Bölüm - 15 Arkada bırakılan ?

5.6K 197 45
                                    

"Ben bu etekle hayatta dışarı çıkmam. Bir de bara gicekmişiz. Oldu canım, başka ?" Dedim kollarımı göğsümde birleştirirken. "Ya ne olacak sanki Masal ? Zaten Mert ve Kağan'ın yanına gideceğiz." Dedi Kumsal yerinde rahatsızca kıpırdanarak. "Yolda Önümüze bir sapık çıkıp, bizi ormana götürüp tecavüz edip, yüz yirmi iki yerimizden bıçaklayıp, gelinlik giyindirip yakarsa ?" Dedim bir solukta. "Saçma saçma konuşma kızım ya. Taksiye binip, gideceğiz işte. Hadi ya ne olur sanki ? Sürpriz yapacağız sadece !" Dedi Kumsal pes etmeyerek. "Öf. Tamam ama bir şartım var. Ben etek giymem." Dedim hala giymemeye çalışarak. "Olmaz. Çabuk ol Masal. Bu gece çok eğleniceğiz !" Dedi ellerini çırparken.

Oflayarak eyliener çektim. Arından maskara ve ruj derken makyajımı bitirdim. Çok makyaj yapan biri olmamama rağmen, güzel makyaj yapıyordum. Saçımı da tarayıp fönümü çektim ve ceketimi de giydikten sonra ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Kumsal'a baktığımda çok güzel görünüyordu. "Oha lan ne kadar taş olmuşsun." dedi Kumsal Gülerken. "Teşekkür ederim. Senin kadar olmasa da makyaj yapınca giderim oluyor." Dedim kıkırdayarak. O da kıkırdadığında, gülerek aşarıya indim.

"Biz çıkıyoruz anne !" Diye bağırdım mutfağa doğru. Evet, Kumsal annemi bile halletmişti. Ama Mert ve Kağan'ın yanından ayrılmamız şartıyla ! "İyi eğlenceler tatlım !" Diyerek yanımıza geldi annem. "Kendinize dikkat edin !" Başımla onaylayarak, dış Kapıya doğru yöneldim. İçimden bir ses, kötü bir olay olacak diyordu ! Hadi Hayırlısı !

**

"Bu barlardan hangisi olduğunu nerden bileceğiz ?" Diye sordum umutsuzca. O kadar çok bar vardı ki ardı ardına gelmeyen ! "Hiç bir fikrim yok !" Dedi Kumsal benimle aynı kaderi paylaşarak. "Buralar tekin yerler değil kızlar. Başınıza bir şey gelebilir. Ben sizi geri bırakayım mı ?" Dedi Semih abi. Ben 'evet' derken, Kumsal da benim ile aynı şekilde 'hayır' demişti.

Ah, ne kadar zor bir akşam !

"Ben sizi geri götüreyim !" Dedi Semih abi. Gördüğüm görüntüyle 'hayır' diyerek Çığlık attım. Bu Mert'i başka kızla göreli kaçıncı oluyordu? "Bu kız kim ? Kumsal !" Diye tekrar bağırdığımda ikisi de benim baktığım yere doğru döndüler. "Oha. Bu nasıl bir şeydir böyle !" Dedi Kumsal şaşkınlıktan ağzını aralayarak.

Ben ise hemen Arabanın kapısını açmış, Mert ve o sürtük kızın geldiği Kapıdan içeri girmek için yönlenmiştim. Yanıma baktığımda, Kumsal'ında yanımdan geldiğini gördüm. "Bunun illa bir açıklaması olması lazım. Mert böyle bir şey yapmaz." dedi Kumsal. "Ben öyle düşünmüyorum !" Dedim kızgınlıkla. Kıskançlık gözümü kör etmişti. Ki, etmeliydi zaten ! "Masal !" Diye bağırdı Kumsal kolumdan tutarak. "Bak, daha yeni sevgili oldunuz. Eğer yanlış anlayıp, çocuğa bağırıp, kızarsan çok kötü yaparım." Dedi ciddi ciddi. Ya bu kız valla Mal !

"Ya neresini yanlış anlamayayım ? Bar, sürtük..." Dedim yine hareketlenerek. Başım dönüyordu ve ne yaptığımı tam kestiremiyordum.

Kumsal Oflayarak peşimden geldiğinde ben çoktan üçüncü barın oldupu yere gelmiştim. İçeri girdiğimde feci halde, sigara ve alkol kokusu vardı. Koku yüzünden istemsizce Yüzümü buruşturdum. Yüzüm Mert'i ararken, bana yiyecekmiş gibi bakan gözlere aldırış etmemeye çalışıyordum. Ama korkmuyor değildim !

Gözlerim sonunda Mert'i bulduğunda, ona görünmeden bir masanın yanına gittim. Şansıma bu mu gelirdi ? Benim şansım bu mu ? Bu kadar mı ? Emre ile göz Göze geldiğimizde küçük bir tebessüm ettim. Bu çocukta tırstığım bir duygu vardı. Ben zaten her zaman Tırstığım duygular besliyorum. Evet !

"Masal ? Senin ne işin var burada ?" Dedi şaşkınlıkla. Sonradan hatırlamışçasına devam etti. "Ha, doğru ya ! Mert ile birliktesin." Dedi emin bir sesle. "Aslında pek sayılmaz, buraya yolum düştü geldim." Dedim sırıtarak. "Neden bir şeyler içmiyoruz ?" Dedim devam ederken. Emre sırıtırken, barmene 'gel' işareti yaptı. Barmen yanımıza geldiğinde elinde iki çeşit içeçek vardı. Emre bir tanesini aldığında, bende aldım. İçinde alkol olduğuna bahse girebilirdim.

