Böküm - 21 Kuzen ?

3.7K 120 18
                                    

"B-ben senin öğrendiği bilmiyordum." Dedim ve başımı tekrar yere indirdim. "Ne demek senin öğrendiğini bilmiyordum lan ! Ne zaman söyleyecektin ?" Dedi bağırarak. Gözlerim yanmaya başlarken, Ağlamamak için dudağımı ısırdım.

Neredeyse Okul Bahçesinde ki herkes bizi izliyor, bazıları fısıltıyla bizi konuşuyorlardı. Mert bana doğru bir iki adım daha yaklaşırken, Emre Mert'i kolundan tutmaya çalışmıştı. "Düzgün dur lan !" Dedi Emre ve biraz daha Mert'i çekiştirmeye çalıştı.

"Sikerim lan seni !" Dedi Mert ve Emre'ye bir yumruk geçirdi. Kendime dur diyemeden bir Çığlık attım ve yere düşmüş Emre'ye doğru koştum. Yere oturdum ve Mert'e baktığımda sertçe bir nefes almıştı ve kaşlarını çatmıştı. Kımıldamıyordu. Öylece bana bakıyordu.

Sonunda Mert'e bakmayı kesmiş ve yerde oturma pozisyonuna geçen Emre'ye bakabilmiştim. Emre Elini dudağına götürdü ve dudağının kenarında ki Kanı işaret parmağıyla sildi.

"Kalk yerden." Dedi Mert Emre'ye Sertçe. "Kal lan yerden !" Diye tekrar güçlü bir şekilde bağırdığında tekrar yutkunmuştum. "Kalkalım bakalım." Diye mırıldandı Emre ve yerden kalıp, ellerini saçlarının arasından geçirdi. "Burak, gel al Emre'yi." Dedi Mert telefonda ki kişiye. Mert karşı tarafı dinledi ve yüzünde alayla bir gülümseme belirdi. "Babama selam söyle." Dedi ve telefonu kapattı.

Bir iki dakika sonra okulun kapısının orada bir araba durdu ve içinden bir çocuk çıktı. Çocuk Bize doğru geldi ve Emre'yi Kolundan tutup çekiştirmeye başladı. "Durun ya. Ne yapıyorsunuz ?" Diyerek Emre'ye doğru gitmeye çalışırken, Mert beni kolumdan tutup kendine çekmişti. Göz Göze geldiğimizde Gözlerimi kaçırdım ve kolumu Mert'den kurtardım.

"Sana birşey olmasını istemiyorum. Özellikle Emre ve baban yüzünden." Dedim parmaklarımla oynarken. "Bana herşeyi anlatmalıydın. Saklamamalıydın !" Dedi ve çevrede bize bakan gözleri gördü. "Önünüze dönün lan !" Diye kükredi bu sefer. Fısıldaşmalar ve etrafımızda ki gözler gitmişti.

"Asıl sen kendine gel, Mert Poyraz." dedi müdür bize doğru gelmeye başladı. Şimdi sıçtık. "Sen okuluma geldiğinden beri doğru düzgün bir gün görmedim. Bir düzgün dur ar-" demesine kalmadan Mert çoktan beni okulda bırakıp, kendi Arabasına atlamıştı.

"Kime laf anlatıyorum ki ben zaten !" Dedi müdür ve bana kötü kötü bakıp cık cıklayarak bahçeyi terk etti. Ben ise bana kızmasını bekliyordum. En azından bir annemi ve babamı arayabilir, biraz azarlayabilirdi. Ama müdür Hiçbirini yapmamamıştı.

Ayaklarımı yere sürterek okula doğru girmeye başladım. Mert nerden öğrenmişti ? Ne zaman öğrenmişti ? Kimden öğrenmişti ? Kağan yada Berke mi anlatmıştı ? Hayır, hayır. Onlardan şüphelenmemeliydim. Mert'in daha önceden öğrenmiş olması gerekiyordu. Ki zaten büyük ihtimal öyleydi.

Kendimi kızlar tuvaletine attım ve Aynanın karşısına geçtim. İki kız dudaklarına parlatıcı sürerken bana bakarak dedikodularını da eksik etmiyorlardı. Çeşmeyi açıp yüzümü bir su serptim. Kendimde değildim, daha çok beni başkası yönetiyormuş gibi hissediyordum.

"Hey, sen Masal olmalısın. İyi misin ?" Dedi sarışın olan kız elinde ki parlatıcısını arkadaşına verirken. Başımı evet anlamında salladım. Aslında iyi değildim. Daha çok kendimi kötü hissediyordum.

"Peki." Dedi kız ve tuvaletten çıktılar. Yine ne yapacağımı bilmiyor ve çaresiz hissediyordum. Birisiyle konuşmaya ihtiyacım vardı. Çareyi Kumsal'da bulmuştum. Fakat onu okuldan almak kendimi iyi hissettirmezdi. Bu yüzden yalnız olmayı Seçtim. Tuvaletten çıktım ve hızlıca merdivenlere yöneldim. Daha fazla insan gözüne mahrum kalmak istemiyordum.

İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin