Bölüm-17

296 25 19
                                    

Şakıyla birlikte okuyun. İyi okumlar..!!


Gözlerimi açtığımda odada olduğumu fark ettim. Üzerimde tişörtüm yoktu. Belime sarılı sıkı bir sargı bezi vardı.  Yerimde doğruldukça belimdeki acı daha çok sızlıyordu. Banyonun kapısının kilit sesini duydum ve ardından Riva'yı tam karşımda görmüş oldum. Üstünde giderken giydiği kıyafetler yoktu. Siyah tişört ve beyaz yıldızlı, siyah pijama şortu vardı.

''Ucuz atlattın. Sadece küçük bir sıyrıkmış.'' dedi normal sesiyle. İşte değişken Riva karşımda.

"Neden burdasın?" dedim soğukkanlılığımı koruyarak.

"Seni atıldığın o çatışmadan çıkarmak için biri gerekliydi. Ayrıca biraz kibar olmanı tavsiye ederim.." dedi tehdit eder gibi. "Seni yine ben kurtardım." dedi alay ederek.

"Keşke bıraksaydın.." Gözlerimi kapattım. "Ölseydim." Omzuma dokunduğunda tekrar ona baktım.

"Herkesin ölmek için bir bahanesi olur Harry. Senin bir bahanen var mı?" dedi tek kaşını kaldırarak. "Riva ben gitmek istiyorum." Bunu bir anda söylemiştim. Gözlerinde bir kırgınlık birde şaşkınlık vardı.

"Elbette gideceksin. Ama şimdi değil Harry." dedi tatlı diliyle. Az önceki kız nerede? "Hayır ben şimdi gitmek istiyorum." Endişelenmeye başlamıştı. "Hayır Harry gidemezsin!" diye bağırdı.

"Evet giderim ve sen bana neyi yapıp neyi yapmayacağımı söyleyemezsin!"

Canımın yanmasını umursamadan ayağa kalktım ve gitmek istediğim sırada kolumdan çekip, gözdesine yasladı. Boğazıma dayadığı keskin bıçakla bile beni korkutmamıştı.

"Vay be! Düşündüğümden daha bencilmişsin." dedi. "Ben burada ölmek istemiyorum. Hayatta kalmak için savaşıyorum."

"Burada en son ölecek kişi sen olursun Harry. Sen ölmezsin ama senin yüzünden birileri ölür. Bu yüzden bencilsin."

Belkide bencilik yapıyordum ama -kendimce- haklıydım. Ben bunları isteyerek yapmadım. Beni resmen kaçırdılar. Lanet olsun bir türlü doğru düşünemiyordum. Riva'ya olan sinirim böyle mi çıkacaktı?

"Tamam... Tamam bırak!" dedim kollarını tutarak. İkiletmeden geri çekildi.

"Ama bundan sonra bana yaklaşma!" Güldü. "İstediğim gibi yaklaşırım." Sinirlerim yine geriliyordu. "Yaklaşma... Çünkü senden feci şekilde iğreniyorum."

Bakışlarındaki ve nidalarındaki şeytanlık birden yok olmuş, ciddi konuştuğumu anlamıştı. Aslında ondan iğrenmiyordum. Sadece birbirimize yaklaştıkça cehennemdeki ateşte yanıyoruz. Ve benimle yaşadıklarından sonra -görev bile olsa- o çocuğun yanına gitmesine dayanamam.

"Vay canına!..." dedi. Gözlerinde dolu yaşlar vardı. "Demek içinde benim hakkımda biriktirdiğin, daha çok şey var."

Onu kırıyordum ama bana başka yol bırakmadı. Biz ikimiz ancak birbirimizden uzak durarak anlaşmalıyız. Özelliklede daha ortada bir şey yokken.

Beni geride bıraktı ve yatağın içine girdi. Örtüyü üzerine çekerken tüm yüzünü kapatmıştı. Bir hıçkırık sesini duyduğumda içim sızladı. Bende kendi yatağıma geçtim ve yarının nasıl olacağını tahmin ederken uykuya daldım.

Riva

"Bunu yapamazsın!" dedim arkasından bağırarak. "Kes sesini ve benim işlerime burnunu sokmaktan vazgeç." dedi yanındaki esmeri kucağına alıp öperken.

Scream [h.s]Where stories live. Discover now