Bölüm - 24 Tanıyamamışım !

3.9K 114 17
                                    

Hiç birisine doya doya bakmak istediğiniz ama bazı şeylerin buna engel olduğu oldu mu ? Eminim olmuştur. Ondan bakışlarınızı hiç çekmek istemezsiniz, sürekli yanında olsun, hep seni düşünsün istersin ama bu imkansız ve bencilliktir. Zaten Hangimiz bencil değiliz ki bu zalim Dünya'da ?

"Bak, herkes nasıl da eğleniyor. Sanki bu rüya hiç bitmeyecekmiş gibi, sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi. Ama hepsi yalan. Dünya yalan, Verdiğimiz Değerler yalan." Dedi Mert sesten dolayı hafif bağırarak. Ardından kehribar renginde olan sıvıdan bilmem kaçıncı yudumunu aldı. "Neden birisini sevmekten kaçınırım biliyor musun ? Çünkü dünya o kadar kötü ki güzelim, sana Gülebileceği kadar şanslı değilsin."

Haklıydı. Lanet olsun ki ettiği her cümleden haklılık akıyordu sanki. Buram buram haklılık kokusu ettiği her cümlede ortaya saçılıyordu adeta. Fakat nerdeyse sarhoş olma havasına girmişken hala nasıl Olurda bu kadar kendinden emin olabilirdi ? Sanırım bir Mert olmakta böyle birşeydi.

"Daha fazla içmeyeceksin !" Dedim net bir şekilde. Mert'e emir vermiştim ama geri dönmeyecektim, bu sefer hayır ! Mert içkisinden bir Yudum daha alıp tekrar ağzından uzaklaştırdığında bardağı elime aldım. "Yeter. İçme artık şu iğrenç şeyi." Dedim ve devam edip etmemekte kararsız kalmıştım. "Beni biraz bile olsun sevdiysen, bu içkiden şuan bir Yudum daha almazsın." Dedim meydan okurcasına kaşlarımı kaldırırken.

Mert sağ dudağını yukarı doğru kıvırarak Güldü ve bardağı cam masaya fırlatırcasına bıraktı. "Öyle diyorsan" dedi ve eliyle bir adama gelmesi için işaret verdi. Adam Yanımıza geldiğinde burada çalıştığını anlamıştım. "Sadece beş dakikaya barda tek bir insan bile Görmek istemiyorum." Dedi bağırarak. Yanında olduğum halde sesi fısıltı halinde ulaşmıştı bana.

Barı beş dakikada boşaltacaktı, üstelik bu kadar insan bardayken. Tuhaf bir insandı Mert, çok tuhaf. "Ben gidiyim." Dedim ve yan koltuktan çantamı da alıp ayağa kalktım. Kolumun birisi Tarafından tutulmasıyla kolun sahibine dönmüştüm. Mert. Ne tahmin Ediyordum ki zaten ?

"Sen değil, güzelim. Farkettiysen bu gece seni bırakmaya hiç niyetim yok." Barda Mert'le yalnız kalmak mı ? Öhöm Öhöm. Olmaz. Alayla güldüm ve kolumu Mert'den çekmeye çalıştım. Bu sırada müzik kapatılmış insanlar yavaş yavaş bardan çıkmaya başlamışlardı. Kağan ve Kumsal'ı gördüğümde onlarda çıkıyorlardı. Sanırım Mert'in böyle birşey yapacağından Kağan'ın haberi vardı.

"Bırak kolumu. Seninle bir saniye bile olsa tek Başıma aynı bir ortamda kalmak istemiyorum." Dedim insalar yavaş yavaş barı boşaltırken. Mert hala kolumu sıkı bir şekilde tutuyordu ve bırakmaya da hiç niyeti yok gibiydi. "Mert lütfen bırakır mısın ?" Dedim ağlamaklı çıkan sesimle. Canım yanıyordu, fakat Mert bunu bilmek istemezcesine daha çok canımı yakıyordu. 

Artık barda hiç kimse kalmayıp, güvenlikler kapıyı kapattıklarında Mert'in gözlerine baktım. Yalnız kalmıştık işte. İlla Mert'in dediği olucaktı. İlla dediğini yapacaktı.

Mert'de benim bakışlarımı farkedip bana bakmıştı. Ardından hareket edip bana doğru bir iki adım atmasıyla bende geriye doğru gitmiştim. Geriye doğru gitmemle koltuğa düşerek oturmam bir olmuştu. "Gitmek istiyorum." Dedim hala bana yaklaşmakta olan Mert'e. "Gitmek istiyorsun." Dedi ve alayla Güldü. "Gitmek istiyorsun öyle mi ?" Diye bu sefer bağırmasıyla gözümü kapatmıştım. "Gözlerini aç!" Diye bağırdı bu sefer. Gözlerimi korkarak açtığımda direkt bakışlarımı yere indirmiştim. Mert çenemden tutup bakışlarımızı sabitleyip elini tekrar geri çekmişti. "Bu saatte, bu kılıkla, böyle bir yere geliyorsun ve şimdi de gitmek mi istiyorsun!" Dedi. Soru sorar gibi sormamıştı. Daha çok bana bağırmak istermiş gibiydi.

İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin