Bölüm - 23 ● Ölen Dost

1K 74 12
                                    

İzaya gözlerini açıp kırpıştırdı. Bembeyaz tavana baktı bir süre. Tam doğrulacaktı ki kalçasına saplanan ağrıyla inledi.

"Aa! Hepsi senin yüzünden!" Gözlerini yanındaki çakma sarışına dikti. Dün akşam kısmen tecavüze uğramıştı.
"Ceza olarak öpüşürken havasızlıktan boğularak infaz edileceksin!" Diyip dudaklarına yapıştı.

Shizuo şok olmuş bir ifadeyle çırpındı bir süre. Ardından eli sevgilisinin saçlarına gitti. Uzun öpücükleri bittiğinde ise derince soluklandı. "B-beh-beyaz ışığı gördüm..."

Sevgilisi sırıttı. "Bu seni infaz etme yöntemim. Ne zaman sinirimi bozacak olursan beyaz ışığı görmeni sağlayacağım." Kıkırdayarak solucan gibi kıpraşa kıpraşa doğrulmaya kalktı.

"Neden moralini bozdum ki şimdi?"

İzaya ona ciddi misin bakışlarıyla "Dün akşam ve tecavüz kelimeleri birşey ifade ediyor mu?" Dedi dik dik.

Dün kucağımda inliyordu halbuki... diye içinden geçirip bir yandan sırıtırken bir yandan da saçlarını karıştırdı Shizuo.

"Sabaha karşı telefonun çaldı. Çok yormuştum seni uyandırmak istemedim."

"Öyle mi?" Dedi izaya telefonuna uzanıp. "Alex aramış. Saat kaç k-" genç adam saate baktığı gibi yataktan fırladı. Kıçının ağrısına aldırmadan kendini banyoya attı.

Shizuo kalkıp daha yeni giyinmişti ve kahvaltı hazırlayacaktı ki çoktan banyosunu yapan çıplak bir İzaya odaya dalınca utancından dona kalmıştı. Hızla giyinen sevgilisine bakı biraz.
"Kahvaltı yapmayacak mısın?"

"Zamanım yok!" Giyinip saçlarını kurulamaya başlamıştı. "Acele etmezsem Namie alnıma zımba saplar ve ben bunu istemiyorum..." eğilip kafasındaki havluyla iş çantasını düzenlemeye koyuldu. "Tamamdır. Ben gittim!" İzaya fırlayıp dudağına ufak bir buse bıraktı ve kapıya yöneldi.

İndiği gibi bulduğu ilk taksiye dalıp ofise gitti. O ofisin önüne geldiğinde şiddetli bir yağmur bastırmıştı. İçeri girdi sessizce. Namie telefonla konuşuyordu.

"Anlıyorum. Kendileri az önce geldiler ben iletirim. Size de." Telefonu kapatıp ona döndüğünde yüzünde buruk bir ifade vardı. "Orihara-san... dün akşam Bay Calwin..."

İzaya kaşlarını çattı. Bay Calwin dediği kişi lisede Alex ile kendisinş dize getirmeye çalışan şehir dışındaki bir arkadaşlarıydı. Çok serseri tipli birisiydi. Üstelik kendisini zekasıyla yenmeye yaklaşabilen tek kişiydi. (Mutimedya da resmi var)

"Ne olmuş ona?"

"Ö-öldürülmüş..." dışarda çakan sert şimşek ortama korkunç bir hava vermişti. "Sen... ne? Onun öldürülmesi imkansız! O adam..."
Benim birkaç arkadaşımdan birisiydi... diye fısıldadı kendi kendine. Eliyle saçlarını karıştırdı. Dövmeli kolunda hafif bir sızlama hissetmişti. "C-cenazesi ne zaman?"

"Normalde öğleden sonra programımız var fakat bu durum için öğleden sonranızı tamamen boşalttım."

"Nasıl öldürülmüş?"

"Tam bilinmiyor... ama öldürüldükten sonra fabrika makinelerinin dişlilerine atarak parçalamışlar cesedi... işçilerden birisi parmağını bulmuş. Cesedin parçalarını görme şansım olursa eğer birşeyler bulabilirim.. " İzaya duyduğu şeyle şok olmuştu. Eğer canlıyken makina dişlileri tarafından parçalanmışsa onun için acı bir ölüm olurdu ve böyle olmamasını ümit ediyordu.

"Ceset hala hastanededir." Masasına gidip çekmeceyi karıştırdı biraz. Ardından Namie ye bir kart fırlattı. "Bu kartla istediğin cesedi incelemede yetkin olacak. Kalite sahte ha?" Dedi buruk bir ifadeyle.

"Teşekkürler." Genç kadın odadan çıkar çıkmaz İzaya kendisini koltuğa bıraktı. Şu an Shizuo olsaydı yanında 'Hadi ama ağlama!' Diyip kendisine sarılırdı büyük ihtimalle. O sarılmaya ihyacı vardı biraz. Boğazındaki dev düğüm ve kolu çok acıyordu...

O sırada ofis kapısından gelen sesi aldırmadı ve başını koluna gömdü. Namie birşeylerini unutmuştu büyük ihtimalle.

Fakat beklenenin dışında birşey olmuştu. Erkek parfümü kokan bir adam elini başına koymuştu.

İzaya pembe yanaklar ve parlak gözlerle kaldırdı kafasını. Karşısında Alex duruyordu.

"Hadi ama. Ağlama. O göz yaşları daha sonra lazım olacaktır." Dedi başını severken.

"Sussana sen. Üstelik sen neden ağlamıyorsun? En çok ağlayanın sen olman gerekmez mi?"

"Ben öldüğümde en son o farketmişti halbuki..."

"Ne dedin duyamadım?"

"Yok birşey..." Alex gözlerini kaçırdı.

'Siktir... Az daha çaktırıyordum...'



SHIZAYAOn viuen les histories. Descobreix ara