7. Bölüm: Allah'ın Espri Anlayışı Olmasaydı Ornitorenkleri Yaratmazdı.

362 11 3
                                    

Medya: Dünya ve İnal'ın dans ettiği parça...

-İnal-

"Evet, beyler dün gece ne naneler yediğinizin hesabını verecek misiniz? Yoksa ben sizin yerinize tahmin edeyim mi, içip içip sızmak nedir ya? Bana bunu bir anlatır mısınız?"

Nesrin Abla dün geceki durum yüzünden çok kızgındı babam da aynı duyguları paylaşıyordu ama iyi polis kötü polis olayı yüzünden daha sakin davranmaya çalıştığı yüzünü elleriyle ovuşturduğunda çok net belli oluyordu.

"Bir de bana dün akşam Emir'in evinde yemek yediğinizi niye söylemediniz Erkin Bey?"

4'ümüzde salondaki 3'lü kanepeye sıkışmış Nesrin Abla'nın bize bir güzel bağırmasını dinliyorduk, bir oraya bir buraya volta atıp önümüzde gelip gidiyordu: "Hayır yani Dünya, sen söyle neden bana bir şey demediniz, çocuklardan bile saklamışsınız, sonra öğrenmişler!"

"Çok ani oldu anne valla, söyleyecektim ama hızlı gelişti her şey." Diye durumu idare etmeye çalıştı Erkin.

"Ben dün öğleden sonra Dünya'dan öğrenmiştim Nesrin Abla." Diye araya girdi Nezih, dayanamayıp bizimkilere bakıp söylendim: "Neee? Pardon ama niye ben en geç öğreniyorum. Yemek yeniyor, her şey bitiyor. Oh ne ala memleket! İnal zaten dış kapının mandalı, yok yok o mandalın çivisi zaten."

"İnal bak valla söylerdim ama Erkin istemedi." Diye sızlanıyor Dünya.

"Hayır, madem Nezih'e söyledin, İnal'a niye bir şey demiyorsun, peki sen Nezih Efendi senin ağzın armut mu topluyordu bütün gece?" Diye bağırdı Erkin.

"Senin söylemen gerekirdi Erkin!" dedim.

"Kesin sesinizi! Bu evde şu an sadece ben bağırırım!" diye yeri görü inletti Nesrin Abla, hepimiz anında dutlarımız önünde duran bülbüle döndük, pardon o dutları yedik, sustuk desem daha doğru bir tanım olurdu. 1,2,3 TIP..

"Öhüm öhüm..." diye yalandan öksürdü, oturduğu yerden babam.

Bunun üzerine Nesrin Abla gayet sakin bir sesle ekledi: "Ha bir de babanız..."

Babam: "Hayatım ben cezalarını verebilir miyim?" diye sordu ve oturduğu yerden kalkarak yanımıza geldi.

"Tabi ki sevgilim evin babası sensin..." Nesrin Abla başını sallayarak babama yer verip azıcık kenara çekildi. Babam nispeten düzgün cezalar verdiği için yaptırım gücü de fazlaydı.

"Erkin ve Nezih bu gün evden kesinlikle çıkılmayacak! Nesrin'in istediği her yer temizlenip pırıl pırıl yapılacak. Balı döküp size yalatıcam ona göre."

"Ama Semih Abi, kafede Dünya ile ben olacaktım bu gün."

"İnal senin yerine kafeye bakar Erkin'cim, yarın da sen İnal'ın yerine bakarsın Olur mu? Peki, oğlum sen iznini yarın kullanabilirsin değil mi?" diye bana sordu.

Pazar günüm ne zamandır doluydu bu beni sevindirmişti, kocaman bir gülümsemeyle: "Olur babacım, Dünya ile hallederiz biz." Dedim.

"Olur, Semih abi, sen nasıl istersen." diye ekledi Dünya.

"Tamam, o zaman iş bekler, siz kafeye inin."

"Kolay gelsin gençlik!" diye Erkin'lere el sallayıp Dünya ile kafeye indik. Şansımıza Nesrin Abla ve babam her yeri dün akşam temizlemişlerdi biz de biraz paspas yapıp saat 9 gibi ilk müşterilerimizi içeriye buyur ettik. Hepsi kafenin müdavimleri olduğu için çok sıcak bir ortamımız vardı. Haftanın her gün profili belliydi, genellikle de gelen hep aynı yere oturuyordu ve isimlerimizi, neler yaptığımızı müdavimlerimiz çok iyi biliyordu. Semih, Nesrin ve çocukları diyorlardı hepimize. Dünya ve Nezih de onlar için babamla Nesrin Abla'nın çocuklarıydı hatta bi keresinde 80'nine merdiven dayamış Nejdet Dede babamdan Dünya'yı doktor torunu ile tanıştırmak için izin istemiş bunun üzerine Dünya sinir olmuş ama babam ve Erkin bu olayı çok komik bulmuşlardı, olayı evde akşam yemeğinde bize anlatmışlardı. Onlar kahkadan gözlerindeki yaşı silerken Dünya dayanamayıp, Erkin'in bacağına bir tane geçirmişti. Babam Dünya'ya takılmak için bazen: "Bak seni Nejdet Amca'nın torunu ile baş göz ederiz evde kalmazsın. "demeye başlamıştı.

Ortaya KarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin