Seance 3

6.9K 751 322
                                    




Bucheon'da Noel asla öyle özenle kutlanmazdı. Genellikle insanlar Seul'e gider ve bir iki günlüğüne tatilin keyfini çıkartırlardı. Bende öyle yapardım. Maddi açıdan yettiği kadar kalır ve geri gelirdim. Ama bu yıl.. Kapıma çelenk asmak bile içimden gelmedi. Tatil dönemlerinde intihar oranlarının yükseldiğini söylerler. Sizinde bir çok hastanız uçurumun kenarında asılı kalmış olamalı.

Tanrım, neden insanların Noel hakkında kötü yorum yaptıklarını şimdi daha iyi anlıyorum. Eskiden, ağaç süslerine ve parlak ışıklara neredeyse bir servet harcardım. Nasıl düzenleyeceğimi bilemediğimden her odayı ayrı dekore ederdim. Evim bir Noel geçit töreninine benzerdi.

Clean ve ben uzun yürüyüşlere çıkardık, onun karda bir topaç gibi yuvarlanmasını izleyerek keyif alırdım. Daha sonra Kris gelirdi ve beraber kartopu savaşları yapardık ve sonra restorandan getirdiği yemekleri beraber yerdik. Filmlerde ki gibi bir Noel geçiriyordum.

Bu seneyse tatil dönemimde evde oturup, şöminede yanan ateşi izlemeyi planlıyorum. Çelenkler, yapılan geçitler, Kris, kartopu savaşları umurumda değil. Ama zaten artık pek fazla bir şeyde umurumda değil. Bugün seanstan önce buradaki tuvaleti kullanmam ve aynadaki yansımamı görmem gibi. Tüm bu berbat olaylar olmadan önce aynada çok vakit geçirirdim, nereye gidersem gideyim kendime önem verirdim ama insanlar genelde basit olduğum kaanatindeydi. Şimdi ise aynaya baktığımda bir yabancı görüyorum. Genç olan ama ruhen tükenmiş çocuğun gözleri kurumuş çamuru andırıyor, saçlarıyla karışmış ve bakımsız bir şekilde kafasına sallanıyor. Saçlarıma şekil vermeliyim ama düşüncesi bile beni yoruyor.

Daha da kötüsü, onlardan birine dönüştüm. Hani şu hayatlarından ne kadar bezdiklerini sıkılmadan anlatan depresif insanlar vardır ya. Her şeyi sırf yanlış bir yola saptıklarını değil, sizin onların yolunda olduğunu ima eden bir ses tonuyla yaparlar. Muhtemelen şu an ki ses tonumun tam tersi.

***

Chanyeol banyodan çıktığında parmağını salladı ve gülümsedi ve " Hadi gel Baekhyun. " dedi.

Kendi kendine bir şarkı mırıldanıyordu ve kalçasını sağa sola sallıyordu. Hangi şarkı olduğundan emin değildim ama şarkıyı bir daha duyarsam kusabilirdim. Kolumdan tuturak oturduğum yerden kaldırdı ve kollarını bana sararak dans etmeye devam etti. Karşı koymaya çalışsam da güçlü kollarını beni daha da kendine çektiğinde pes ettim.

" Gel hadi, güzelce duş alalım. " Belimden tutup banyoya yönlendirdi.

" İstemiyorum. " Gitmemek için direndim.

" Böyle bir hakkın yok. " Derin sesinden etkilenmemek elde değildi. Ürkütücü bir yandan da düzdü.

Belimdeki elleri daha da kuvvetlendi ve istemsizce adım attım. Banyoya girdiğimizde, beni kendisine çevirdi ve üzerimdekileri nazikçe çıkardı. Açıkta kalan yerlerimi gizlemek için ellerimi bedenimde gezdirdim.

" Baekhyun.. " Sertçe ellerimi tuttu ve arkama sabitledi. " Benden utanma. "

Bileğimdeki ellerini çekip, omuzlarımdan tuttu ve beni küvete soktu. Soğuk suyla irkildiğim de elini nazikçe sırtımda gezdirdi.

Dolaba ilerleyip şampuan ve bir kaç vücut jeli alıp tekrar yanıma geldi. Sağ bacağımı kaldırıp, topuğumu küvetin kenarına yasladı. Sonra elini yavaşça bacağımda gezdirdi. İlk kez ellerini fark ettim. Büyüktü. Ama kaba durmuyordu. Size güven veren ama bir o kadar da şiddete meyilliydi. İstemsizce titredim.

" Korkuyor musun Baekhyun? " Eline biraz jelden dökerken dedi. Hiçbir zaman şu kokulu jellerden kullanmamıştım. İnsanların kendine has kokusu olduğunu düşünüyordum.

Obsesionante // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin