31

2K 63 21
                                    

Selam bayanlar. Bu bölüm konusu "Genel lise tavsiyesi." olarak belirlendi. Önceki bölümde sizlere sormuştum 10 kişi lise 9 kişi ortaokul demiş. :D 

Normalde biraz daha geç yayınlayacaktım bölümü. Malum bugün doğum günümde :D:D Hem yarın da nöbetçiyim bari bugün yayınlayayım dedim. 

Herneyse bölüme geçelim.

Gerçekten kaç defa lise hakkında tavsiye verdim bilmiyorum. Sınıf sınıf verdiğim bile oldu. Ama bu bölümde genel olarak ele alacağım. 12. sınıfları kapsayacak pek bir şey yok tabii ki de. Çünkü onlar son sınıf artık tavsiyeye ihtiyaçları yok. Hem de ben daha 12'ye geçmedim. 12. sınıf olmak konusunda bir bilgim yok.

Bölümü olabildiğince düzenli bir şekilde yazmaya çalışacağım. Arada konular sapabilir. Malum lise tavsiyesi deyince aklımı kaybediyorum da bazen :D
Ayrıca derslerden filan bahsetmeyeceğim. Daha önce bahsettim çünkü. Çoğunlukla yanlış yaptığınız tavırlarınızdan, hal ve hareketlerinizden bahsedeceğim. Çoğu konunun ucu İslam'a dayanabilir. Bu sizi rahatsız edecekse hiç okumayın daha iyi. 

Hadi başlayalım.

∎ Öncelikle lisede en ihtiyacınız olacak şey tartışmasız "karakter." Lisede olan bilir: o kadar çok karaktersiz insan var ki... Normalde insanların büyüdükçe akıllanması ve bazı şeyler hakkında yavaş yavaş fikir ediniyor olması gerekir. Lisede bu tür şeyler tersine işliyor herhalde. Lisede karakteri oturmamış çok insan var. Okumuş insan da cahil olabilir. Ama siz sakın bu tür insanlardan olmayın. Elbetteki arkadaş çevreniz olur, elbetteki bir hayatınız olur. Ama olurda bir gün akıllanır ve geriye dönüp bakarsanız hayatanızın boşa geçtiğini görüp üzülürsünüz. Gerçi aklı havada insanların akıllanacağını pekte sanmıyorum ama... Karakter sahibi olmak ve karakter sahibi insanlarla arkadaşlık etmek çok çok önemli ✓

∎Ben gerçekten sürekli "Herkesten nefret ediyorum." diyen tiplerdenim. Ama bunun sebebi havalı olmaya çalışmam veya geçmişte bir takım güvensizlikler yaşamam filan değil. Ciddi anlamda herkesten nefret ediyorum çünkü bütün insanlar bana gereksiz geliyor. Kızlar her şeyi kafaya fazla takıyor. Çok cıvık davranıyorlar. Günlerini kakara kikiri ile geçiyorlar. Erkekler deseniz aklı fikri sigarada kızlarda. Okuduğum lise şehrimizdeki en iyi liselerden biri ama ne fark eder? Belki şuan içinizde bu tanımlara uyan birileri olabilir. Ve beni yargılıyor olabilirler. Hatta benden soğumuş da olabilirler. Benim düşünce yapıma sahip olmadan beni anlayabileceğinizi zannetmiyorum. Yalnızlar kraliçelesiyim ben. Ama yalnız olmamın tek etkeni insanların aptal olmasıdır. Her zaman şunu derim; Ya ben çok zekiyim geri kalan herkes aptal. Ya da ben çok aptalım geri kalan herkes zeki. Fark etmez. Her iki durumda da diğer insanları hiçbir zaman anlamıyorum. Anlamayacağım da.

Karakter meselesi işte. Uyuşmuyor.

∎Ben İslam'a uygun yaşamaya çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki bir dine sahip olmayan insan, dinine bağlı olmayan insan, boş bulabildiği her anda Yaratıcısına seslenemeyen insan hem psikolojik hem kişilik açısından yeterince iyi olamaz. Ha belki hayatı neşeli ve güzel geçebilir. Belki de çevresi onu çok sever. Ama o her zaman içinde bir eksiklik hisseder. Her zaman yaptığı bazı şeylerden dolayı pişmanlık duyar. Mesela biriyle tartışır "Keşke susmasını, affetmesini bilseydim." der. İslam'ın öğütlediği de tıpkı budur aslında. Nüfus kağıdınızın "dini" bölümünde Müslüman yazıyordur büyük ihtimalle. Bu yazı kağıtta kalmasın lütfen. İnsanlar siz arkanızı dönüp gittiğinizde "Yelloz ya nefret ediyorum." demek yerine "İyi kız aslında ya. Ahlaklı da. Seviyorum ben bu kızı." desinler.

Madem konuyu İslam'dan açtım. Biraz da "ahlak" konusuna gireyim.

∎ Bizim okulda çok sevdiğim bir Biyoloji hocası var. Kendisi kapalı bir bayan. Bazen yanlış düşüncelerini görüp içten içe kızıyorum ona ama çok iyi bir insandır kendisi. Bir kaç gün önce sınıfta bir konuşma yaptı bize. O günden beri hiç aklımdan çıkmıyor.
Büyük ihtimalle duymuşsunuzdur Kayseri'de olan olayı. Ben de Kayseri'de yaşıyorum. Hocamızda bu olaydan sonra konuşmak istemiş belli ki. Bize aynen şöyle dedi; "Karşınızdaki kim olursa olsun aranızda mutlaka 60 cm mesafe olsun." 
Gerçekten o kadar mantıklı geldi ki bana. "O atmış cm'lik mesafe insanın kendi alanıdır" dedi bize. Siz kendi mesafenizi belirlerseniz en yakın arkadaşınız dahi olsa biraz daha mesafeli olur size. Çoğumuz yapıyoruz birbirimize; ağzımıza geleni söylüyoruz. Nasıl olsa arkadaşız diyoruz ama bir taraf mutlaka kırılıyor. Eğer siz aranıza az da olsa mesafe koyarsanız ve karşınızdaki size ters bir şey söylediğinde "Neden öyle dedin ki?" diye sorgularsanız ve kalbinizi kırdığını karşıdakine hissettirirseniz o kişi bir daha onu yapmaz. Hem kendisi kalp kırmaz ve günah işlemiş olmaz. Hem de siz üzülmezsiniz.
Hocamızın kastettiği bundan çok öğrenci-öğretmen ilişkisiydi aslında. Arkadaşlarınızla bile aranızda belirli mesafe olması gerekiyorsa öğretmenlerinizle hayli hayli olmalıdır. Gülüşüp şakalaşabilirsiniz ama her şeyin bir dozu ve zamanı vardır. Fazla samimiyet hiçbir zaman güzellikle sonuçlanmaz. Ahlakın kuralıdır bu: daima seviyeli ve mesafeli davranmak lazım. E artık karşısınızdaki kişiye göre dozajını ayarlamak size kalmış bir şey. 

OKUL TAVSİYELERİ. ♀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin