Bölüm - 20 "Senin için bırak dövülmeyi ölmeye razıyım."

4.2K 134 41
                                    

Mert ile tüm gece boyunca sarılarak uyumuştuk. Bu beni mutlu etse de, aklıma Tolga herifi geliyordu ve üzülmeden yapamıyordum. Mert'i huzursuz etmiyordum. Tabi bazen kızdırdığım oluyordu ama onun haricinde mutluyduk. En azından ben öyle düşünüyor ve biliyordum. Bunların haricinde bizi ayırması için bir sebep yoktu.

Neredeyse üzerime çıkmış olan Mert'i ittirmeye çalıştım. Ama sonuç başarısızdı. Öyle bir sarılmıştı ki, sanki beraber son günümüzü yaşıyor ve bir daha asla sarılmayacaktık. Bu düşünceyle suratımı buruşturdum. Olmazdı öyle şey. Mert'i benden kimse alamayacaktı.

"Masal, uyumayacaksan kalk !" Mert'in sert sesiyle Kafamı Mert'e doğru çevirdim. Hafifçe gülümseyerek elimi saçlarının arasından geçirdim. Yumuşacık saçları vardı. Şampuan kokusu mükemmel ve baştan çıkarıcıydı. Aklıma dün gece geldiğinde kıkırdadım. Bu Mert'in Gözlerini açmasına sebep olmuştu.

"Günaydın uykucu." Dedim Mert'in saçlarından elimi çekmeden. Yeni uyanmanın verdiği saflıkla Gözleri Kısık kısıktı. Çok komik bir görüntü çıkıyordu ortaya. "Günaydın." Dedi Mert'de mırıldanarak. "Hikayelerde olanlar gibi 'sana kahvaltı hazırlayayım mı canım ?' Gibi bir cümle kuramayacağım çünkü Bilmiyorum." Dedim suratımı düşürürken. Mert bu halime gülümsemişti. "Ben seni yemeği düşünüyorum." Dedi Mert kafasını bana yaklaştırırken. 'Beni öpecek' düşüncesine kapılıp sakin olmayı düşündüm. Her zaman böyle oluyordu. Çok heyecanlanıyordum.

Mert dudaklarını dudaklarımla tam buluşturacağı sırada telefonumun çalmıştı. "Sikicem ama !" Mert'in küfürünü duymazdan gelerek yataktan kalktım. Telefonu bulamadıkça sesi eziyet gibi geliyordu. "Bul artık şu siktiğimin telefonunu !" Telefonun sesini eziyet bulan tek kişi değilmişim.

Sonunda telefonumu bulduğumda arayan kişiye baktım. Annem ! Dün gece yatmadan onu aramam lazımdı. Ama bende Akıl kalmamıştı ki ! Hemen Telefonu açıp, kulağıma götürdüm. "Günaydın anneciğim. Rüyanda beni mi gördüm ?" Dedim dalga geçerek. "Günaydın yaramaz kız. Annen ne yazık ki burada değil. Duydum ki oğlumla berabermişsin. Ben sana ne dedim Masalcığım ?"

Tolga beyin sesini duymamla ağzım hafifçe açılmıştı. "Annem benimle birşey konuşacakmış canım. Hemen geliyorum." Dedim banyoya girerken.
"Aaa Masal, Oğluma neden yalan söylüyorsun. Günah günah." Dedi Tolga Piçi ve bir kahkaha attı. "Annemi rahat bırak." Dedim bağırarak. "Şş sakin ol bebeğim, annene birşey yapmadım. Ama dur bir dakika yapmış da olabilirim." Dedi ve tekrar bir kahkaha attı. "Anneme dokunma lütfen." Dedim ağlamaklı çıkan sesimle. "Hemen pes etme küçük kız. Herşey karşılıklı. Oğlumdan uzak dur, ailenden uzak durayım." Dedi ve telefonun yüzüme kapanması bir oldu.

Yanağımda olan bir damla gözyaşımı sildikten sonra aynadan kendime baktım. "Masal ? Gireyim mi ?" Diyen Mert'in sesiyle gülümsedim. "Tabii, gel." Dedim ve aynaya bakmayı bıraktım. Kapı açıldığında Mert geldi ve bana sarıldı. "Neler oluyor ?" Dediğinde Mert'e biraz daha sokuldum. "Özlemişim ikisini de. Senin yanında ağlamak istemedim ama..." Dediğimde sadece saçımı okşuyordu. "Bebeğim, ne zaman istersen onların yanına gidebiliriz." Dediğinde gülümsedim. Keşke tek sorunum ailemi özlemek olsaydı !

"Tamam. Bende ağlamıyordum zaten." Dedim Mert'den ayrıldım. "Şuan üzerinde sadece iç çamaşırının olması beni deli ediyor !" Dedi Mert dudaklarını yalarken. Ah, unutmuşum. Ben dün gece iç çamaşırlarım ile uyumuştum.

"Ah, Mert !" dedim ve okul formalarımı elime aldım ve giyinmeye başladım. Zaten tüm gece boyunca böyle uyumuştum, bu yüzden okul formamı Mert'in yanında giymemem için hiçbir sebep yoktu. Mert'de pantolonunu giyerken sırıttı. Başımı çevirip tekrar ona döndürdüm ve güldüm.

İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin