Bölüm 41 ● Siyah Eldivenler

614 38 44
                                    

"Tamam. Bundan başkasına bahsetmenizi istemiyorum. Özellikle babama. Biliyorum Kururi... kardeşine dikkat et... Özür dilerim."

Shizuo duyduğu telefonun kapanma sesiyle gözlerini aralayıp ovuşturdu. "Kardeşin mi aradı?"

"Ah, evet. Mairu rahatsızlanmış sanırım. Kururi aradı." İzaya gülümseyip sarı saçları öptü. "Günaydın, shizu-chan."

"Günaydın pire."

Gülümseyip yatak başlığından destek alarak kalktı İzaya. Lavaboya girip kapıyı kapattığı gibi yere yığıldı.

Günlerdir sürekli Shizuo'yı kışkırtıyordu ve omurgasından yayılarak parmak uçlarına kadar bir ağrı vardı bedeninde. Değil yürümek, oturur pozisyonda durmak bile tam anlamıyla çin işkencesiydi. Banyo mermerine yaslanıp doğruldu ve aynaya baktı.

"Boynumdaki izleri saymazsak rezalet görünüyorum." Diye mırıldanırken bir yandan üzerindeki tek giysi olan tişörtü çıkarttı. Duş almak iyi gelecekti.

Belindeki havluyla çıktı banyodan. Tekli koltukda duran Shizuo'nun gömleğini geçirdi gene üzerine. Saçlarını kurutup aşağı indiğinde sarışını ona çoktan kahvaltı hazırlamıştı. Gülümseyerek ağzındaki sigarayla kendisine bakan adama yaklaştı. Elini gömleğinin yakalarına koydu ve parmak uçlarında yükselip yanağını öptü.
"Çay mı yaptın kahve mi?"

"Siyah çay." Diye yanıtladı sarışın. "Belin ne durumda? Günlerdir çizgiyi epey aştık."

"Sızlıyor yalnızca sorun yok. Alıştım sanırım." Diyip elindeki pardaklarla sarışına baktı. Sırıtıp "Ee? Sen memnun musun?" Diye sorduğunda Shizuo sivri dişlerini göstermişti. "Sanırım bir insanın olabileceği en memnun seviyedeyim."

Shizuo farkında değildi ama ne zaman bir şey gerçekten hoşuna gitse dudakşarı yukarı bükülür, sivri dişleri gözükürdü.

Bardaklara çayları doldurup bar tipi tezgahın üzerine oturdu İzaya. Sarışını izledi gülümseyerek. Shizuo göz ucuyla baktı ve kenardan cam şişe ve bir geniş bardak aldı. Şişeyi sırtından fırlatıp bardağın içiyle tuttu. Havada ters çevirip dirseğiyle vurarak iki kez çevirdi ve havada ters yakalayıp bardağa döktü içindeki suyu.

İzaya etkilenmişiçesine alkışladı. Kendisine uzattığı bardağı aldı. "Demek ki barmen olmak için yeteneğin varmış cidden?"

"Tabii ki." Dedi sarışın kıkırdayıp. "Sadece şişe ve kokteyl bardakları çevirmek gerekse olurdu ama... Büyük bir içki gurmesi olmak gerekir. Ben de o konuda pek becerikli değilim. Sabırlı da değilim..." Elleriyle kendisini gösterdi. "Gördüğün gibi sadece bardak çeviriyorum."

"Çok havalı." Dedi İzaya kıkırdarken. Tezgahtan indi ve masaya geçti. Sevgilisi de karşısına oturmuştu. Tam güzel bir tatil kahvaltısına başlayacaklarken, üst kattan gelen telefon sesi İzaya'nın anında ayağa kalkmasına sebep olmuştu.

"Namie olmalı. Ben hemen dönerim." diyip koşarak üst kata gitti. Telefonu eline aldığında çoktan kapanmıştı ancak aramasına gerek kalmadan bir mesaj gelmişti.

Kimden: Namie
Cesetleri temizlettim, cihazı buldum. Tek kalan şu metal zımbırtıyı bedenine yerleştirmek için buraya gelmen.

Kimden: . . .
Teşekkürler. Ne kadar sürer?

Kimden: Namie
En fazla yarım saat. Dikişleri de Shinra kapatacak. Kırk dakika içerisine ameliyat izleri bile kalmaz.

Kimden: . . .
Tamamdır. Bir kaç saate ordayım. Ben çıktıktan sonra evin çevresini temizleyin. Ben zaten giderken bir kaçını indiririm.

SHIZAYAWhere stories live. Discover now