bölüm 5 : Daniel..

1K 155 38
                                    

Multimedia'da Daniel..

Çook özür dilerim sizi beklettigim için.Elimden geldiği kadar hızlı yazmaya çalışıyorum aslında ama bu bölüm 5 gün(galiba) kadar gecikti.Bir de yazdığım bölüm silinince bunu yazmak nerdeyse 3.5 saatimi aldı. Ama size uzunca bir bölüm yazdım umarım beğenirsiniz.Lütfen emeğe saygı.O kadar zamanımı ayırıp bölüm yazıyorum. Sizde benden votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Vote ve yorum yapan herkese teşekkür ederim :))

Okullar açılalı 2 hafta olmuştu.Sonunda 2 hafta atlatabilmiştim bu okulda.Bu 2 haftalık süreçte hem Sophi ile hem de Tom ile samimi olmuştum.

Dersler biraz daha sıkılaşmış ben ise yavaş yavaş burdaki derslere adapte olmaya başlamıştım. Karakterim gereği yeni insanlarla tanışmak,yeni yerlere gitmek hoşuma gitmezdi.Ama burayı ve bu insanları şimdiden sevmeye başlamıştım.Elbette eski okulumu,eski arkadaşlarımı çok özlüyordum.Ama buna dayanmak ve alışmak zorundaydım.

2 gün önce Türkiye'deki arkadaşlarımla konuşmuştum. Beni derste topluca aramışlardı.Nerdeyse sınıftaki herkesle konuşmuştum. Beni hâla önemsiyor olmaları hem üzülmeme hem de sevinmeme neden olmuştu.Öğretmenlerimse bana buradaki öğretmenleri ve dersleri sormuşlardı.

Eski okulumda ilk 5'e girdiğim için gözde bir öğrenciydim.Burada da aynı başarıyı elde edeceğime inanıyordum.inşAllah ederdim de.

Yine bir alarm sesiyle uyandığımda lanetler okuyarak kalktım yataktan. Erken kalkmayı hiçbir zaman sevmemişimdir.
Gerçi kim sever ki erken kalkmayı ? Tabi erken kalktığımda çok duygusal olduğumu da unutmamak lazım.Hatta sebepsiz yere ağladığım bile olmuştur. Elimi yüzümü yıkayıp dolabımın önüne geçtim.Elime herhangi bir tişört ve pantolon aldıktan sonra giyinip aşağı indim.

Kahvaltımı da yaptıktan sonra evden çıktım ve servisi beklemeye başladım.Servis gelir gelmez hemen yerime oturdum. Aynı zamanda bu 2 haftada her eve dönüşte Tom beni yerine oturtuyordu.Gerçekten tam bir rezillikti. Tom'a karşı o kadar mahcup oluyordum ki. O ise bunu kabul etmiyordu. Ne kadar kibar ve iyi bir insandı.

Arkama döndüğümde Tom yerinde yoktu.Neden gelmemişti ki bugün ? Tam ağzımı açmış Bill'e nedenini soracakken servisin aniden durmasıyla kafamı sert bir şekilde ön koltuğa çarpmam bir oldu. Yanımdaki arkadaş ufak bir kahkaha atınca yanaklarım kızarmaya başladı.Ah lanet olsun. Ne diye aniden durursun ki be adam. Herkes inmeye başlayınca bende kafamı ovalayarak indim servisten.

Dersler hızlı hızlı geçerken aklım hâla Tom'daydı. Sophi'ye dönüp "Tom bugün neden gelmedi acaba ?" diye fısıldadım. Sophi 1-2 dakika yüzümü inceledikten sonra "Bilmiyorum. Çok da umrumda değil açıkçası." dedi. Tom ile Sophi arasında bilmediğim bir şey vardı ve bu şey her neyse pek iyi bir şey değildi. Bir türlü Tom ile Sophi'yi bir arada tutamıyordum.

İnsanları çözemiyordum. Tom ile Sophi bir arada kalamıyorlardı. Max, Tom'un en yakın arkadaşıydı ama bana sadece geldiğim gün çok samimi davranmıştı. Sonra pek yanıma gelmedi. Bill ise bana düşmanmışım gibi davranıyordu. İlk geldiğim günlerde herkes çok içten davranıp benimle tanışmaya çalışırken şu an pek ilgilenmiyorlardı benimle. Yanlış birşey mi yapmıştım acaba ?

Öğle yemeğini de yiyip bahçeye çıktım. Sophi ise sınıfa gitmeyi tercih etmişti. Boş bir bank bulup oturdum. Etrafı izlerken arkadan gelen seslerle arkaya döndüm. Gördüğüm manzara karşısında ağzım açıldı. Geçenlerde yanlışlıkla çarptığım çocuk yanındaki 2 arkadaşıyla birini dövüyordu. Tam kalkıp yanlarına gidecekken Tom'un dedikleri aklıma geldi ve susup önüme döndüm. Ama geç dönmüş olmalıyım ki duyduğum adım sesleriyle yanımda 3 kişi belirdi. Kafamı kaldırdığımda adını bilmediğim o çocuk sırıtarak bana bakıyordu.

"Ne istiyorsunuz benden ?" diye sordum. Ama sesimi kontrol edememiştim ve fazla korkak ve cılız bir ses çıkmıştı ağzımdan. Bu onların hoşuna gitmiş olacak ki "Ne o Korktun mu ?"diye sordu yanındaki arkadaş. Ne halt ediyordum ki sanki bahçeye tek başıma çıkmakla. "Kapa çeneni Jim. Bu gördüğün olayı unutacaksın tamam mı ?" diye sordu o ele başları olan tipsiz. Tekrar arkama,dövdükleri çocuğa baktığımda hiç de iyi görünmüyordu. Eli yüzü kan içindeydi ve sanırım bayılmıştı."Yoksa senin için iyi olmaz." diye devam etti sözüne. Kafamı tamam anlamında salladım ve oturduğum yerden kalktım.

O anda yanımızda Bill belirdi. Şaşkınca bize bakarken konuştu " Bu kızla ne yapıyorsunuz Daniel ?". Demek adı Daniel'di." Hiçbir şey. Sadece burnunu her yere sokmamasını öğretiyorduk." diye cevap verdi. Ah seni koca kafalı. Kendini ne sanıyordu acaba. Koca bir bok çuvalı mı ? "Merak etme öğrenmiştir. Baksana çok korkmuşa benziyor. Ayrıca yeni geldi bilmez seni. Bırakın gitsin." İnanamıyorum bunları söyleyen gerçekten Bill miydi ?

Bill'e teşekkür ederek sınıfa ilerlerken Bill hiçbir tepki vermiyordu. En sonunda "Yeter artık. Başımın etini yedin teşekkür ederim diye. Ayrıca bir daha o çocuklara bulaşma" diyince "Kusura bakma.Tamam daha dikkatli olurum. Bir de Tom neden bugün okula gelmedi Bill ?" dedim. Bana sinirli sinirli bakarken "Hasta. Birkaç güne düzelir ve gelir." dedi sakin kalmaya çalışarak. Demek hastaydı.

Eve gitmeden önce yanına uğrasam fena olmazdı aslında. Bill'e bugün onlara gidip gidemeyecegimi soracakken Bill'in çoktan gittiğini fark ettim. Bu çocuk benden bu kadar çok mu nefret ediyordu cidden. Benim yanımda 2 dakika bile duramayacak kadar hemde.

Sınıfa girdiğimde Sophi sınıftakilerle sohbet ediyordu. Beni fark edince gülümseyerek beni de yanlarına çağırdı ama teşekkür edip yerime geçtim. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Bu okulda da mı tehlikeli insanlar vardı. Neden tüm rezillikler, belalar beni buluyordu ? Neden bu okula gelmiştim ? Ben eski okuluma, eski arkadaşlarıma kavuşmak istiyordum. Benim dilimden konuşan, benim geleneklerimden olan insanların olduğu yere, Türkiye'ye gitmek istiyordum. Evet bu imkansızdı belki ama istiyordum işte. Gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Kafamı sıraya koydum ve sessizce ağlamaya başladım.

Yanıma Sophi'nin geldiğini fark edince Başımı kaldırdım ve Sophi'ye sarıldım. Sophi "İyi misin ?" diye sorunca kafamı hayır anlamında salladım. Bu sefer de "Okulu kırıp bir yerlere gitmeye ne dersin ? Bir cafe'ye felan. Hem ne olduğunu anlatırsın." diye sordu. Tamam diye fısıldadım ve eşyalarımızı toplamaya başladık.

Minik ve şirin bir cafe'ye gittik ve birer milkshake ısmarladık. Sophi "Uzun zamandır okulu kırmıyordum.Buna ihtiyacım vardı gerçekten. Ee anlat bakalım. Ne oldu birden ? Neden ağlıyordun ? Kim üzdü seni ?" diye ardarda sorularını sıraladı. Ben de bugün olanları anlattım. Sophi yanıma geldi ve bana sarıldı."İlginç.Daniel birilerini dövecekse okulda dövmez.Çünkü bu yüzden çok disiplin cezası aldı. Ve birdaha yakalanırsa okuldan atılacak. Atılacağı gibi hapse de girebilir adam dövmekten. O yüzden seni sıkıştırmış. Korkmana gerek yok diyemem çünkü var.Onlara elinden geldiğince bulaşmamaya ve onlarla karşılaşmamaya çalış. Bill'e gelirsek o aslında kötü biri değil.Sadece yeni gelen insanları pek sevmez. Ama zamanla alışır. Alışsa da çok samimi olamazsın onunla çünkü Bill sadece kardeşiyle samimi bu okulda. Ayrıca eski ülkeni ve eski arkadaşlarını özlemini anlıyorum. Benim de başıma aynı şey gelse ben de üzülürdüm. Ama alışmak zorundasın. Ayrıca her günün tadını çıkarmalısın. Bak buraya gelmeseydin benim gibi mükemmel bir insanla tanışamayacaktın." Gülümsedim. Haklıydı.

"Tabi bu şakaydı. Bu arada özür dilerim senle bu aralar pek ilgilenemedim. Fark edemedim senin sorunlarını." Ona minnettardım. Benimle okulu kırmış ve benim sorunlarımı dinlemişti. Bir de benimle ilgilenemediğini söyleyip özür diliyordu. İyiki onu tanımış ve iyiki onunla arkadaş olmuştum. Bu kısa sürede en yakınım olmuştu ve iyiki vardı. Yanına gidip sarıldım ve "Şu kısa sürede en yakın arkadaşım oldun. Seni seviyorum Sophi.İyi ki seni tanımışım ve iyi ki benim arkadaşımsın." dedim. O da "Demiştiim." diyince ikimizde gülmeye başladık.

Eve gelir gelmez banyoya girdim ve yaklaşık 2 saat banyoda kaldım. Benim rahatlama şeklim kesinlikle banyo yapmaktı. Banyodan çıkınca telefonumu elime aldım ve Tom'a mesaj çektim "Geçmiş olsun Tom. Nasılsın ? İyileşebildin mi ?" 10 dakika sonra cevap geldi "Teşekür ederim. Daha İyiyim. Bizim eve gelsene. Seni özledim. "

Almanya Sokakları Where stories live. Discover now