Bölüm-20

292 23 14
                                    

Kesinlikle şarkıyla okumanızı tavsiye ediyorum. İyi Okumalar..!!


"Josh'ın burada bizi gözetlemesi için tuttuğu adamları olduğunu düşünüyorum." dedi Austin. "Aynen. Böyle şeyleri bizden gizleyip adam tutuyor. Görevi yerine getirdiğimizi takip etmek için filan." dedi Bianca.

"O halde bütün okulu ayakta uyutacağız." dedim. "O nasıl olacak?" diye sordu Drake. "Kolay. Bianca'da bulunan uyku ilacını toz haline getireceğiz. Okulun havalandırma sistemine bağlanıp kendi bilgisayarımızdan çalıştıracağız. Pencereden bir ip sallandırıp kokuyu almadan gideceğiz. Zaten çok yüksek değil. Burası ikinci kat."

"Bilgisayara bağlanma işini ben yapabilirim." dedi Lila. "Ben bir Hacker'ım." dediğinde gülümsedim. Ama bu gülümseme kesinlikle sinsiceydi. "Başaracağız ben buna inanıyorum." dedim. Herkesin yüzü gülümserken Drake elinde bir kağıt ile yanıma geldi.

"Bunu imzalar mısın Harry?" diye sordu. Tek kaşımı kaldırıp kağıdı inceledim. "Bu ne?"

"Bu, polise yakalanmanda her ihtimale karşı bir savunma belgesi." diye açıkladı. Madem bu kurtulmak için alınan bir önlem imzalamalıydım.

Elinde bana uzattığı kalemi aldım ve kağıdı masaya koyup imzaladım. Aslında içinde ne yazdığını görmek istiyordum. Bu yüzden okumak daha mantıklı. Ama Drake buna fırsat vermeden kağıdın üzerine elini koydu ve çekip aldı. Bari bir satırını okuyabilseydim.

"Pekala bu gece yarısı gidiyoruz. Herkes hazırlığını yapsın."

Hepsi teker teker çıkıp gittiler. Bende gerekli eşyalarımı toparlamaya başladım. Çekmeceden tabancaları alacağım sırada Riva'nın isminin yazdığı tabancayı gördüm. Onu da almalı mıydım? Bu tabancayı o gece kullanmıştı. Pencereden ateş ettiğimiz gün. Sonra bir daha eline almadı. Dayanamadım ve tabancayı çantaya koydum.

Kafa dağıtmak istiyordum. Bu yüzden minik dolaptaki ağır içkiler en iyisiydi. Gitmeden önce biraz sarhoş olmak en güzeli diye düşündüm. Hepsini yatağın üstüne koydum ve kusana kadar içmeye başladım.

Riva

"İyi bir yalan." dedim kağıdı elimde tutarken, "Şimdi Harry kurtuldu mu?" diye sordu.

"Evet. Sadece bunu avukata şimdi faks atacağım, o da yarın ki ilk mahkemede bunu hakime verecek. Tabii ki Josh bunu hemen öğrenecek. Sonra her şey bitecek." dedim kısaca özetleyerek.

"Senin için mi bitecek?" Olduğum yerde donakalmıştım. Bu konuda konuşmak istemiyordum. Faks işlemini tamamladıktan sonra ona döndüm.

"Bu seni ilgilendirmez." dedim umutsuzca ona bakarak. "Yapma Riva. Kendini feda etmek çok önemlidir. Ama o aptal bunun değerini bilmiyor."

"O aptal bunların hiç birini bilmiyor." dedim kaşlarımı çatarak. "İnsan biraz olsa bile fark eder ve hisseder."

"Josh avukata bir şey yapar mı?" diye sordu. "Hayır. Yoksa hapise gireceğini biliyoruz. Bu zamana kadar yaptığı her iğrenç işi başkalarını hapise atarak oldu. Onu öldürürse bu sefer o biter." diye açıkladım.

"Avukat çoktan mahkemeye delil olarak mail bile atmıştır."

İkimizde bir süre sustuk. "Biz bu gece yarısı gidiyoruz." dedi aniden. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken. "Bunu şimdi mi söylüyorsun?!" dedim bağırarak.

Masada duran araba anahtarını kaptığım gibi odadan hızlı ve seri bir şekilde çıktım." Nereye gidiyorsun?" dedi arkamdan bağırarak. "Cehenneme!" dedim bağırarak.

Scream [h.s]Where stories live. Discover now