Bölüm 9 - "Nasılsa eskisi gibi olacağız..."

2.4K 139 47
                                    

İzaya gözlerini araladı. Günlerdir o günün aksine tek uyanıyordu. Koskoca evde tek başına.

Shizuo 'nun kendi evinde kalmasının üzerinden tam bir hafta geçmişti. O günden beri yine didişiyorlardı ama aralarında tarifsiz bir boşluk vardı.

O tarifsiz boşluk kendisini içten içe iyiyip bitiriyordu. Her seferinde de tesellisi olan tek cümle "Nasılsa eskisi gibi olacağız tekrar.." diye geçiştiriyordu.

İç çekip yattığı yerden kalkıp yatağı düzeltti. Uyuşuk uyuşuk aşağı inip banyoya girdi. Yüzünü yıkayıp kendine baktı. Göz altları çökmüş, uykusuz, suratsız, beyaz bir ifade vardı karşısında. Ellerini dudaklarının yanlarına koyup gülümsetti "aa~ ven çov vutluyum~ esvi vafamıma döücem~" diye bir süre saçmaladıktan sonra banyodan cıkıp mutfağa gitti. Girişteki takvimden bir yaprak daha koparıp tarihe baktı.

"Siktir lan.." dedi kaşlarını çatarak. "Bu gün bizim shinra'lar rutin partilerinden verecekler.." diye iç çekti ve dolabı açtı.

Shinra ve Celty her Temmuz 20 de yemek verirlerdi. Pastalar, börekler havada uçuşur, arkadaşlar birbirine hediyeler verirdi. Tabi pasta börek zerre umrumda değildi ama arkadaş..

"İzaya davet edilmiyor~ hep yalnız kalıyor~ o da arkadaş istiyor~ ama onu kimse sevmiyorr~" salak salak şarkı söylerken yumurtaları kırdı. "Dolapda birsürü şey olmasına rağmen her sabah üşendiği için fakirler gibi yumurta yiyorr~ Shizu-chan ın pattislerini seviyor ~~" iç çekerek gıcık şarkısına devam ettirdi
"Nasılsa eskisi gibi olacağını söylüyor~ halbuki kendisi de bunu istemiyor~ itiraf edemiyor~ salak salak şarkı söylemek dışında bi bok yapmıyor~~" tabağı alıp masaya bıraktı ve kahve makinesini çalıştırdı. Masaya oturup kahvaltısını yaptıktan sonra masayı toparladı ve kahvesini alıp bilgisayar başına geçti.

Dollars ta çoğu insan Shinra'nın yemek partisinden söz edince canı sıkıldı.

Siteden çıkıp sandalyeye yaslandı. Bu gün tembellik edebilirdi. Yapacak iş gidecek bir partisi yoktu sonuçta. Tribe girmiş durumdaydı.

"Off ulan! Bir insan tanesi yüzümü görmek istemiyor! Kıçımı öpün!" ayağa kalkıp kahve bardağıyla balkona çıktı. Az ilerde büyük bir gürültü vardı ve ayının biri "GHAAAAAAAAA" tarzı anırıyordu. Büyük ihtimalle bu shizu-chan'dı. Gülüp olan biteni izlemeye devam etti. Adamların birkaçı kaçarken enselerinden tuttu ve birbirine kafa kafaya çarpıştırdı. Adamlar bayılırken derin bir nefes alıp gözlüklerini çıkartıp Tom'a seksi bakışlarını kilitledi. Gerçi shizuo her daim seksi bakıyordu ya..

İzaya odasına gidip üzerini değiştirdi. Ayna karşısına geçti.

Shizuo yu görünce ten rengi yerine gelmişti. İçinden bir ses "shizuo ile karşılaşma ihtimalin var!" dediği için saçlarını taramaya başladı.

Bi dakika lan?! Dedi iç sesi biz Shizu-chan için mi hazırlanıyoruz???
Mantığı sohbete girdi Aynen.. Biz şimdi sırf onun için dışarı çıkacağız...
Beyin tekrar kontrolü ele aldı. Sakin beyler, ben şimdi alır bu eli, kaldırır, o kocaman s--

Tamam beyin orda dur! Dedi iç ses yine Bu iyi yerlere gitmiyor!

Ben sadece kocaman kafadaki saçları dağıtacaktım... Dedi beyin hüsranla.

Mantık iç çekti. Sizden adam olacağı yok. Bana bırakın!

İzaya kendine sıkı bir yumruk geçirdi. Kendine gelmesi gerekiyordu. Ayrıca her bir tarafı farklı bağırıyordu..

Yanağını ovup saçlarını dağıttı. Tüm hevesi sönmüştü. Kafasının içindeki birsürü küçük izaya onu rahat bırakmıyordu. Ama onları hayal ederek düşünmek daha kolaydı.

Mantık, Beyin, İç ses, duygular ve kendisi.

Bazen tüm kontrolü onlara bırakırdı ki bu biraz şozofrenimsi duruyordu...

İçeri gidip koltuğa uzandı.

Duygularını belirten tarafı ışıldayıp, çiçekler saçarak birisiyle öpüştün~ dediğinde izaya dudaklarını dişledi.

Ne var bunda? Dedi iç sesi.

Ah izaya, tek gecelik ilişkilerde bile kimseyi öpmeyen sen, düşmanının şehvetli Öpücüklerine karşılık verdin~ ayrıca seni bile davet etmedikleri için kırgınsın. Daha doğrusu arkadaşın yok diye kırgınsın. Ama kime?

Mantığı devraldı konuşmayı. Onlara kötü davrandığın için kendine mi? Yoksa senden korktukları için onlara mı kızgınsın? Kime izaya?

İzaya mantığına hak veriyordu.

İnsanlarla yersiz yere uğraşıp durduğu için kendisinden korkup herşeyi mahvetmesin diye o hariç herkes belli aktivitelere davet alıyor, katılıyor dı. İzaya da sinirlenip onların hayatlarını kaydırıyordu.

O derin düşüncelerde boğulurken akşam olduğunun farkında bile degildi...

SHIZAYAWhere stories live. Discover now