Bölüm - 21 ● "Bay Alexandr Edwin Becky"

1.4K 64 46
                                    

"Titrediğini hissedebiliyorum.. "

İzaya biraz utanıp biraz da heyecanlanmıştı. Kendisini anlayabilen birisi duruyordu karşısında. Yıllar önce hissetmişti en son bu hissi.

Bir anda ellerini çekip utandığı için yüzünü kapatarak dizleri üstüne çöktüğünde Shizuo yanlış birşey yapmış gibi irkildi.

"İ-İzaya?!"

Genç delikanlı biraz daha ellerine gömülürken utandığını tarif eden inltiler çıkartıyordu. Sevgilisi de eğildi onun gibi. "Y-yanlış birşey mi yaptım..?"

Başını olumsuz anlamda salladı. Parmaklarını aralayıp göz ucuyla baktı. "T-teşekkürler... gerçekten..."

Sarışın adam liseden beri yapmadığı hareketle, yani elinin tersiyle ağzını kapatarak pembeleşen yanaklarla sevgilisime baktı. "I-ıhm..."

Bu sevimli an İzaya'nın çalan telefonuyla bozulmuştu. İkisi de irkilip ayağa kalktılar. İzaya telefonunu kaptığı gibi başka bir odanın yolunu tuttu. Domates gibi kırmızılıkta onun karşısında durmak istemiyordu.

Telefonu alıp açtı. "Alo..?"

"Orihara-san. Yarın sabah iş gününüz olduğu için şimdiden bilgilendirme yapmak zorumdayım. Yarın Yaku(za) şirketiyle bir akşam yemeğiniz var. Aslında bildiğiniz üzere yemek adı altına saklanan bir bilgi alışverişi olacak. Bay Becky ve oğlu katılacak. Kao Otelinde gerçekleşecek. Bu nedenle göze batmamak için birkaç şirketle daha eklenerek yemekli toplantı süsü veriliyor."
İzaya kendine geldi. Boğazını temizlemek için öksürdü ve "Başka?" Dedi.

"Gitmeden önce biriken birkaç belge imzalamalısınız. Rahatsızlığınız sebebiyle işleri günlere yaydım. "

"Teşekkürler Namie." Dedi telefonu kapatarak. Lavaboya gidip yüzünü yıkadı. O sırada telefonuma Namie'den mesaj gelmişti.

Namie: Son bir aydır teşekkür eder oldun. İzaya'ya ne yaptın diyeceğim ama patronum olacak o dangalağa kimse baş tutamaz... hadi hayırlısı.

Orihara İzaya-san:
Haha. Komikmiş

İç çekti ve telefonunu alıp shizuo'nun yanına döndü.
"Bugün yapacak birkaç işim var." Dedi iki bardak çıkartırken. "Yarın sabah işyerine gidiyorum ve akşam geç döneceğim. Anahtarımı verebilirim istersen." Dedi badaklara kahve koyup. Birisini sarışına uzattı.
"Akşam geç mi döneceksin? Neden ki?"

"Yemekli bir toplantım var. Akşam ikiden önce dönemem sanırım." Shizuo'nun gözleri parladı.
"Benim evime gel?"

"Olabilir. Hem otele de yakın. " elindeki kahvaltılıkları masaya dizerken gülümsedi. "Bu evde iki kişi bulunmayalı bayağı oluyor." Shizuo'da tebessüm etti. "Ben de birisiyle bu kadar zaman geçirmeyeli bayağı oluyor."

Birbirleriyle sohbet ederek güzel mi güzel bir kahvaltının ardından Tuhaf Adam'ı gördükleri kafeye gitmişlerdi. Ardından akşam evlerine dönüp film izlerken erkenden uyuya kalmışlardı.

İzaya, o gıcık ses tonu olan alarmının çalmasıyla açtı gözlerini. Önce uzanıp önündeki sehbadan 'kalkcanmı artık?' Diye ciyaklamaya devam eden alarmı kapatıp, ardından kendisini kucaklayan sarışına baktı. Tebessümle ufak bir öpücük bırakarak hemen banyoya fırladı. Kaptığı havluları kenara bırakıp ışık hızıyla banyosunu yaptı. Bu gün önemli bir işi vardı ve bütün emeğini ve gücünü bu işe vermeliydi.

Banyodan çıkıp kurulandı ve yine üzerine shizuo'nun tişörtlerinden birini geçirdi. Aşağı indi. Kahvaltı hazırlayıp sevgilisini uyandırmaktı amacı ki, içeriden gelen kızarmış ekmek kokusuyla gülümsedi. İçeri girdiğinde kızarttığı ekmeğin köşesinden bir parça kemiren sarışına bakıp, "Oooo? Fare buldum!" Dedi kıkırdayarak. Shizuo'nun ağzındaki ekmeği ısırıp ufak bir parça da kendisi almış oldu. "Günaydın."
"Günaydıın. Beni büyük zahmetten kurtardın. Saol Shizu-chan."
Sevgilisi kahve bardağını ona uzatırken "Ne demek?" Dedi centilmen centilmen.

SHIZAYAWhere stories live. Discover now