Bölüm - 28 "Seven adam üzmez."

5.1K 155 190
                                    

Hastanenin uzun koridorlarında geçen her bir saniye ölüm gibi gelirken kollarımı Berke'ye biraz daha sardım. Ona birşey olmasını istemiyordum. Doktordan kötü bir kelime duymak istemiyordum. Onsuz bir hayatı istemiyordum. Düşünemiyordum. Aklım hayalim bunu almıyordu. Ona birşey olursa ben ne yapardım ? Ona bu kadar alışmışken, ona bu kadar aşık olmuşken... Kim devam edebilirdi hayatına hiçbir şey olmamış gibi ?

"Güzelim, hadi sakin ol. Mert neleri atlattı, bir kazanın onu senden ayırmasına izin vermez." Berke'de ağlıyordu. Ama bir yandan da beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Geçen zaman boyunca Kağan hasteneyi yıkmıştı. Kardeşine birşey olmasını o da hiç istemiyordu. Kimse istemiyordu. Herkes perişan bir haldeydi.

"Hadi bir yüzünü yıka. Kendine gel, hadi bir tanem." Dedi Berke sağ gözünden süzülen yaşı eliyle silerek. Başımı onaylamazca salladım. "Bekleyeceğim."

"Yine bekle, canım. Ama ilk önce kendine gel." Dedi ve beni yavaş adımlarla tuvalete sürükledi. Tuvalete geldiğimde aynanın karşısına geçtim ve darmaduman olmuş bir Masal'la karşılaştım. Umursamadan musluğu açıp yüzümü yıkadım ama gözyaşlarım sicim gibi akmaya devam ediyordu. Mert'e birşey olmayacak, Masal. Yine eski Mert ve Masal olacağız. Bunu biliyordum. Eski biz olacaktık.

Düşüncelerimden arınıp çıktığımda Berke duvara çökmüş bir şekilde otuyordu. Bir de bu halinde beni düşünüyordu. Berke beni farkettiğinde ayağa kalktı ve iki eliyle yüzünü kapattı. Ellerini yüzünden çektiğinde derin bir nefes aldı ve yanıma geldi.

Tekrar Mert'in olduğu odanın koridoruna geldiğimizde koridorda kimseyi görememek içimde ki korkunun daha fazla artmasına sebep olmuştu. Berke'yle ikimizde aynı anda birbirimize döndüğümüzde onun da gözlerinden korkununun açık bir şekilde gözüktüğünü görmüştüm. Berke kapının koluna elini getirip yavaşça açmaya başlamıştı. Fakat kimseyi içeride üzgün bir şekilde, gözleri açık olan Mert'e bakmalarını beklemiyordum. Beklemiyorduk.

"Uyanmışsın." Dedim sevinçten akan göz yaşlarımı silerken. Mert bana kaşları çatık bir şekilde bakarken yatağa doğru yaklaştım. "Beni bırakıp gideceksin diye çok korkmuştum." Dedim ve yatağın ucuna gelip elini tuttum. Mutluluğum tarif edilemeyecek kadar çoktu. "Seni seviyorum, Mert. Çok seviyorum." Dedim ve yere çöküp elline sıra sıra öpücükler kondurmaya başladım. Ama hiç duymak istemediğim bir sözcük dökülmüştü ağzından. Ve bu beni bugün ard arda bilmem kaçıncı kere yıkıyordu.

"Sen de kimsin ?"

Omuzlarımı düşürmüş ve dizlerimi sert bir şekilde yere koymuştum. Bu olamazdı, olmamalıydı. Uyanmıştı ve beni tanımadığını mı söylüyordu ?

"M-Mert benim, M-Masal. Sevgilin." Dedim mırıldanarak. Bana kaşlarını çatmış, bakmaya devam ediyordu. "Hatırlamak zorundasın. Unutamazsın." Dediğimde sesim az önceki konuşmamdan biraz daha sesli çıkmıştı. Mert sadece omuz silmekle yetindi. "Tek bir gecelikmişsindir, geldin ve geçtin ne istiyorsun ? Seninle sevgili falan olmayacağım."

Bir elin koluma dokunmasıyla hıçkırığımın kaçmasına engel olamadım. Kolumu tutan kişiye bakmadan hastane odasından çıktım ve kapıyı kapatarak yanında ki duvara sürtünerek oturdum. Ağlamam gittikçe şiddetlenirken, bu şehire geldiğimden beri hayatımın yolunda gitmediğinin farkına vardım. Keşke hiç gelemeseydik, demek istemiyordum. Çünkü Mert benim için herşeye bedeldi. Bu yüzden ne pahasına olursa olsun, Mert beni hatırlayacaktı. Sadece yapmam gereken beynimin içinde dönüp dolaşan saçma hikayeleri durdurup, Mert'in beni nasıl hazırlayabileceğini düşünmekti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 17, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin