28. Bölüm

134 9 12
                                    

Sa-Ji'nin ağzından
Kayboldum ne hoş gecenin bi saati... Şimdi nerden bulcam ben bizimkileri.. İnsanlara sora sora yola devam etmeliyim. Her ne kadar kimseye Korece bildiğimi söylemek istemesemde. Bu acil durum. Zaten kim nerden gidip bizimkilere söyliycek. Diye düşünerek yolda gördüğüm ilk kişinin yanına gidip sordum.
'Merhaba acaba SM'in yurdu nerede'

'Omo omo omo yoksa sen saseng misin? Niye söyliyim gidip oppamın donunu çal diye mi oldu canım avucunu yalarsın ayrıca güzel de değilsin bakmazlar sana hıh..' dedi ve gitti. Evet ben ne halt edicem acaba...

Elena'nın ağzından

Arabada oturmuş Lay'le nerede olabileceklerini düşünürken Jr. aradı.

'Alo Elena eve geldim kapıyı çaldım kimse açmadı pas pas altındaki anahtarı kullandım içeri girdim kimse yoktu. SaJi yı aradım ama telefonu kapalıydı. Az önce Myung'u aradım Woohyun açtı SaJi aramış SM'in yurduna gideceğini söylemiş ben dışarda onu arıyorum.' dedi. Hiç bi şey söylemeden telefonu kapadım. Bugün daha kötü hale gelemezdi herhalde. Bu gelen haberle yıkılmış yüzüme baka kalmış yanımda oturan Lay'e baktım. Gözlerim dolmuştu çok sinirlenmiştim.
'Tamam sakin ol bulucaz onu da bulucaz şimdi onu arayalım hadi.' dedi.

'Hayır gerek yok öyle gözüktüğüne bakma çok akıllı bi kızdır kendiliğinden gelir eve zaten Junior arıyo. Biz şu aptalları arayalım' dedim. Bana bakakalan gözlerini çekip yola döndü. Ve konuşmaya başladı.

'Aslında bunların birlikte çocukken gittikleri bir yer var bi kaç kez daha gittiler büyük ihtimalle oraya gitmişlerdir. Hatta Myung da bilir orayı.'

'Şaka yapıyorsun nasıl yani Myung soo nun yurtta olduğuna dair kesin bi bilgimiz yok ve eğer Myung da bunu biliyorsa cidden şimdi Yandık..

' böyle hiç düşünmemiştim'

'Tamam sen acele et.' Bi 10 dakika sonra oraya varmıştık ve gördüklerim...

Jr. Ağzından

Onu kaybetmek beni çok üzmüştü. Beni bu kadar etkileyeceğini tahmin edemezdim. Sokaklarda döne döne onu arıyordum. Elenaya belli etmesemde içimi belirgin bi korku kaplamıştı evden yaklaşık 1.5 km uzaktayım ve buralarda bu saate otobüs toplu taşıma bulamaz daha da kötüsü etrafta içmiş insanlar dolanıyor. Onun gibi düşünerek yola devam ettim. SM yurdunun merkezi bi yerde olduğunu bildiği için merkezi gözüken sokaklardan devam ettim.

SaJi nin ağzından

Ya gerçekten çok hoş etrafta kimseler yok genelde Kore dizilerinde insanlar geceleri parkta oturabiliyorlar. 1 Allah'ın kulu yok desem Delirdim valla. 100, 200 metre ilerde saçı Harry Potter'ın Nimbus 2000 den önceki kırılan süpürgesinin ucu gibi gözüken trençkot giymiş gizemli biri vardı. Şimdi diyeceksiniz neden gidip tehlikeli gözüken adama sorucaksın sebebi açık çünkü koskaca yolda bu adam dışında kimsecikler yok. Neyse efenim ben adama doğru yaklaşırken adam beni farkedince birden bana döndü ve bana doğru yürümeye başladı. Hızlı adımlarla üzerime geliyordu. Korkuyodum gerçekten hem de. Korkuyla arkamı dönüp yürümeye başladım. Bileşimden tutup kendine çevirdi o sırada her şeyden değerli (annesinin hediyesi) bilekliğimi bileğimden çıkardı. İlk önce bilekliğe bakıp saçma saçma güldü sanki simdi elime düştün dermişçesine. 'Bilekliğimi bana ver' diye bağırdım. Yüzünü bana çevirip 'Bir şartla bana gözünü kırpmadan bakıcaksın' dedi. Bende hızlı hızlı başımı salladım. 'Ama sana nasıl güvenicem bilekliği bana ver' dedim 'Tabii ama eğer kaçmaya çalışırsan yakalar ve seni üzerim' dedi yiv hi hi. Bilekliği elime verdi ve tam düğmelerini açarken karşımda bir gırtlak gördüm *multimedya*

Jr. Ağzından

Nerdeyse 3 kilometre olucak. Yarım saat daha arıycam bulamazsam polisi arıycam yarım saat oldu ... Yarım saattir dışarda telefonu yok saat gece bir millet içmiş dışarda.. Hadi be saji hadi nerdesin. Son girdiğim sokakta bi adamın konuşma sesini duydum tehdit vari konuşuyordu. Hızla o tarafa doğru ilerledim . karşımda saji onun karşısında da bi sapık duruyordu -playfull kissten alıntı yaptım jdnjdns- Adam üzerindeki trençkotun düğmelerini açıyordu. Saji ise elindeki biseyi avcunjn içine almış sıkı sıkı tutuyordu. Neler döndüğünü anlayınca sajinin kolunu tutup kendime çevirdim.

Elenanın ağzından

Lay'in dediği yere geldik bi tür harabeydi küçükken nasıl hurda oyun oynayanilirlerkine neysem ben etrafı kulaçan ediyordum o sırada siyah montlu bi adam hızlı hızlı içeri girdi. Bende başka tarafa bakmakta olan bir adet Lay in kolundan tutup kapiya çektim. İçeride ne konuşulduğunu duymaya calisiyordum. Lay tam bi şeyler soyliycektiki elimle agzini kapadim. Ses çok uzaktan geliyordu ama bi şeyler anlayabiliyordum.

'Sen nasıl bi arkadaşsın.. Nerde o nerde su şişem nerde' diye bi şeyler duydum. Lay e dönüp fısıltıyla

'Su şişesi ne alaka' dedim o ise hic bir şey duymadigini belirtti. Ben kenarda duran odunlardan bi tane beğenip elime aldim.

'Şaçmalama ne yapıyosun' dedi

'Sen bi sus'dedim ve kapiyi araladım. Bu sefer farklı ses konuşuyordu.

'Sen onu sanki ne zamandır tanıyosun he ? Ne zamandır Ben onu 5 yaşımdan beri... Asıl sen ihanet etmedin mi? Artık yeter.. Onu benden sen çaldın.. Sennn' ses gittikçe daha anlamlı geliyordu rakamdan da Lay sopa almış beni takip ediyordu. Yerde kan izleri vardı. Bu beni oldukça korkurtmuştu. İlk başta konuşan erkek tekrar başladı.

'Peki ya senin yaptığın erkeklik mi insan sevdiği kadına hiç abin olarak dermi he? Ondan vazgeçer kaçar mı? Onu sen benim ellerime bıraktın ben senden çaldım.' olamaz bu Myung un sesiydi. Hızlı adımlar bulunduğum duvarın arkasından sese doğru yürüdüm. İkisininde yüzü kanlar içindeydi. Beni beklemiyolardı sanırım.

'Yeter susun.. Baek madem sevmiyorsun niye başından demiyorsun.. Suzy nin yakarışlarını ben dinledim kendi suçu olduğunu düşünüyor... Ona bu kadar acı çektirebileCEĞİNİ Mİ SANIYORSUN?! Myung sen.. Sen onun abisi kadar değer verdiği birini nasıl yumruklarsın.. Ona değerini boyle mi gostericeksin önce onun yaninda ol bunu yapma siz bunu konuşurken Suzy nerde hangi köşede agliyor bunu düşün... Eğer Suzy şuan acınacak haldeyse ve siz yinede burdaysanız emin olun bu günden itibaren ikinizde acınacak haldesiniz... Baek şimdi derhal bana Suzynin yerini söylüyorsun veya ben Suzyi ilk gördüğüm an onu alip Amerika ya donuyorum..' dedim. Bu sinirle bu cümleleri nazil kurabildigimi kendim bile bilmiyordum.

'İki sokak ötede arabamın içinde'deyip anahtarları attı. Bende tutar tutmaz arkaya doğru koştum Lay'e arabayi diğer arabanın yanina götürmesini istedim bende hızla arabaya kosuyordum. Arbanin yanina gelince içeride oturan sarhoş ağlamaktan gözleri şişmiş bir adet Suzy gördüm onu lay in arabasına aldik. Bizi eve birakti eve geldiğimizde kimse yoktu. Ben Sa Ji yi unutmustum hemen içeri girip Suzy i ilk bulduğum koltuğa yatirdim ve hemen Jr. İ aradim
'SaJi yi buldum eve yuruyoruz sarji bitmiş sadece' dedi. İçime bir rahatlama sinmisti.
'Tamam jr. Saol gelirken iki tane korili rağmen alir misin?' dedim. Sonuçta Suzy bin ayilmasi lazim.
'Oh Noona Goodbye' dedi ve kapadi. Ben kahve yapip suyu kaynattim. Zilin calmasi ile kapiya yoneldim. Gelen Lay di.İçeri aldim derken kapi tekrar calmisti. Gelen SaJi ve Jr. di onlarda içeri aldim. SaJi nin yüzü kıpkırmızıydı. Jr. Da öyle...

Ani DeğişiklikOù les histoires vivent. Découvrez maintenant