Bölüm - 31 ● Kızıl Sürmeler

623 46 20
                                    


Shizuo sinirle duvarı yumrukladı. Hırıltılı bir ses çıkarıp elini içine göçen duvardan çıkardı.

"Ne demek ölecek?! O adamı bulup gırtlağını parçalamak istiyorum! Kalbini söküp çiğ çiğ yemek istiyorum!" Sinirlenip saçlarını sıktı.

"Shizu-chan. Sence ben ölür müyüm? Bir bak bana. Sen dahi öldüremediysen beni, dünyada başka birisi var mı bunu yapabilecek?" İzaya tebessümle koltukta kendi saçını yolan adama yaklaştı ve ellerini tutup çekti.
"Olabilir İzaya." Dedi sarışın endişeyle. "Sen normal limitlerin de altında bedene sahip birisin. Birisi canına kastettiğinde kaçamazsan öldürülürsün..."

Sevgilisi onu duymazdan gelip ellerini tuttu. Bir elini yanağına koyarken diğerine dudaklarını yaslamıştı. Gözlerini yumdu. "Bu kadar güçlü olmanın sebebi ellerin olmasına rağmen o kadar güzeller ki..." diye mırıldandı. Shizuo, ellerinden tutup kucağına çekti sevgilisini.  Koltuğa yatırıp öptü derince.

"Demek ki istediğimde sinirlerini gevşetebiliyor muşum?" İzaya sırıttı.

"Tabii ki. Ne de olsa sen benim için biçilmiş kaftansın."

=~÷~=~÷~=~÷~=~÷~÷~=~÷~=~÷

"Alex..." Calwin sırt üstü kanepeye uzanmış, elindeki resme bakıyordu.  "OF! NEDEN TAKILIP KALDIM BEN ONA?! GÖREVİMİ DÜŞÜNMEM GEREKİRKEN BEN BAŞKA BİR ADAMIN RESMİNE BAKIP İÇ ÇEKİYORUM!!!"

Kendi kendisine koltukta takla attıktan sonra ayağa kalktı. Lavaboya gitti ve suyu açıp ellerini ıslattı. Ellerini alnına sürüp aynaya baktığında gözleri sürmelerine gitmişti. "Gene dağılmış.." dedi aynaya yaklaşırken. Bir yandan eliyle düzeltirken bir yandan mırıldanıyordu. "Ne zamandır sürüyorum acaba ben bunları..." aklına gelen şeyle iç çekti.

Doğru ya... Alex yakıştığını söylediğinden beri... her gün... geç kalsam bile uğraşırdım...

Bir keresinde, Alex kendisine kölelik yapmak zorunda kaldığı bir gece, Calwin uyurken gözlerine bu kızıl sürmelerden çekmişti Alex. O zamanlar kendisinden daha küçüktü. Uyandığında tam ona kızacakken, gözlerini sıkıca yummuş, "a-ama size çok yakışacağını düşünüyordum!" Dediğini görünce vurmaya dahi kıyamamıştı. 

Calwin, Alex'den on yıl kadar önce ölmüştü. Cehennem'de dirilip bir haftada üstün gayretle kölelik seviyesinden kurtulmuştu. Alex öldüğünde başta Cehennemde değil, cennetin sularında dirilmişti. İzaya doğuduğunda ise onun yüzüne aşık olduğu için  kanatları kopartılıp cehennem'e sürgün edildi. Köleliği uzun sürmüştü. Nerrissa onu ve Calwin'i seçerek, İzaya'yla birlikte yeniden doğmak üzere dünyaya göndermişti.

Calwin ise kendisinden alt seviyede olduğu için onu partner olarak kullanmaktan geri kalmamıştı. Zaten yüzünü beğendiği tüm erkek kölelerle sürten bir adam olarak anılıyordu...

Fakat bir süre sonra tek beğendiğinin yüzü olmadığını fark etmişti. Acı kaderi ise onun umutlarını yıkacak bir şey yapmıştı.

Şeytan'a aşık olduğu için cennetten düşmesi yeterli bir ceza olmamıştı. O hala efendisine aşık olan zavallı bir köleydi.  Bu sevdasından vazgeçemiyor oluşu, kanat yaralarını yakıyordu. Elini gözlerinden çekti Calwin.  Başını eğdi ve hatırladıkları yüzünden dolan gözlerini sildi elinin tersiyle
"Siktir..."

Tam da hatırlayacak zamandı...

Not olsun, Bir sonraki bölüm Calwin ve Alex'in anıları ve smut~~ (yeey!)

SHIZAYAKde žijí příběhy. Začni objevovat