Bölüm 9 : Konu mankeni

809 119 52
                                    

Multimedia'da Bill ve Tom

Malesef ki vote ve yorumlar azaldı. 3-4 saat uğraştığım bölümlere beğeniyorsanız oy verin lütfen :) Birde verdiğiniz oyu geri almazsanız çok daha mutlu olurum. Ne kadar oy ve yorum, o kadar erken yeni bölüm. Yine de teşekkürler.

Tom'la birlikte durakta indik ve vedalaştık. Eve yaklaşmışken yine bir ses duymamla tekrar etrafı inceledim. Hava da kararmaya başladığı icin korktum. Ne olur ne olmaz diye çantamda taşıdığım biber gazını elime aldım ve hızla bugün öğrendiğim şeyleri rahat rahat düşünebilmek için evimin yolunu tuttum..

Kazasız belasız eve vardığımda kapının önündeki arabayı görmemle gözlerim büyüdü. Babam sonunda buradan araba alabilmişti. Hemde tam istediğim gibi beyaz, kocaman bir jeep.

Türkiye'de böyle arabaların fiyatı çok pahalıyken buralar üretim yeri olduğu için fazla pahalı değildi. Koşarak arabanın yanına gittim. Her yeri pırıl pırıldı. Arabaya dokunmamla çalan alarm kulaklarımı patlattı adeta.

Alarmı duyan annem ve babam kapıda görününce gülerek yanlarına gittim. Babam alarmı kapatınca bir oh çektim. Tüm mahalleye rezil olmak istemezdik ne de olsa. Evet rezil olma konusunda fazla takıntılı bir insanım.

Babama dönerek "Sonunda almışın. Valla bir buçuk ay boyunca arabasız olmak berbattı. Sonunda istediğim arabaya kavuştum." diyerek arabaya sarılır gibi yaptım. Annem ve babam gülümserken babam "Evet. Sırf sen çok istiyorsun diye bu arabayı aldık Defne. Yoksa biraz daha kullanışlı bir şey alacaktık."

Babama sarılarak teşekkür ettim. Babamsa akşam, yemeği dışarda yiyeceğimizi söyledi. Onaylayarak yukarı çıktım. Gitmemize 1 saat vardı. Hâla yorgun olduğum için kendimi yatağa attım.

Tavanı izleyerek düşünmeye başladım. Her şey ne kadar çok değişmişti. Daha 2 ay önce Türkiye'de, arkadaşlarla yazın keyfini çıkarırken şu an burada Almanya'nın tadını çıkarıyordum (!). Aman ne hoş. Buranın hoş bir yanı varsa o da kesinlikle edindiğim arkadaşlıklar ve derslerin basit olmasıydı.

Tom ve Sophi. Demek sevgililerdi. Demek Sophi bu yüzden Tom'la anlaşamıyordu. Herşey çok farklı bir boyuttaymış meğer. Onlar adına ne kadar üzülsem de bir o kadar da Olinda'ya gıcık olmuştum. Birde tehditler savuruyordu. Herkes birini sevebilir. Ama zorlatamaz kendini sevmesi için.

Heleki hastalığını kullanması. Fotoğraf çekip Sophi'ye mesaj atması. Ne kadar küçültücü davranışlardı öyle. Birde sevdiğini söyleyip başka erkeklerle dolaşıyormuş. Bu kız kendini ne sanıyordu acaba ? Peki bana ne yapabilirdi ? Elbette hiçbir şey.

Acaba bunlardan Sophi'ye de bahsetmeli miydim ? Duysa ne yapardı. Eminim çok pişman olurdu. Peki Max'le neden çıkmıştı ? Sırf inat olsun diye mi ? İnat için Max'i kullanması ne kadar doğruydu ? Peki Max'le Tom'un arasına girmesi ? Sanırım bu soruların cevabını hiç öğrenemeyecektim. Sonuçta bunları Sophi'ye anlatmayacaktım. Tom geçmişte olanları konuşmanın sadece can yakacağını söylemişti. İşte bu yüzden sessiz kalacaktım. Ya Sophi hâla Tom'u seviyorsa ? O zamanda susacak mıydım ?

*•°*•°*•°*•°*•°*•°*•°*

Son olarak parfümümü de sıktım ve hazırdım. Aynada kendime bakıp geçer not verince aşağı indim. Annem ve babam çoktan hazırlanmış, her zamanki gibi beni bekliyorlardı. "Hazırıımm." diyerek gülümsedim ve kapıya yöneldim. Babam "Daha da hazır olmasaydın kızım. Yarım saattir seni bekliyoruz. Anlamıyorum ki bu kadar uzun süre napıyorsun odanda." dedi.

Almanya Sokakları Where stories live. Discover now