Natsu Dragneel x Kız Okuyucu

3.7K 102 33
                                    

(s/a), lonca masalarından birine oturmuş, onun dönmesini bekliyordu. O, tabiki de (s/a)'nın erkek arkadaşı Natsu Dragneel'den başkası değildi. Grubuyla beraber bir göreve gitmişti. Ve bütün gün geri dönmemişti.

(s/a), hem endişeleniyor, hem de erkek arkadaşıyla vakit geçiremediği için sıkılıyordu. Diğer arkadaşlarının hepsi görevdeydi. Tek başına göreve çıkmak da istemiyordu.

Lonca kapısı açıldı. (s/a), umutla kapıya baktı. Maalesef gelen Levy, Gajeel ve Phanterlily'di. Onlar da beraber göreve gitmişlerdi. "Merhaba, (s/a)-chan! Günün nasıl geçiyor? Sıkılmış görünüyorsun." dedi Levy. "Sıkıldım, Levy-chan. Natsu, Lu-chan ve diğerleri geri dönmedi." dedi (s/a). "Birazdan gelirler." dedi Levy.

"Ne o? Salamander'ini mi özledin?" diye dalga geçti Gajeel. "Senin gibi her gün sevgilisiyle gezebilen biri değilim ben, demir kafa." dedi (s/a). Gajeel ve Levy'nin yüzü kıpkırmızı oldu. "Biz sevgili değiliz." dedi ikisi birden. (s/a)'nın keyfi yerine geldi. Gülmeye başladı. "Yüzünüz paha biçilmezdi!"

Bir anda iki el (s/a)'nın gözlerini kapadı. "Bil bakalım hangi muhteşem ejderha avcısı geri döndü!" diye fısıldadı ellerin sahibi. "Geri döndüğüne sevindim, Natsu." dedi (s/a). Natsu, ellerini (s/a)'nın yüzünden çekti. "Seni çok uzun süre beklettim mi?" diye sordu Natsu. "Oldukça." diye cevap verdi (s/a). "Bunu nasıl telafi edebilirim?" "Hmmmm.....Dışarı çıkmaya ne dersin?" "Olur."

O akşam Magnolia'da büyük bir panayır vardı. Natsu ve (s/a) oraya gitmeye karar verdiler. (s/a), en sevdiği (e/s/r) kimonosunu giydi, saçını topuz yapıp bir çiçek taktı (eğer saçınız kısaysa sadece bir çiçek, topuzsuz).

O sırada kapı çaldı. (s/a) kapıyı açtı. Natsu kapıda duruyordu. Siyah bir yukata giymişti. Atkısını da kuşak gibi beline bağlamıştı. (s/a)'yı görünce gözleri parladı. "Çok güzel olmuşsun, prenses." dedi. "Prenses?" diye sordu (s/a). "Hazırsan gidelim." dedi Natsu. "Hazırım."

Natsu, (s/a)'nın elini tuttu. Beraber yürümeye başladılar. (s/a)'nın gözleri gökyüzündeki yıldızlara takıldı. "Bugün gökyüzü çok güzel." dedi. "Senin (g/r) gözlerin kadar güzel değil." dedi Natsu. (s/a)'nın yüzü kızardı.

Panayırda çok eğlendiler. Oyunlar oynayıp, yemek yediler. Hatta Natsu (s/a) için peluş ayı bile kazandı. Sonunda bir tepenin üstünde oturup yıldızları seyretmeye karar verdiler.

"Bak, şu Virgo, şu Leo, şu Büyük Ayı, şu da Küçük Ayı." dedi (s/a), takım yıldızlarını işaret ederek. Natsu pek anlamıyordu. Ama dinlediğini göstermek için arada sırada kafa sallıyordu. "Yıldız kayıyor!" İkisi de birer dilek tuttu. "Ne diledin?" diye sordu Natsu. "Söyleyemem. Yoksa gerçekleşmez!" dedi (s/a). "Hadi ama! Sen söylersen ben de benimkini söylerim." dedi Natsu. Tamam, tamam. Hep mutlu olmayı diledim. Peki sen?" "Hep seninle olmayı."

(s/a)'nın yine yüzü kızardı. Natsu, (s/a)'nın çenesini tuttu, ve yüzünü ona doğru çevirdi. (s/a)'nın parlak, (g/r) gözlerine baktı. (s/a), gözlerini kaçırdı. Natsu, ona doğru yaklaştı, ve onu öptü. Elinin birini (s/a)'nın beline, diğerini de yanağına koydu. Öpücük kısa oldu. Ama onlar için sonsuz aşk demekti.

Natsu, (s/a)'yı evine bıraktı. "Teşekkürler, Natsu." "Niçin?" "Bana harika bir akşam yaşattığın için." (s/a), parmak uçlarına kalktı ve Natsu'nun yanağını öptü. "Yarın görüşürüz!" dedi. "Görüşürüz."

Not: Biliyorum, biraz fazla klasik oldu. Belki biraz da klişe. Neyse, umarım beğenmişsinizdir.

Anime Karakterleri x Okuyucu Where stories live. Discover now