Geveze Selim

1.9K 154 7
                                    

Selim'in Ağzından

Meleğim, meleğim, meleğim. Neden hiçbir mesajıma bile cevap vermiyor? Kafayı yiyeceğim artık, ne yaptıysam benimle ilgilenmiyor aksine şu meymenetsiz Poyraz'la ilgileniyor. Anlamıyorum bu soğuk kişilikte ne buluyor? Uzun zamandır şu meymenetsiz Poyraz'ı takip ediyorum, bizden sakladığı birşey var, ama ne olduğunu henüz çözemedim. Bu cafedeki herkesin bir sorunu var, son zamanlarda patronla Deniz'de bir acaipler. Yanlarına gidip sorduğumda, ikiside beni susturuyorlar. Ama benim öğrenmem gereken şey, Poyraz'ın ne karıştırdığı. Poyraz'ın telefonu çaldı, aceleyle telefonunu açtı, yoksa meleğimle mi konuşacak? Kapının arkasına saklanıp onu dinlemeye başladım. İlk etapta karşı tarafı dinledi ve ardından;

"Hemen geliyorum." diyip telefonu kapattı. Önlüğünü çıkarıp cafeden aceleyle çıktı, kesin meleğimle buluşacak, bende ardından önlüğümü çıkarıp, peşine takıldım. Cafenin yakınlarında başka bir cafeye girdi, bende gizlice arkasından girdim, daha önce hiç tanımadığım bir kadının yanına oturdu. Onları duyabileceğim yakınlıkta bir masaya oturdum. Poyraz'ı hiç bu kadar üzüntülü görmemiştim, kadın konuşurken tek bir cümleyi kaçırmak istemiyormuş gibiydi.

"Biliyorsun Selen eşinden şiddet gördüğü için İzmir'den buraya geldi, ve sen Selen'in peşinden gelerek işleri daha da zora sokuyorsun."

"Bana tekrar ondan uzak durmamı söylemeyin!"

"Bak Poyraz Selen seni sevmiyor, onun şuan tek istediği oğluyla Çetin'den habersiz bir şekilde yaşamak, ama sen Selen'in peşinden gelerek buna engel oluyorsun. Çetin Selen'i sevdiğini biliyor ve eminim ki senide takip ediyordur. "

" Bakın Selen'i o pislikten ben koruyabilirim, neden buna izin vermiyorsunuz?"

"Selen kimseyi istemiyor bunu neden anlamıyorsun? Sen ona zarar vereceksin, Çetin sizi rahat bırakmayacak ve Selen bunun farkında, bu yüzden artık Selen'e ulaşmaya çalışma." dedi ve masadan kalktı, Poyraz onu durdurmaya çalıştı ama kadın hiç oralı bile olmadı. Poyraz'ın yüzünde ki yıkılmış ifadesi gözlerimden yaşların düşmesi için yeterli bir sebepti. Dayanamadım daha çok ağlamaya başladım, Poyraz'ın yaptığı şey cidden çok zordu. Nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu anlayamıyorum. Yavaşça ona destek olmak için yanına yaklaştım, beni gördüğü gibi yüz ifadesi o kadar değişti ki, bir an beni öldürecek sandım ama sanmakla hata etmemişim çünkü cidden beni öldürecek. Masadan öyle bir hızla kalktı ki, boğazıma nasıl yapıştı anlamadım.

"Lan sen beni mi takip ettin?"

Hemen konuşmaya başladım.

"Ben seni meleğimle buluşacaksın sandım, o yüzden takip ettim yemin ederim."

"Ne zamandan beri burdasın sen?"

Sadece yüzüne bakıyordum bu kez bağırmaya başladı.

"Ne duydun cevap ver lan ne duydun?"

"Ben şey, valla kimseye söylemeyeceğim yemin ederim."

"Sana ne duyduğunu sordum."

"Be-ben herşeyi duydum."

"Ahhhh lanet olsun. Ne diye peşime takılıyorsun? "

Ellerini saçlarının arasına daldırıp kendi kendine konuşmaya başladı. Bu adam beni çiğ çiğ yer bu sinirle. Tekrar boğazıma yapışıp;

"Eğer bu duyduklarını cafede ki herhangi birine söylersen hayatını sikerim. Duydun mu beni?"

"Ta-tamam valla kimseye söylemeyeceğim. Hatta ben de sana bir sır verip ödeşmek istiyorum."

Sonuçta ben onun çok önemli bir sırrını biliyordum, kendime ait tek bir sırrım bile yoktu, bildiğim en önemli sır Deniz'in kız olmasıydı.

"Ne sırrından bahsediyorsun?"

Daha fazla durmadan konuşmaya başladım.

"Deniz kız."

Bunu söyleyince bir git işine dermiş gibi baktı yüzüme. Bende yine konuştum.

"Çok ciddiyim o bir kız, cafeye girmek için erkek rolü yapmış, kimse bilmiyor onun kız olduğunu."

"Sen ciddisin?"

"Evet ciddiyim o resmen bir kız."

"Bunu saklamayı nasıl başarmış?"

"O kadarını bilemiyorum, ama bunu asla kimseye söyleme tamam mı?"

Hiç beni takmadan cafeden çıktı, heyyy bu ne şimdi, ya birine söylerse?

"Heyyy sakın kimseye söyleme, Poyraz beni bekle, heyyyy."

Deniz'in Ağzından

Toprak'a yaptığım itirafın üstünden 2 gün geçmişti, bana karşı mesafeli olur diye planlıyordum ama aksine daha çok sıcak davranıyordu. Sanırım yaptığım itiraf hoşuna gitmişti. Aramız eskisine oranla baya iyiydi, bu sıralar dikkatimi çeken şey Poyraz'ın acaip tavırlarıydı. Bana karşı cidden çok garip davranıyordu. Bunun sebebini alamamıştım ama neyse. Tam bunları düşünürken Poyraz mutfaktan çıktı. Tam iyi insan lafın üzerine diyeceğim ama Poyraz'ın iyi olduğu tartışılırdı. İlk defa gelip yanıma oturdu, konuşacak bişi olsun diye konuşmaya başladım.

"Yaptığın çörekler cidden çok lezzetli."

"Biliyorum." dedi. Ayyy buda ayrı bi egoydu. Aman ya bu cafede ki bütün erkeklerin egosu niye bu kadar yüceydi ki?

"Sormak istediğim birşey var." dedi. Bende;

"Sor" dedim. Bana yan bir bakış atarak;

"Göğüslerini nasıl saklıyorsun, yoksa yok mu?"

Gözlerim kocaman açıldı, iyide bu nerden biliyordu? Ahhhh Selim...

Kahve PrensiWhere stories live. Discover now