8. Bölüm: Tesadüfün Böylesi

Start from the beginning
                                    

"Uyandın mı?"

"Evet ya daha yeni kalktım. Bi duş aldım işte sen napıyon?"

"Koca İzmirlim benim! İyiyim işte n'olsun?" güldüm onunda telden güldüğünü duydum.

"Ya bak ben ne diyeceğim, şu an Alsancak'tayım. Maket için malzeme falan aldım, şimdi Tshibo'ya geçip biraz oralarda ağız açıp kahve içeyim diyordum, sen de gelsene. Pasta falan tarzı bir şey de yeriz hem."

"İyi olur ya, sendensek bu gün gelirim, sevgilini de çağıralım mı?"

Nasıl bağırdığımı ben bile bilmiyordum: "İNAL!!! Bana bak, çok kötü yaparım ya yeter artık. Aaaa! Bu da sabır, taştı mı taşar biliyorsun. Tamam, takdirlik bir iki şey yapmış olabilir ama kafede olan kafede kalır. Adamın yaptığı pislikleri unutacak mıyız ya?"

İnal da bağırmaya başlamıştı: "Tamam ya herif sağlam pabuç değil ben de biliyorum ama işte dün adam gibi davranmasaydı daha değişik bi durumda olabilirdik, sen de kabul ediyorsun. Ayrıca adamın yanağına öpücüğü konduran da ben değilim."

"Teşekkür içindi o bi kere. Hem sen Erkin'e ötmedin di mi?"

"Ne ötücem ya kuş muyum ben?"

"O senin tavuk olduğunu iddia ediyor."

"Bak sen şu havuca."

"Neyse ya geliyor musun?"

"Bi kahve-pasta kesmez artık, çok bağırdın, bir de üstüne bira ısmarlarsan gelirim." Nazı da nazdı hani. Bu grubun kızı bendim, şimdi benden rol mü çalıyordu, neydi?

Kafamı sallayıp güldüm: "Bira senin köpeğin olsun hadi gel bekliyorum."

"İyi 10 dakkaya ordayım. Ciao!"

"Ciao!"

Tshibo biraz kalabalıktı, herhalde yeni tema ürünlerini sergiliyorlardı. Kahvemi ve pastamı aldım oturacak yerlere bakıyordum ki çok tanıdık bir ses duydum: "Dünya!"

Sesin geldiği tarafa baktığımda Aylin'i gördüm": "Naber?"

"Hiç oturuyoruz, boş yer yok, bize katılsana." Yanında çok tatlı, upuzun ve düz saçları olan esmer bir kız oturuyordu.

"Olur ama İnal da gelecekti sizin için bir sorun olmasın?" dedim.

"Yok canım ne olacak." Arkadaşını işaret etti: "Bu benim can dostum, has arkadaşım Ceyda."

El sıkıştık: "Tanıştığımıza memnun oldum Ceyda."

Gülümsedi: "Ben de."

Yan masadan rica minnet iki sandalye çekip yanlarına oturdum, Ceyda'ya dönüp: "Bizim okulda mısın? Hiç görmedim."

"Yok, ben 9 Eylül Tıp'ta okuyorum."

"Vay bu güzelliğin içinde bir de zeka var demek. Hanımlar siz harikasınız."

"Sanki sen değilsin." Diye atıldı Aylin. "Bak Ceyda'cım, hanım kızımız Dünya Çisem. 10 elinde 10 marifet var. Alçak gönüllü olduğuna bakma, bir de matraktır ki sorma. Serhan'la bi o başa çıkabiliyor diye biliyorum şu ana kadar."

Ben de ona karşılık olarak: "Erkin de fena değil Serhan'ı dize getirmek konusunda." dedim.

"Erkin mi?" diye sordu Ceyda "Hani şu..."

Aylin Ceyda'ya sus anlamında bir bakış attı ama ben devam ettim: "Aynen öyle, o Erkin, düşündüğün kişi ve benim bebeklik arkadaşım."

"O zaman sen de o Dünya'sın."

Ortaya KarışıkWhere stories live. Discover now