"Şimdi yapıyorum kahveyi."

Fırat etrafındayken yaptığı işe odaklanması imkansızdı. Fırat beyaz buzdolabına yapıştırılmış fotoğrafları incelemeye başladı. "Oradakiler yeğenlerim"

"Biliyorum. Çocukları çok seviyorsun."

Betül kahveyi karıştırmaya başladı. "Evet. Çocuklara bayılırım. Aşçı olmasaydım öğretmen olmak isterdim"

Fırat başını olumluca salladı. Betül ile yeğenlerini birlikteyken görmüştü. Fıratta yeğeni olsun isterdi. Ancak ailesine göre önce onun evlenmesi gerekiyordu. Sonra sıra nihayet Ömer'e gelecekti.

Fırat şimdiden doğmayan yeğenlerini özlemini çekiyordu."Randevulara hala devam ediyor musun?" diye soran Betül oldu.

Fırat bakışlarını genç kadının üzerine çekti. "Evet. Evlenmem gerek. Düşüncelerim biriyle uyuşursa tabi" diyerek cevapladı Fırat ve içindeki dürtüye engel olamayarak "Peki sen devam ediyor musun?" diye sordu.

Sormaması gerekirdi. Böyle bir şeyi merak etmemesi gerekirdi. Ama bir an merak etmişti. Betül'ün başka erkeklerle görüşüp görüşmediğini bilmek istemişti.

Betül sıkıntıyla ensesine ovuştururken "Şey... Aslında ara vermiştim ama tekrar başlayacağım" dedi.

"Neden?"

"Çünkü benimde evlenmem gerek."

Betül ile ortak yönleri olduğunu görmek Fırat için karmaşık bir duygunun başlangıcıydı. Bu duygu ileride onu çıkmazlara götürecek, birçok kez hatalar yapmasına neden olacaktı.

Betül yaptığı kahveleri salona getirdi. Fıratta hemen onun arkasından salona girdi. Madem öğlen için izin almıştı bunu sonuna kadar kullanmalıydı.

"Sormak istediğin başka bir şey yok mu?" dedi Fırat kahvesine uzanıp oturduğu koltuğa iyice yayıldı. Elbette Betül'ün sormak için can attığı bir soru daha vardı. Ancak nasıl soracağına bilmiyordu. Ne demeliydi? 'Beni bir daha öpme' 'Beni tekrar öp'

Betül başını iki yana doğru sallayıp saçma düşüncelerinden arınmayı çalışırken Fırat onun bu garip ikilemini görüyordu. Sesini çıkarmadan Betül'ü izlemeye başladı.

Genç kadın bir şeyler düşünüyor ardından bunu onaylamayarak başını iki yana hafifçe sallıyordu. Çok komik görünüyordu. Fırat elindeki kahvesini masaya bırakıp kollarını göğsünde birleştirdi.

"Sormak istediğin her neyse sor lütfen. Kendine bu kadar eziyet etmene gerek yok"

Betül yanaklarının kızardığını hissetti. "Gerçekten bir sorum yok" diyerek kahvesini yudumladı. Sonrasında sessizlik oluştu. İkisi de kahvesini yudumluyor ve arada birbirlerine bakıyorlardı.

Betül sorsa ne kaybederdi? Bir özrü hak ediyordu. Fırat'ın o günkü davranışı Betül için anlamı büyük bir davranıştı ve onun bunu sadece ceza vermek için yaptığını düşünmek onu deli ediyordu. Bu yüzden bir özrü hak ediyordu.

Betül birden kendini konuşurken buldu. "O gün olan şey için... özür dilemeyecek misin?" dedi yavaşça.

Fırat o sırada biten kahvesini masaya koyuyordu. Doğrularak iç çekti.

"O günkü şey için özür dilerim. Yaptığım gerçekten aptalcaydı ancak sende sus dediğimde susmalıydın"

Betül kahvede gezinen bakışlarını Fırat'a çevirdi. "Biraz bekleseydin susacaktım"

AtıfetWhere stories live. Discover now