Bakmasın Bana Öyle

1.9K 160 23
                                    



Yeni bölüm geldiii! Yorum yapan beğenen herkese çoook teşekkür ederiim. Yanımda bana destek olan herkese...

Beğeni ve yorumların artacağını ümit ediyorum. 🙏

İyi okumalaaar, kocaman öpüldünüz.
-S.






Kerem orman yeşili gözlerini keskin bir şekilde diktiği noktaya ayırmadan bakıyordu.

Bir anda keskin yeşillerine çikolata kahveler karışıp onları yumuşacık bir yeşile çevirmişti.


İki çift gözün keskin bakışları havada iki merminin çakışması gibi çarpışıverdi ağır çekimde. Yeşilin ve kahvenin en güzel tonları birbirine aitmiş gibi karıştı. Müzik sustu, insanlar sustu, nefes alışveriş sesleri kaldı koskoca stüdyoda.

Genç adamın takım elbisesinin içine sığmayan göğsü, genç kadının dalgalı saçlarından alnına düşen bir tutam saçı ve giydiği salaş gömleğin göğüslerinin arasında dağınık halde duran yakası titriyordu.


Genç kadın gözlerinin hapsolduğu ormandan kendini çıkarmak için savaş vermiş ve bu savaşı zaferle kazanıp gözlerini çekebilmişti sonunda.

Elini göğsüne koyup arkasını döndü ve gözlerini kapattı. İçinden defalarca bir cümleyi tekrarlaması gerekmişti, yapabilirdi. Kendini mankenlerin olduğu bölmeye attı, arkası tam bir curcuna halindeydi.

Birbirini öldürecekmiş gibi bakan mankenler onun gözlerini devirmesine sebep oldu. Kuaförler hacimli saçlar yaratmak için neredeyse kızların saçlarını yolarken, makyözler de kendi şaheserlerini kızların yüzlerine tuvalde çalışıyor gibi çiziyorlardı.
Bir telaş hakimdi tüm kulise gerçi ön tarafın da bundan bir farkı yoktu ya.

Her şeyin dört dörtlük olması için uğraşmıştı ve başaracağını da biliyordu. Bir konsept yaratmış bunu en iyi şekilde sunacağına da emindi.

Kızlar yavaş yavaş hazırlandı, Zeynep hepsini tek tek baştan aşağıya süzdü ve holdingin kendi ihtişamı kıyafetlerine de yansımış, mankenler şirketin tüm görkemini üzerlerine giymişler gibi duruyordu.

Bu kıyafetlerle bu sezonu deli gibi sallayacakları belliydi, şimdiden lansman gecesinin ışıldayan girişini, patlayan flaşlarını görebiliyordu.

Bu kadar oyalanmanın yeteceğini düşünüp yaslandığı masadan doğruldu, kulisten öne doğru yürümeye başlamıştı bile.

"Bu işin kısa sürmesini istiyorsanız birbirinize düşmanmış gibi bakmayı kesin ve kendinize gelin kızlar! Hadi bakalım, sallayalım ön tarafı!"

Sesi tüm kuliste herkesin duyacağı bir şekilde yankı yapmıştı. Yeteri kadar net olduğunu düşünüyordu.

Fotoğraf makinesini koyduğu masaya geldiğinde merakına yenik düşüp biraz önce kendini zorla çektiği noktaya gitti gözleri ama aradığı şeyi bulamadı. Hemen kedini toparlayıp konsantrasyonunu geri sağladığında kızlara keskin bakışlar atıp yerlerini almalarını sağladı.

Çalıştığı hiç kimseye, her kim olursa olsun taviz vermezdi asla ve burada onun borusunun öttüğünü herkes biliyordu. Bu yüzden kimse gelip de ona müdahale etmezdi.

Fotoğraf makinesinin flaşını büyük bir ustalıkla ardı ardına patlatan Zeynep, her hareketinde biraz daha geriliyordu ve o yeşillerin şuan üzerinde deli gibi dolandığına yemin edebilirdi.

Düşünmemeye çalışıp vücudunu gevşetmeyi denedi ve çekimine odaklandı.




Kerem biraz önce bulunduğu yerden ayrılıp daha arka tarafta kalan ama görüş açısının en iyi olduğu karanlık bölümde bir eli takım elbisesinin pantolonunun cebinde diğeri dirseğinden kırılmış hemen göğsünün altında havada olacak şekilde duruyor, yeşillerini kırpmadan çekimleri izliyordu.

BUL BENİ KAYBOLMUŞUM  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin