10. Bölüm: Olduk

180 9 0
                                    

PS: Bu bölüm kısa ama sadece Erkin ve Aylin var. Tutku konusunda bir Serhan ve Dünya olmasalar da konuşmadan anlaşma konusunda, birbirlerinin ne düşündüğünü anlama konusunda en iyi çift diyebiliriz, ErAy için. 


-Erkin-

Karşımda oturmuş, beklenti içinde mavi gözleriyle bana bakıyordu. Bizim mekâna gitmek istemişti ama şu anda annem ve Semih Abi'nin gözü önünde onunla olmaya hazır değildim. Meraklı bakışlardan uzaklaşmamız gerekiyordu. Tanımadığımız bir kır kahvesinde çay içiyorduk. Aylin Gezgin... Neden? Diye sormak istiyordum. Bunca yıl neden hiç yüzüme bakmamıştı? Neden Serhan'la çıkmıştı? Benden Dünya'yı kardeşim gibi görmemin intikamını mı almıştı? Nede? Neden? Neden? Oysa ben en yakın arkadaşımın üvey kuzenim tarafından üzülmesine bile izin vermiştim, hatta 1 hafta önce deli gibi karşı çıkacağım bir şeye izin vermiştim. Dünya'yı Serhan'a teslim etmiştim. Sırf onun için, sarı saçlarının bir tutamıyla farkında olmadan oynayan sevdiğim kız için. Onunla ilk kez baş başa geçireceğim saatler için. Adam değilsin. Birden başımı hafifçe sallayarak bu anı bozmamam gerektiğine karar verdim, olan olmuştu ve ben kendi iç sesimle ve geri kalan her şeyle daha sonra kavga edebilirdim.

"İyi misin Erkin?" Aylin masanın üstünden uzanmış elini elimin üstüne koymuştu. Gözlerinde o kadar fazla soru vardı ki ama aslında bu sormak istediği soru değilmiş gibi geldi.

"Ne?" elinin temasıyla irkilmiştim. "Af edersin..." yutkunup gözlerimi baş ve işaret parmağımla ovuşturdum: "ben koptum galiba, açık konuşmak gerekirse ne söylemem gerektiğini bilmiyorum. İkimize de kuşlar bir şeyler fısıldadı ve ikimizde neyin ne olduğunu biliyoruz. Numara yapmak istemiyorum. Şu birkaç günde olan şeyler çok değişik ve hızlı geliyor ve rol yapmak, yalan söylemek, bazı şeyleri olmamış saymak benim kişiliğime ters Aylin. Açık konuşup kaçmamayı, sorunları ortada bırakıp yandan geçmeye tercih ediyorum." Dedim.

Gülümsedi: "Sınıfta havadan sudan konuşurken bakışlarından bunu fark etmiştim. Ama sadece bu değil, değil mi? Dünya'yı düşünüyorsun."

Şaşırarak ona baktım. Olgun, birçok saçmalık yapabilirdi ama 6 yıl boyunca kıskandığı bir kızdan, kızmadan nefret etmeden bahsedebiliyordu. Ama sonra fark ettim ki bu anlamsız kıskançlığı Dünya'nın açık sözlülüğü sayesinde yenmişti ve Dünya'ya olan sessiz mahcubiyetim daha da artmış oldu.

Ona cevap vermeyince: " Ben de düşünüyorum, onu. Kızı orada ben de bırakmak istemedim ama Dünya bize böyle bir armağan verdi. Onun değerini bilmemiz lazım. Nezih bir hata yaptı, bunu düzeltemeyiz ama Dünya'ya ona değer vererek bir hediye veriş oluruz." Diye devam etti.

"Nasıl olacak ki bu?"

"Aramızdaki meseleyi çözerek Erkin. Dünya bunu istediğini bana net bir şekilde söyledi. O yüzden bizimle gelmedi. Temelde üzgün olduğunda kabuğuna mı çekilirsin yoksa en yakın arkadaşınla mı takılırsın?"

"Duruma göre, kişiye göre değişir, Aylin."

"Ben bile Dünya'yı iki kez gördüğüm halde tanıyorum. Geçen Cuma Serhan'lara geldiğinizde sadece nazik davranmak için onunla konuşmuştum, ama sonra fark ettim ki buna gerek yokmuş, zaten biz dünya ile bilmeden arkadaş olmuşuz o beni ben onunla hiç konuşmadığım halde arkadaşı olarak görmüş. Onun bana verdiği değer altında ezilmekten korkacağım kadar büyük. Ben, bu kadar kocaman bir yüreği o incecik bedeninin neresinde sakladığını merak ediyorum."

Başımı eğdim, iki eliyle yüzümü avuçlayıp devam etti: "Artık birlikte olmamızı istememin nedeni tek sana olan sevgim değil, o kız için anormal bir şekilde gelişen vefam için."

Masadan kalkıp, çayların parasının biraz üstü bir miktarı bıraktım. Elini ona sormadan tuttum ve onu çektim.

"Nereye?" diye sordu.

Gülümsedim: "Bizim kafeye..."

Gülümseme karşılık vermişti ama çekingen bir şekilde sordu: "Yani biz..."

Başımı sallayıp tuttuğum elini daha çok sıktım. Onu kendime döndürerek iki elimle yüzünü avuçlayıp alnımı alnına yasladım: "Olduk!"

-Bölüm Sonu-

Ortaya KarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin