1. Bölüm "Bahis"

Começar do início
                                    

"Ne tartışıyorsunuz yine siz bakayım?" diye sordum meraklı meraklı. "Şule kaltaklık ediyor." dedi Utku, mavi gözlerini sinsilikle kısarak. "Avşar. Şu yeni gelen çocuğa bir bak. Tanrı aşkına nefes kesmiyor mu sencede?" Şule oldukça heyecanlıydı.

"Senin bir sevgilin var." dedi Utku, "Ne yani diyetteyiz diye menüye de mi bakmayalım!"

"Bakma. Menüye bakarsan diyetin bozulur."

"Diyete ihtiyacım yok ki!"

"Herkesin biraz diyete ihtiyacı vardır."

İkisi hararetli bir tartışmaya dalmıştı fakat benim görebildiğim tek şey çocuğun ne kadar seksi olduğuydu. Gözlerim kaslı bacak adelelerinden, tişörtüden fırlayacakmış gibi duran sixpacklerine kaydı. Erkeksi yüz atları ve kalın dudakları... O kadar güzeldi ki. Gözüme öyle tehditkar görünmüştü ki birazdan "Hey yakışıklı, gelsene biraz banka soyup kanun adamlarını indirelim?" diye bir teklifte bulunacaktım ama buna babam karşı çıkabilirdi.

"Avşar! Sen bizi dinliyor musun?" Şule sinirle bana bağırdı. "En son diyet falan diyordunuz." dedim az önceki çocuğa karşı hissettiklerimi unutmaya çalışarak. "Hayır aptal! Utku bana şişko olduğumu söyledi. Bana sen şişko bir kaltaksın dedi." Şule, Utku'nun saçını başını yolacağa benziyordu.

En son çocuğun ne kadar yakışıklı olduğundan bahsederken ne ara bu kadar kavga etmişlerdi, aklım almıyordu. Tekrar söylüyorum; ilişkiler çok boktandı.

"Öyle bir şey demedim! Sadece herkesin diyete ihtiyacı vardır dedim. Sende öyle olmadığını söyledin ama daha dün 'bacaklarım kalın' diye şikayet ediyordun. Sana kaltak dediğimi de nereden çıkardın!" Utku ne zaman Şule'yle tartışmaya girse genelde en sonda "Tamam aşkım haklısın." diyordu. Çünkü bu şirret Şule'ye, masum Utku'nun gücü yetmezdi. Kimse Şule'yle başa çıkamazdı.

"Kaltak demek istedin. Demesende diyecektin. Ben anlarım." Şule omuz silkti. Ah, bu kız tam bir baş belasıydı. "Aşkım ben sana hiç öyle der miyim?" Utku en sonunda Şule'yle tartışılmayacağını anlamış ve pes etmişti. "Git. Öpme beni." Şule, kollarını birbirine doladı. "Güzel sevgilim, ben seni böyle seviyorum." 

İkisi sırnaşmaya devam ederken ben hala çocuğu kesiyordum. Bizim okul, daha önce böyle bir erkek görmemiş olabilirdi. Okulumdaki erkeklerde fena sayılmazdı ama onlara alışmıştım. Oysa bu çocuk James Dean vari saçlarıyla ortalıkta dolaşarak beni cezbediyordu.

"Avşar! Çocuğa bakmayı kes. Fırat'la ne oldu ?" diye sordu. Fırat'la yaz tatilinde çıkmaya başlamıştık ama sapığın tekiydi. Ayrıca parası var diye kendini bir bok sanıyordu. Sanırım ondan ayrılmıştım. Çünkü çocuk her fırsatta sevişmek istediğini belli ediyordu.

Ne kadar inkar edersem edeyim göründüğüm gibi bir kız değildim. Erkekler onları arzuladığımı falan mı düşünüyorlardı acaba? Hangi kız aşık olurdu ki? Ah evet yanımdaki kız fena halde birilerine abayı yakmış görünüyordu. Benim ilkem "Bir kız öpüşür ama asla aşık olmaz"dı lakin buna rağmen öpüşmeyi bilmiyordum. Sevgili olayları utanç vericiydi.

"Fırat'la sadece takılıyorduk." diye omuz silktim. Benim aklım o çocuktaydı. Adını bile bilmiyordum. "Sen yeni gelen çocuğa tutuldun değil mi?" diye güldü. "Ne tutulması. Her zamanki halim." ama hala gözlerimi alabilmiş değildim.

"Pekala. Avşar sanırım bu çocuktan gerçekten hoşlandı." Şule ve Utku kıkırdadı. "Hoşlanmadım!" aniden ayağa kalkınca ikisi birden şaşırdı. "Biraz daha tepki gösterirsen göründüğün kadar salak olduğun anlaşılacak." dedi Utku gülerek. Kollarımı birleştirip manikürlü tırnaklarımla oynamaya başladım. "Salak değilim ben." dedim dudaklarımı büzerek. "Hı,hı değilsin." dedi Şule sırtımı sıvazlayarak. Bu iki sevgili beni fena kekliyordu.

Aşk ve NefretOnde histórias criam vida. Descubra agora