Fotoğraflar

2K 162 22
                                    

Arkadaşlaaar yeni bölümümüz geldii ;)
Umarım beğenirsiniz bölümü.

Yorum ve beğenilerinizi bekliyoruum, hepinizi öptüm 😘
İyi okumaalaar ;)-S.

***

Yataktan kalkmadan son kez baktı, bakmaya doyamadığı yüze. Gözlerini kaçırıp kalkmaya yeltendiği sırada sımsıkı bir el bileğini yakalamıştı.

Genç kadının gözleri kocaman açılmış, dehşet bir ifade oluşmuştu yüzünde.

"Gelmişsin.. Peri kızım.. Bulduğunda geleceğim demiştin, ben kendimi bulamadım ama sen beni buldun."

***



Zeynep gözleri kocaman açılmış, içinde her saniye büyüyen korkuyla gözlerini genç adamın yüzüne dikti. Odanın karanlığından hiçbir şey gözükmese de ay ışığı tam kirpiklerine vuruyordu ve gözleri kapalıydı.

Kerem'in aslında uykusunda konuştuğunu farkedince gerilen vücudu dışarıya verdiği nefesle birlikte gevşemişti.

Yatakta yine ona doğru dönüp elini yanağına koydu.

"Hiç gidemedim ki geri geleyim.. Çok zorluyorsun beni, kendimi zor tutuyorum. Senden istediğim tek şey var, asla bırakma. Kendini aramayı bırakma, orman gözlü."

Zeynep son cümlesini de söyledikten sonra yavaşça yataktan süzülerek kalktı. Kapı pervazına geldiğinde son kez arkasına dönüp baktı ve evden çıktı. Onun yanındayken içine attığı hıçkırıkları evden çıktığı an dışavurmuştu.

Bacakları onu taşıyamıyormuş gibi ağır adımlar atarak ilerliyordu. Bu kadar uzun sürelik özleme bir de şimdi bu yakın ama uzak durum ortaya çıkmıştı ve bu hepsinden zordu Zeynep için.


***

Genç adam başına vuran keskin ağrıyla gözlerini araladı. Camdan vuran ışık baş ağrısının şiddetini daha çok arttırıyordu. Dudaklarından dışarı bir inleme salıp başını yastığa gömdü. Nefesi iyice kesildiğinde başındaki zonklama vücudunun her yerinde duyuluyormuş gibi olmuştu.

Bu sırada nerede olduğunu anlamaya çalıştı, başını kaldırıp yattığı odayı şöyle bir süzdükten sonra dağ evine geldiğini farketti ama buraya nasıl geldiğine dair en ufak bir iz yoktu kafasının içinde.

Yatakta sırtüstü dönüp bir süre tavanı izledi. Saatin bile kaç olduğunu bilmiyordu, pantolonunun ceplerini yokladı ama telefonunu bulamadı. Başını yanındaki komodine çevirdiğinde tüm eşyalarının orada olduğunu gördü. Elini atıp telefonunu aldı. Sessizde olan telefonuna bir sürü çağrı düşmüştü. Annesi, Hare, Can ve Yağmur'dandı bunlar.

Hepsine boş gözlerle baktıktan sonra saatin çoktan öğleyi geçtiğini gördü. Telefonunu aynı yerine bırakıp yataktan kalktı, odadan çıktı.
Çıkıp sağa döndüğü an iki duvarı da cam bahçeye bakan salon, sol tarafta yukarı çıkan merdivenler ve salonun bir köşesinde kalan amerikan tarzı mutfakla karşılaştı. Tüm eşyalarda tek tek göz gezdirip her şeyin yerli yerinde olduğuna kanaat getirmişti. Mutfağa geçip bir ağrı kesici aldı ve ağır ağır merdivenlere ilerledi üst kattaki odasına çıkmak için.


BUL BENİ KAYBOLMUŞUM  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin