Kestane

2K 152 12
                                    

gul-rose adlı kişiye ithafen

Bu bölümü hikayemin en başından beri bana destek olan ve hiç vazgeçmeden yanımda olan arkadaşıma ithaf ediyorum.

Toprak'ın Ağzından

Kafayı yemek bu olsa gerekti.. Günlerdir sadece düşünüyordum ve bir bok yapamıyordum. Sürekli kendimi sorguluyordum, affedip affetmemek konusunda.. Ama yok, hiçbir karara varamıyordum. Beyza'ya ne kadar kızgın olursam olayım, yinede onun fikrine ihtiyacım vardı. Bu zamana kadar hep onun olgunluğunu sevmiştim,  şimdide olgunca bana yardım edeceğini düşünüyordum. Ama şöyle bir sorun vardı ki, onunda iyi olduğu söylenemezdi. Akın'la ayrılma kararı almış, Amerika' ya dönecekti. Bunun sebebi Deniz' miydi cidden merak ediyordum. Daha fazla beklemeden sorumu sordum.

"Akın'la ayrılma sebebin Deniz' mi?" bu sorumu beklemiyor gibiydi, bir anda afalladı çünkü.

"Ne alakası var?" dedi ama yalan söylediği belliydi.

"Bana yalan söylemeye bir son ver istersen, herşeyi biliyorum." dedim. İşte buna cidden şaşırmıştı.

"Sen gerçeği öğrendin mi?" dedi gereksiz bir soruyla.

"Ordan öğrenmemiş gibi mi görünüyorum? " dedim iğneleyerek. Bulunduğum imadan hoşlanmamış gibiydi. Sonra direk savunmaya geçti.

"Toprak ben gerçekten söylemek istedim, ama Deniz'in anlatması da..." konuşurken elimle onu durdurup,

"Beyza, gerçekten açıklama yapmamı istemiyorum. O kadar çok sıkıldım ki bundan, savunma duymak istemiyorum artık. Artık kimseyi suçlayacak gücüm kalmadı inan.." dedim yorgunlukla. Gerçekten çok yorulmuştum son zamanlarda. Kimsenin bana açıklama yada savunma yapmasını istemiyordum. Kimseyi suçlamak bile gelmiyordu içimden, olayları akışına bırakmayı öğrenmiştim sanırım.

"Özür dilerim.." dedi Beyza, işte bunuda duymak istemiyordum. Ama dile getirmedim, ardından konuşmasına devam etti.

"İlk başlarda Deniz'de Akın'dan hoşlanmıştı, ama onunla konuşmaya gittiğimde, 'beni tehdit olarak' görme dedi, çünkü sana aşık olmuştu. Bende bunu kabullendim ve Akın'la devam ettim, ama Akın gerçekten bocaladı." şuan takıldığım tek nokta, zamanında Deniz'in Akın'dan hoşlanmasıydı. Sonra aklıma gelen ilk şeyi sordum.

"Akın beni hiç tehdit olarak görmedi mi?" dedim çünkü, sadece zamanında Akın'ın Deniz'den hoşlanması bile aklımı oynatmam için yeterli bir sebepti.

"O seni hep kardeşi olarak gördü, belkide ona olan sevgimden emindi bilmiyorum."

"Ama sen başka bir adamla gidip onu terkettin, buna rağmen nasıl emindi?" dedim kendime hakim olamayarak. Biraz bozulmuştu ama belli etmemeyi tercih ediyordu sanırım.

"Belkide sana güveniyordu, sen ne kadar beni seviyor olsanda benimle beraber olmazdın, bundan emindi o.." işte burda haklıydı, ne kadar Beyza'yı seviyor olsamda, asla onunla beraber olmazdım.  Sanırım Akın'a biraz haksızlık yapmıştım. Ben onun yaptığından daha fazlasını yapmıştım, en azından o, Deniz'e olan ilgimi bilmeden önce hoşlanmıştı ama benim öyle değildi. Galiba bu hikâyede tek suçlu Deniz' di.

"Deniz'i affet!" dedi bir anda Beyza. Bu beni şaşırtmıştı.

"Bizim hikayemizde hep kaprisli taraf ben oldum, Akın herşeyime evet dedi, ne yaparsam yapayım beni sevdi ama ben onun gibi yapamadım, en ufak bir bocalama da ona sırtım döndüm, sen benim gibi olma!" dedi acıyla, bu verdiği karar onuda üzüyor gibiydi.

"Madem bu kadar üzülüyorsun, neden ikinizinde canını bu denli yakıyorsun?" dedim onu anlamayarak.

"Kalbime söz geçiremiyorum, onu affetmek istiyorum ama izin vermiyor, başka birinin olma düşüncesi bile beni öldürecek seviyede." dedi ilk defa kendimi şanslı hissetmiştim. En azından benim için 3. biri yoktu. Ama bende onun gibiydim, kalbime söz geçiremiyordum.

Kahve PrensiDove le storie prendono vita. Scoprilo ora