Bölüm 33 ● (S) "Benim İçin Hava Hoş."

865 43 10
                                    

"Edwin! Dur dur dur! Bırak onu oraya!" Calwin elindeki kutu yığınıyla dolanan daha kölelik seviyesinden çıkamayan adama baktı. Yere bıraktığı kutulara göz gezdirdi. "Ne bunlar?"

"K-kraliçeye... Varis için.. öhö.." Calwin bir ciddi misin ifadesi takınıp tüm kutuları kolunun altına aldı ve Edwin'in elinden tutup kaldırarak ince koltuğa oturttu. "Bekle beni. Ben şunları kraliçeye veriyorum."

"Tamam.." Alex kendisini geriye bıraktı. Alt şeytan ve Şeytanlar yorulmuyorlardı ancak Köleler normal insanlardan bile daha falza yorulabiliyorlardı. Başını geriye atmış, nefes almaya çalışırken Calwin yanına geldi. "Teşekkür etti." dedi ve yanı başında soluklanan köleye baktı. Yanına oturdu ve başını omzuna koydu. Karşısından bir kırkırdama duyduğunda hafifce tebessüm etti. "Ne oldu?"

"Ş-şey... üzgünüm.. ben.. sadece hoşuma gitti." Calwin de aynı şekilde kıkırdadı. "Tuhaf birisisin..."

"Tuhaf olmasam sizinle konuşmazdım."

"Aaa! O ne demek şimdi? sohbette o kadar mı kötüyüm?"

"O yüzden değil!" Alex yanağını şişirdi. "S-sürekli taciz ettiğiniz için böyle söyledim." Calwin eliyle boş ver yaparken gözlerini devirdi. "Sadece Yakışıklılara yapıyorum."
"Gay?"
"Bir sorunun mu var?"
"ı-ıh..." Alex başını eğdi. "Varise aşık olduğum için size söz söyleme hakkım yok.."  Calwin başını ona çevirdi. Elini saçlarına koyup sevdi. "Ona aşık olmadığını bilmeni isterim küçük köle. Sadece o anda fazla kaptırdın kendini." (ay yok canım ne aşkı .s sana öyle geliyor)

"Umarım." Dedi Alex. O sırada Calwin elini ensesine koyup zorla kendine çekti ve zarif bir öpücük bıraktı dudaklarına. İkisi de iliklerine kadar titremişlerdi.  Öyle ki, Calwin bile bir an boşluğa düşmüş gibi hissetmişti. 'Mükemmel.' diye mırıldanıp oturuşunu düzeltti ve bir kez daha öptü. Kaçmaya çalışsa da buna izin vermiyordu. Alex kendisi geri çeke çeke çoktan duvara ulaşmıştı. Gözleri Calwin'in sürekli üzerine diktiği ancak hiçbir zaman bu kadar yakınında olmadığı gözlere dikti.

Kendisine itiraf edemese bile Karşısındaki bu adama birebir dokunmak istiyordu. Eğer onunla biraz samimi olursa nasıl  bir tavır sergileyeceğini, kendisine nasıl davranacağını merak ediyordu. Kendisini kemiren bu kuvvetli duyguya daha fazla karşı koyamayacağını anladığında Calwin'in üzerindeki siyah gömleği tutup çekiştirdi.  Boşta kalan elini ise saçlarına koyup kendisine bastırdı.

Dudakları dudaklarından ayrıldığında karşısında naif bir gülümseme bulmuştu. "Bakıyorum ayak uyduruyorsun?"

"Ayak uydurmuyorum. Sadece ilerliyorum." Alex birazcık daha geri çekmeye çalıştı kendisini.  Calwin ayağa kalkıp kölesini kucağına aldı. "Bir öpücükle kaçamazsın!"

"HA?!"

Yol boyunca Alex debelenmişti. Calwin ise hiç tepki vermeden keyfi yerinde ilerleyerek kendi odasına gitmişti. Siyah duvarın içinden geçip odaya girdi. Öküzlüğü sonraya saklayarak naif bir hareketle yatağa bıraktı Alex'i. Ellerini tutup öptü.  Küçük kölenin gözleri sımsıkı kapanmış, elleri titriyordu.  Genç adam iç çekti. "Korkmanı istemiyorum."
"Korkmuyorum. Sadece çekiniyorum..."

"Neden?" Başını karnına koydu.

"Başına bela açmaktan çekiniyorum işte..." Karşısındaki adam kıkırdadığında elini saçlarına koyup yüzünü kaldırdı. "Ne var bunda çok mu komik?"

"Değil. " dedi ve kendisini birazcık yukarı itip tekrar dudaklarına ulaştı. Her öptüğünde heycanlanmak hoşuna gitmişti.  Elini kıyafetlerine götürdü. Gömleğinin kenarından tuttu bir eliyle.  Alex'i yastığa bastırarak öpmeye devam etti. Ara sıra çıkardığı boğuk iniltiler daha acele etme isteği uyandırıyordu.  Gömleğini tek seferde çıkarttı üzerinden. Önüne serilen bembeyaz tene baktı bir süre. Boynunu yaladıktan sonra yavaşça göğüs uçlarına ilerledi.  Diğer elini ise pantolonunun kemer kısmındaydı. Ufak izler bırakmaya başlamıştı bile. Alex boğuk bir sesle ismini sayıkladığın da içine bir ürperti girmişti. Sinirli gibi ısırdı karnını.  Kafasını kaldırıp ona baktığında ikinci kez büyülenmişti. Bembeyaz saçları lacivert gözlerinin önüne geliyordu. Zar zor soluklandığı için yanakları pembeleşmişti. 


Tuttuğu pantolondan da kurtulduktan sonra, ellerini yavaşca kalçalarına kaydırdı. Eğilip bacaklarını öptüğünde Alex utancından yüzünü kapatmıştı. Öpücükleri bacaklarının arasına doğru kaydığında göz göze gelmişlerdi.


--


"C-calwin.. nhg.. Dur.." Alex elini ensesine koydu Calwin'in.
 "Ne oldu?"  dedi nefes nefese. Omuzlarındaki bacağında elini gezdirip  öptü. "Canını mı yaktım?"  

Alex olumsuzca salladı başını. "Sırtım.." Diye mırıldandığında, saatlerdir  yatağa sürtmekten neredeyse aşınmış olduğunu anlamıştı Calwin. "Afedersin.." Diyip Kucağına çekti Alex'i.  Ellerini beline dolarken başını köprücük kemiğine koydu ve tebessüm etti. "Bundan sonra benim dışımda kimsenin kölesi değilsin."
"Benim için hava hoş." dedi Alex ona yukarıdan bakarken. "Ancak..." Ellerini boynuna indirdi boğarcasına. "... İşten çok konuşan bir Efendi istemiyorum." 

Boğazındaki eller göğdesine inerken aldığı büyük öpücükle şaşırmıştı Calwin. Bu hareket ona bir yerden tanıdık geliyordu. Nedensizce sinirlenmişti.  Şaşkınlıkla açılan gözlerinini kıstı. 
"Seni belin kırılıncaya kadar becereceğim." 
Alex'in yüzüne farkında olmadan şeytani bir gülüş yayılmıştı.


(Alakasız multimedya ve fujoshi attraction video)

Bence Alex Sadist. Mmm emin değilim asdkjhasd 

Ben sözümü tuttum beyler bayanlar. Kısa oldu ama meşguliyetime verin. (ya da tamirdeki telefonla birlikte giden smut sahnelerine)

Neyse. Kendinize iyi bakın. 

Bir sonraki bölüm hızlı gelecek!

SHIZAYAWhere stories live. Discover now