Alkollü sandığım, ya da olan içeceği ağıma götürecekken, sert bir elin içeceği elimden çekmesiyle arkama döndüm. Bu Mert'den başkası değildi. Ne bekliyordum ? Mert bana hayatta alkollü bir şey içirmezdi. Fakat Emre öyle değildi. Bir şey yapmak istermiş, gibi bir hali vardı. "Neden buradasın Masal ?" Dedi Mert. Sakinliği baya iyiydi. İlginç !

"Hiç ya, öyle takılıyorduk. Biraz kafa dağıtma..." Cümlemi tamamlayamadan, Mert konuşmaya başladı. "Ben senin Kafanı dağıtacam zaten Masal !" Diye bağırdığında, barda ki herkezin bize Dönmesine mi üzüleyim ? Yoksa Mert'in bir cümlesinde hiç küfür olmamasına mı şaşırayım ? İkiside mantıklı.

"Sen kızlarla takılırken oluyor da, ben neden erkeklerle takılınca olmuyor." dedim ellerimi göğsümde birleştirerek. "Sürtüklüye özeniyorsan, bak burası tam yeri. Gir bir odaya siksinle..." Bu sefer cümlesini Bölen, benim Tokatım olmuştu. Mert Konuşurken, bana bakmadığından bu yönü kullanabilmiştim.

Mert'in elleri benim bileklerimden tutarken, bir eller beni arkasına aldı. Beni arkasına alan kişi, kağandan başkası değildi. Ah, ona minnettarım. Yoksa Mert'in ellerinden kurtulmak biraz zor olabilirdi. "Eğer işiniz varsa, burada değil abi. Odaya gidin." Dedi Kağan hala Mert'i tutmaya çalışırken. "Ne demeye çalışıyorsun sen be !" Dedim Kağan'ın omzuna arkadan vururken. Mert hafiften tebessüm ederken, omuz silktim.

"Sana mı soracam lan ? Sen mi öğreticen bana ? Siktirme gece gece belanı Kağan!" Diyen Mert bu sefer Kağan'a doğru Yürürken, onu ben tuttum. Yanağına bir tane daha tokat geçirdim. "Önceki kızla bara geldiğin içindi. Bu da -biliyorsun ki daha şiddetliydi- bana 'senin canını yakmayacağım' dedikten sonra, bana doğru yaklaşıp, canımı yakmak istemendendi." Dedim kızgınlıkla.

Ellerimi bileklerimden tutup, arkada birleştirdiğinde, kımıldamadan duruyordum. Sadece benim ve onun gözleri vardı sanki ! Simsiyah, bomboş ve duygu göstermeyen gözleri. "Senin tek bir kılına bile zarar gelmesine izin vermem. Ama Emre söz konusu olursa, hiçbir şey engel olmaz. Sen bile." dediğinde 'sen' kelimesine vurgu yapmıştı. "Ayrıca, o gördüğün kız Berkenin kızlarından biriydi. Siktiğimin çocuğu, işini bitiriyor, atıyor, bize geliyor. Bir düşmediler yakamdan." Dedi kendini beğenmiş bir tavırla.

"Ya bana ne ya ? Sahiplensin ama sen !" Dedim ellerinden kurtulmaya çalışırken. Kahkaha atmıştı. "Bence bar Havası kafana vurdu Masal !" Dedi hala Gülerken. "Öyle bir şey olmadı bir kere. Hem burası çok havasız ya ! Nefes alacak yer yok !" Dedim sızlanarak. "Gel ben sana göstercem havayı." Dedi Mert ve göz kırptı. Bu Sözlerine Gözlerimi devirdim. Biraz sinir etmekten kimseye zarar gelmezdi !

"Mersi canım. Ama benim Emre'ye sözüm vardı." Dedim Mert'den uzaklaşacağımı sanarken. "Yeter lan. Bir daha bu piç çocuğunun olduğu yere gelirsen, sende bir daha onula konuşursan -burada Emre'ye bakmıştı.- ikinizi de öldürürüm lan ! Sinirimi bozmayın benim !" Diye bağırdığında, bir iki adım geriledim. "Anladınız mı lan ? Bir daha buralara geldiğinizi bile görmeyeceğim." Dedi Mert bir bana bir Kumsal'a bakarken. Anlaşılan Kumsal'da tırsmıştı. Kağan'ın elini bir türlü Bırakmamıştı.

Mert'in konuşmasına Başımla Yavaşça onayladım. "Kızları köpek gibi sahiplenmişsiniz bakıyorum da !" Dedi Emre alaylı ve sinirli gözlerle. "İki gün sonra arkalarına tekmeyi koymasanız bari !" Dedi Emre hala Gülerken. Mert'den önce Kağan harekete geçerken, içimden 'bir şey yapın' demek, ya da durdurmak geçmemişti. Sadece gerçekten öyle mi ? Değil mi ? Diye düşünmekten, kendimi alamıyordum. Öyle olmasaydı, neden bu kızlar Mert'in Peşinden koşuyorlardı? Neden iki kızla başa çıkamıyorlardı ?

Bu sorular aklımdan geçerken, yavaş adımlarla bardan çıkmaya baktım. Şuan geride kavga eden üç adam, -belki Aralarına giren olmuştu bilmiyorum- ve onları ayırmaya çalışan bir adet Kumsal'ı orada bırakmıştım. Biraz düşünmeye ve ona göre hareket Etmeye ihtiyacım vardı. Mert bu yapar mıydı ? En son 'Mert öyle bir şey yapmaz dediğimde', arkada bırakılan ben olmuştum. Peki yine mi öyle olacaktı ? Hayır, buna izin vermezdim ! Bir daha asla !

İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin