Bölüm-7

482 33 19
                                    

Bölüm Şarkısı: Aquilo - Human

Sabah Josh benimle kahvaltı etmek istediğini söylemişti. Kolumun hafif sızlaması yüzümü buruşturmama sebep olmuştu.

Üstümü giyinip odadan çıktım. Koridorda yine sessizlik vardı. Burada hep böyle mi olmak zorunda? Buranın sessizliği ölümün müziği gibiydi.

Josh'ın odasına giderken oldukça tedirgindim. O ve Riva arasında bir döngü içindeyim. Riva beni bir deney gibi kullanırken, Josh ise beni özgür bırakıyordu. Böyle bir adamın özgürlüğü ancak hançerlerin ve zincirlerin paslandığı bir güzelliktir.

Odasının kapısını çaldım ve hemen içeri girdim. Josh çalışma masasının çaprazındaki yemek masasında oturuyordu. Beni gördüğünde ayağa kalktı ve kollarını açtı.

"Sonunda gelebildin açlıktan ölmek üzereydim." Güler yüzüne karşılık verdim.

Beraber oturduk ve yemeğe başladık. Masada adeta bir ziyafet vardı. İkimizde konuşmayarak yemeğe başladığımızda, göz ucuyla aynı zamanda onu izliyordum.

Aklıma dün gece geldi. Nereye gitmişti? O gittikten sonra sanki heryer daha da sessizdi. Bunu ona sormalıydım. Ama Riva'nın adını vermek istemiyorum. Bu yüzden bir bahane üretmeliydim.

"Josh dün gece neredeydin?" Sorum karşısında ağızında çiğnediği yemeği durdurdu ve kafasını kaldırıp bana baktı. Yavaşça yuttuğunu gördüm ve gözlerimi kıstım.

"Sana bunu kim söyledi?"

Riva'yı ele verme Harry! Bunu yapma!

"Kimse söylemedi. Ben dün gece sana bir şey sormak istedim ama sen ortada yoktun. Aramadığım yer kalmamıştı."

Gözlerinde anlam veremediğim bakışlar vardı. Yalan söylemek istiyordu ama başaramıyordu. Çünkü ben aptal değildim. Onun bir bakışını anlayabiliyordum.

''Bunu vakti gelince öğrenirsin Harry. Şimdi lütfen önündeki şu çayı iç.'' dediğinde çatık kaşlarla tabağımın köşesinde duran çaya baktım.

Gözleri içmem gerektiğini söylüyordu. Kokusu hafif burnuma değdiğinde yüzümü buruşturdum. Berbat kokuyordu.

''İçmek zorunda mıyım? Gerçekten berbat kokuyor.''

''İçmelisin Harry. Bu sana ummadığın yükte bir güç verecek.'' dedi.

Fincanı yavaşça elime aldım ve dudaklarımın arasına götürdüm. Çay boğazımdan akıp giderken tadının bile berbat olduğunu fark etmiş oldum.

''Nasıl hissediyorsun?'' diye sinsi bir yüz ifadesiyle sordu.

''Tadı gerçekten berbat ama iyiyim.'' deyip güldüm.

''Ne?!'' diye bağırıp masaya vurdu. Hemen odadan çıktı ve kapıyı sertçe kapattı.

Bir şeyler dönüyordu. Yine! Bende odadan çıktığımda direk Riva ile karşılaştım. Josh onu görebilirdi, burada olmamalı.

"Riva git! Josh seni görebilir.'' dediğimde güldü.

''Bakıyorum da beni düşünmeye başlamışsınız Bay Styles. Merak etme ben senin gibi aptal değilim. Josh sinirlendi ve on dakikalığına sigara içmeye gitti. Bu süre içinde iki paket bitirebilir. Sen rahat ol yani.''

Aptal olduğumu düşünmesinin altında başka bir şey vardı. O bana hiç aptalmışım gibi bakmıyordu. Bakmamıştı da. Bu kız bana biraz tuhaf aynı zamanda farklı geliyordu.

"Sana ne içirdi?''

"Ne?''

"Beni duydun! Sana ne içirdi?'' Soru sormayı da gerçekten çok sevdiği açık.

Scream [h.s]Where stories live. Discover now