... Yeni dönem başlamıştı ve ben Dünya'lı ama Dünya'sız bir şekilde 1 hafta yaşamıştım. Bütün taşlar yerine oturmuştu. Biz 3 hödük - Erkin kendi dahil bize öyle diyordu - aramızdaki sorunları çözmüştük ama Dünya Can'ı bile affetmesine rağmen - piç herif Mete'lerin grubuyla birlikte hepimizi Drunk'n Duck'a çağırmış; Dünya'nın en sevdiği şarkıları çalıp, kendinin koca bir göt olduğunu kabul edince ve ayrıca Nezih'ten umudunu kesmiş Sude'ye sürekli ilgili bakışlar atınca benim ruhuna, gözlerine, saçlarına, yüzüne, dudaklarına kısacası her şeyine aşık olduğum kız da onu affetmişti- ama hepimiz artık birlikte takılmamıza rağmen kesinlikle suratıma dahi bakmıyordu. Ona sorduğum sorulara cevap vermiyor, biri ona benimle ilgili bir şey sorduğunda boş boş suratlarına bakmak dışında bir şey yapmıyordu. Bu durumu Dünya yokken konuştuğumuzda herkes bunun geçici olduğunu savunsa da İnal doğru noktaya parmak basmıştı:

"Senden kaçamıyor. Hepimiz arkadaşız, hep birlikteyiz ve sen buradasın diye bizden kopmak istemiyor. Ama seninle ilgili hiçbir şey artık onu ilgilendirmiyor."

İnal'ın bunu elindeki kola kutusunu sallayarak söylemesinden sonra ona yanaştım: "Bu lafları eden o ağzına gerçekten de sıçmak istiyorum!"

"Serhaaaaann, hayır canım dünya barışı, lütfen!" dedi Aylin dalga geçerek.

3'ümüzün de dersi yoktu, ana bina da diğerlerini bekliyorduk. O böyle dediğinde gözlerimi devirdim ve kafamı olumsuz anlamda salladım: "Ekip! Hey, bana hiç yardımcı olmuyorsunuz."

O arada dersi bitmiş olan Erkin yanımıza geldi ve Aylin'in boynuna küçük bir öpücük kondurduktan sonra yandaki masadan bir sandalye çekip Aylin'le aramıza oturdu ve bana dönüp: "Sevgilimi rahat bırak kardeşim, kendine liste için başka bir kız bul."

"Rahat ol abicim, Aylin o listeye girmeyen nadir kızlardan biri ve bi kız bulmuştum ki liste için değil, hem de en sağlamından, ama sonra onu kafasızlığımla kaybettim. Hatırlatayım."

Yapmacık bir üzüntüyle omzuma vurdu ve sağ üst tarafımdan gözlerini bir yere dikti: "Of of... Bahtsız kardeşim benim. Şu anda o kız ne yapıyor bilmek istiyor musun?"

Tam o sırada çok tanıdık hafif bir gitar melodisi kafeteryayı doldurmuştu. Erkin de o melodinin geldiği yere bakıyordu. Bakışlarımı onun işaret ettiği yöne çevirdiğimde sinir katsayımın ne kadar çabuk arttığını fark ettim.

-Dünya-

"Sude sana söyledim. Can'a karşı öyle bir duygu yok bende. Hem sen de ne kadar arı beyiymişsin. Nezih'ten toplayamadığın özütü Can'dan almaya mı karar verdin?" Can'ın dövmeleri, kibar tavrı ve Nezih gibi umursamaz olmaması Sude'yi ciddi anlamda etkilemişti. Hepsi o odun oğlan beni yumuşatmaya çalışırken olmuştu. Birbirlerinden etkilendiklerini görmemek için kör olmanız gerekirdi. Özellikle de Nezih Sude'yi friendzone'a, Sude istemediği halde, sokunca; herkes için hayatın devam etmesi gerekiyordu. Belki de beni üstünde taşımaktan vazgeçen Atlas'ı unutmak da hayatımı devam ettirmeye çalışmamın en büyük fırsatıydı. Tam bunları düşünürken çok tanıdık gelen bir melodiyle kafamı kaldırıp müziğin geldiği yere baktım. Yaşadığım her şeyi anlatıyor muydu? Bilmiyorum...

Lego House - Ed Sheeran

I'm gonna pick up the pieces, (Parçaları toparlayacağım)
And build a Lego house (Ve bir lego evi inşa edeceğim)
If things go wrong we can knock it down (Eğer yanlış giderse bunu yıkabiliriz)

My three words have two meanings, (Üç kelimemin iki anlamı var)
There's one thing on my mind (Aklımda olan bir şey var)
It's all for you (Hepsi senin için)

Ortaya KarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin