Bölüm-30 (Final)

429 25 22
                                    

Bir hikayenin daha sonuna geldik. Veda etmiyorum çünkü daha bir çok hikayemle görüşeceğiz. Başta Mavihuysun , merayygny ve ayinaltinda olmak üzere diğer tüm okurlarıma teşekkür ederim. Sizler olmasaydınız bu hikayeyi tamamlayamazdım. Hepinize sonsuz teşekkür ediyor hepinizi çok seviyorum !!!

5 Yıl Sonra...

Önümdeki dosyaları düzenlerken kapım çalınmıştı. 'Gir' dediğim anda, içeriye yardımcım Randy girmişti.

''Bir sorun mu var Randy?'' Tek kaşımı kaldırdım ve elindeki kataloğu açarak yeni çıkacak olan parfümlerimizin resimlerini gösterdi.

''Efendim, bu markalara hala bir isim bulamadık. Kozmetik şirketi bunun kararını vermeden piyasaya sürmüyor.''

İsimler kafamda belliydi. Bu yüzden sıkıntı etmiyordum. ''Siyah renkli olanı Riva, beyaz renkli olanı ise Rosaline.'' Kulağa ne kadar tuhaf geldiğini biliyorum. Ama beni siyahım Riva, beyazım ise Rosaline.

''P-Peki efendim...'' Gideceği sırada tekrar döndü. ''Bu arada efendim, istediğiniz kişi geldi. Hapishanenin önünde adamların yanında.''

''Güzel, şoföre söyle hemen çıkıyorum.''

''Peki efendim.'' dedi ve odadan çıktı. Eşyalarımın hepsini toplayıp odadan hızla çıktım.

Uzun yıllardır aradığım kişiyi en sonunda bulmuştum. Şirketten hızlı adımlarla çıktım ve büyük arabama bindim. Şoföre hızlı gitmesini söyledim ki akşam uçuşu için geç kalmamalıydık. Yine bir iş seyahati ve bu sefer yazın ortasındaydı. O yüzden ailemi alıp gitmem en doğrusu. Hapishanenin önüne geldiğimde iki adamımın yanı sıra iki polisin kapının önünde beni beklediklerini ve o kadınında kafasında bir çuval olduğunu gördüm.

''İçeriye geçelim.'' dedim ve hepsini peşime taktım. Demirlere vuran mahkumlar arasında geçerken. En berbat olan yere, sonsuz hapis yatanların kaldığı üç kilitli odalara ilerledik.

Uzun ve rutubetli koridordan geçerken oldukça sakin kalmayı başarmıştım. Sonunda istediğim kişinin, yani Josh'ın kaldığı koğuşa geldiğimizde yanımda ki polislerden biri üç kilidi açtı. Josh bir ölü gibi yatıyordu. Kadının çığlıkları başlamışken yüzünü açmalarını istemiştim. Mahvolmuştu...

Yüzündeki bütün makyaj akmıştı. Ağlamaktan sürdüğü far, kalem, rimel çenesine kadar akmış, dudağındaki ruj aşırı halde taşmış ve saçları birbirine girmişti. Bu kadın, Josh'ın parayla tuttuğu, Riva'nın hayatını mahvettiği, Austin'in fahişe annesi Sally idi.

''B-Benden ne istiyorsunuz?'' Josh yattığı yerden gözlerini birden açtı ve kadını görünce yamulmuş olan ağzı kıpırdandı.

''Josh.'' Kadının ağzından çıkan tiksinti sesi istemsizce gülmemi sağlamıştı. Onu tanıması çok iyi olmuştu. Polislerin önünde bunun gerçek olması gerçekten çok iyi.

''Demek onu hatırladın...'' Yüzü korkuyla bana döndü. ''Senin yüzünden oğlunda, o zavallı kızda öldü.'' Üstüne yürüdüğümde ağlamaya başladı.

''Fahişelik yapman bir işe yaradı mı?'' Üstündeki elbise ve külotlu çorap yırtılmıştı. ''Bundan sonra sende burada olacaksın. Mahvettiğin hayatların bedelini, ortağın ile beraber çürüyerek ödeyeceksin.'' Hıçkırdığında yüzüne doğru eğildim. ''Sonsuza kadar.'' Gözlerini kapadı ve önümde diz çöktü. Bacağımı tuttu ve yalvarmaya başladı. ''Lütfen. Lütfen beni bağışlayın. Söz veriyorum bir daha sevdiklerinize karışmam. Karşınıza bile çıkmam. Bu şehirden bile gidebilirim.''

Scream [h.s]जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें