Bölüm 4 : Leipzig

1K 170 22
                                    

Multimedia'da Sophi.

Umarım beğenirsiniz.Üzgünüm bazı nedenlerden dolayı çok uzun bölüm yükleyemiyorum ama halledicem bu sorunu. Eğer bölümü sevdiyseniz voteleyin lütfen :) Ve yorum yapmaktan çekinmeyin. Her türlü eleştiriye açığım.Siz yorum yapınki yanlışlarımı görebileyim de mi ? :) Okuyan herkese teşekkür ederim sizi seviyorum.^^Neyse uzatmayım.Keyifli okumalar..

Hızla ordan kaçmaya çalışırken çocuğun jetonu yeni düşmüş olacak ki arkadan "Önüne baksana be !"diye bir ses gelince adımlarımı daha da hızlandırdım.

Bir elin omzuma dokunmasıyla korkudan bayılacakken gözlerimi sıkıca yumdum ve olduğum yerde durdum. Bugün de okulu kazasız belasız bitirdim derken sanırım çok erken konuşmuştum.

Duyduğum güzel ve rahatlatıcı sesle gözlerimi açtım. Çok şükür ki Tom'du.Öyle rahatlamıştım ki.Tom ise bana garip garip bakarken "Sen iyi misin ? Az önce büyük bir kavganın ortasından yürüyordun ve onların ele başlarına çarptın.Dikkatli olmalısın Defne.Bu çocuklar zeki ve bir o kadar da tehlikelidirler." dedi. Şaşkınlıkla "Ben onları görmemiştim.Omzuma biri dokununca da o çocuk sandım. Bilmiyordum.Daha dikkatli olurum.Saol." deyip tekrar yürümeye başladım.Tom da peşimden geliyordu. Arkadan "Biz aynı mahallede miyiz ?" deyip adımlarımı yakaladı. "Sanırım." diyerek gülümsedim. Aynı şekilde o da gülümseyip "E o zaman bugün bir yerlere gidelim.Sana Leipzig'deki güzel yerleri gösteririm.Hem sabah çok konuşamadık, birbirimizi daha iyi tanımış oluruz. Ne dersin ?" diye sorunca ne diyeceğimi bilemedim. Çok iyi bir fikirdi aslında.Biraz daha düşünüp kabul ettim.

Birlikte servise bindik ve korktuğum başıma geldi.Yer yoktu.Sabah yanına oturduğum çocuğun yanı dediği gibi doluydu.Şimdi rezil olmaya hazırlan Defne.Allahım en azından birinin üstüne değil de yere düşeyim diye dua ederken Tom seslendi "Yer yok mu sana ?".Kafamı hayır anlamında salladım.Tom yerinden kalkıp "Buraya otur o zaman." diyince ne yapacağımı bilemedim.Oturmazsam tüm servise rezil olacaktım,oturursam da Tom ayakta kalacaktı.Ayrıca Bill'in yanında oturmak zorunda kalacaktım.Bill'e döndüğümde bana ölümcül bakışlar atıyordu.Öküzün trene baktığı gibi bir Bill'e bir Tom'a bakarken Tom "Otursana Defne.Neyi bekliyorsun ?" diyince teşekkür ederek mecburen Tom'un yerine oturdum.

Neden 15 dakikalık yol bana 15 saat gibi geliyordu ? Bir an önce bitsin artık şu yolculuk.Bill bazen dönüp hâla sinirli olduğunu belli eden bakışlar atarken Tom ayakta gidiyordu.Fazla rahatsız ediciydi.Hep böyle başkalarının düzenini mi bozacaktım ben ? Eve yürüyerek gitsem bundan iyiydi.Tom birden aklına birşey gelmiş gibi döndü ve
"Seni almaya kaçta geleyim Defne ?"
dedi.Burda oturmama o kadar odaklanmıştım ki Tom'la dışarı çıkacağımızı tamamen unutmuştum. "Saat 16.15 bence 1 saat sonra buluşabiliriz. "dedim.Kafasını tamam anlamında salladı.

Annemden de izni kopardıktan sonra kıyafetlerimi seçmeye koyuldum.Uzun salaş tişörtümü, altına da kot şortumu giyip saçlarımı hafif dalgalandırdım.Pudra rengi vanslarımı da ayağıma geçirdikten sonra birde gözlerime eyeliner çekip mini el çantamı hazırlayıp aşağı indim.

Annemle konuşurken Tom'un çaldırması üzerine annemle vedalaşıp dışarı çıktım.Tom'u görünce ağzım aralandı.Tek kelimeyle muhteşem görünüyordu. Üstüne Beyaz bol bir sweatshirt altına da bol bir kot pantolon giymişti.Kafasında da bir şapka vardı.Kesinlikle büyüleyiciydi.

İki saattir burda beklediğimi fark edip yanına ilerledim.Parfümü burnuma ulaştığında gülümseyip "merhaba" dedim.Beni baştan aşağı süzdükten sonra
"Merhaba Defne.Gerçekten çok güzel görünüyorsun.Kusura bakma gideceğimiz yerler senin kadar güzel değil." dedi.Allahım bu nasıl bir kibarlıktır böyle."Çok kibarsın, teşekkür ederim" dedim."E gidelim o zaman" deyince başımla onayladım ve yürümeye başladık.

2 saat boyunca Tom'la birlikte Leipzig operaevini ve Leipzig hayvanat bahçesini gezdik.Gerçekten çok güzel yerlerdi.Birde Tom hayvanlarla birlikte şebeklik yapınca daha komik ve güzel vakit geçirdik. En son da bir cafeye gidip bir şeyler içip sohbet ettik.Ben ona Türkiye'den, eski arkadaşlarımdan,okulumdan bahsettim. O da bana Bill'den, aralarındaki bağdan, Almanya'dan vs. bahsetti. Birde aksanımın çok tatlı olduğunu söyledi. Gerçekten çok güzel vakit geçirdik. Tom çok iyi ve kibar biriydi. Ve kesinlikle ikizinden çok farklıydı. Biri benimle tanışmaya bile gelmemişken biri de beni tanımak ve benim etrafa yabancı kalmamam için uğraşıyordu.

Hava kararmaya başlayınca Tom beni evime bıraktı ve gitti.Günün sonunda yağmur da yağmasaydı her şey daha iyi olacaktı ama naparsın.Tipik Almanya havası işte.

Annem gile nerelere gittiğimizi anlattım ve odama çıktım. Telefonumun gezerken şarjı bitmişti. Şarja takıp açtığımda 10 mesaj vardı ve hepsi de Sophi'dendi.Onlara gelip gelemeyeceğimi sormuş."Üzgünüm Sophi.Tom'la birlikte Leipzig'in turistik yerlerini gezdik ve şarjım bitmiş.Mesajını yeni gördüm.Başka birgün de size gelirim." diye cevap yazıp üstümü değiştirdim.Tom'la ne kadar güzel vakit geçirdiğimizi düşünerek uykuya daldım.

Almanya Sokakları Where stories live. Discover now