ÜÇÜNCÜ BÖLÜM - KART

3.7K 128 26
                                    

Kanran'ın lakabı Karal olarak değiştirildi. (İkinci bölümde Kanran olarak geçiyor, yedinci bölümden sonra Karal olarak geçmeye başlıyor.

Salonun kasvetli havası düşüncelerim ve duygularım arasındaki köprüde ufak çaplı bir aksamaya neden olurken ulaşmak isteğim ereğin bu olup olmadığından emin değildim. Üzerine tutunmuş olan gömlek gövdesinden ayrılırken siyah sporcu atletiyle kalmıştı. Yüzünün yarısını karanlığın pençeleri dağlarken diğer yarası kafesin ışıklandırmasına maruz bırakılmıştı. Arkamı aydınlatan loş ışığın üzerine kara bir örtü örtülürken ışıklandırma sadece yere inmiş olan kafesin içi için söz konusuydu.

''Evet, haydi!'' Tanımadığım bir ses sahibinin dudakları arasından sıyrılarak kulaklarıma buyur ettiğinde beynimdeki uğuldamanın yankısı anlamıyla ehlileşmeye başlamıştı.

Zoraki adımlarla kafese ilerleyerek demir çubuklu kapısından içeri girdiğim sırada kendimi ışıklandırmanın tam ortasında bulduğum için bir süre gözlerim yandı. Gözlerime hiçbir sapma göstermeden temas eden ışığı ellerimle kesmek yerine başımı öne eğdim ve birkaç saniye bekledikten sonra gözlerimi alıştırmaya çalışarak, yavaş bir şekilde başımı kaldırdım.

Kafesin dışı zifiri karanlıktı ve karanlık, havanın kıskacının yakaladığı mırıltıları anaforunun içine almış, örtüsünü uçlarından kıvırmıştı ve dört farklı köşeden kavrayarak tepesinde birleştirmişti; orantısız yuvarlağın dışı örtü yüzünden görünmüyordu ama içi aydınlıktı; tıpkı bu kafes gibi... Sessizliğin sesini Arden'in adım sesleri bozuyorken kafesin içine girerek ardından kapıyı kapattı ve yedi kere yankılanan kilit sesinin hemen ardından üzerime doğru gelmeye başladı.

Aramızda birkaç metrelik mesafe kalmışken yavaşladı ve sağ bacağını arkaya atarak sol bacağını sağ bacağına kıyasla kırk santim kadar daha önde durdurdu, dizleri bükülürken gözlerinin hedefi gözlerimdi, görebiliyordum.
''Hazır... Başla!'' Bir gongun sesi titreşimlerini kulaklarıma göndererek yankısını daha sonraya bıraktığında Arden'in kırık dizleri hızla doğruldu. Bacakları sahibini üzerime yöneltmeye kalkıştığında birkaç adım geriledim ve sağ yumruğumu omuz hizama getirerek sol elimi arkada bıraktım. 

Göğsümde hissettiğim sızı beni gerilemeye mecbur bırakırken acı dalgası derimin içinde kırıldı ve kanıma karıştı. İçimden yükselen dem bedenimi çalkalıyorken yüzüme hedeflediği ikinci yumruğunu teğet geçmeye gerek görmeyerek sağ yumruğumu yanağına doğru savurdum. Yumruklarımız aynı anda yüzlerimizde patlarken o birkaç adım geriledi, bense hızımı alamayarak sırtımı kafesin demir parmaklarına çarptım. Sırtımda atmaya başlayan sızının tam göbeğinde olduğumu hissettiğimde yüzümü kafesin demirliğine dönerken sırtımı tuttum, o sırada arkamdaki hareketliliği fark ettim. Dirseğimi Arden'in karın boşluğuna geçirdikten hemen sonra çevremde döndüm ve boyunun birkaç santim üstüne çıkmasını hedeflediğim ama hedefimi tutturamamış olan ayağımı birkaç saniyelik kafa karışıklığının ardından yanağına doğru hızla savurdum.

Yaptığım hamle tökezlememe neden olurken daima gösterdiği etkiyi gösterememişti, çünkü boyum çenesine kadar ancak geliyordu ve bacaklarım her ne kadar uzun olsa da onun için yeterli değillerdi.

Göğsüme vurmaya hazırlandığını anladığımda gelen yumruğu son anda sol elimle tuttum ve sağ elimle göğsüne art arda üç kere vurdum. Nefesi kesilecek gibi olurken aramızdaki mesafeden dolayı kırdığım dizimi karnına geçirdim ve gerilemesini sağladım, ancak gözlerim ışığın gazabına uğramıştı ve Arden'in bedenini loşluğun perdesi altına alarak gizlemişti, bir kol ışığın tozu gösteren burgacının önünden süratle geçerken havaya kalktığını gördüm, hemen sonra çenemin altına sert bir yumruk yedim.

KAMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin