Bölüm 3 : Merhaba Tom

1.1K 181 21
                                    

Multimedia'da Tom.

Üzgünüm Çok güzel bir bölüm olmadı biliyorum.Ama zamanla olaylar belirginleşicek ve artacak.Bunlar geçiş bölümleri gibi bir şey.Vote ve yorum yapan herkese teşekkürler :** Keyifli okumalar ^^

Uyandığımda hemen saate baktım. Yuh ben 3 saattir mi uyuyordum. Normalde Hava kararmadan hiç uyumazdım.Çok nadir uyurdum. Uyursam da 3 saat uyumazdım.Herneyse üstümü değiştirip aşağı indim.Karnımın guruldaması salonda yankılanınca direk mutfağa daldım.Babam çoktan gelmiş,masaya oturmuş ve Annemle sohbete dalmıştı. Annemse yemek hazırlıyordu.Beni görünce annem "Defne'de uyanmış.Gel otur yemek yiyeceğiz."dedi.Başımı tamam anlamında sallayıp sandalyemi çekip oturdum.Babam "Okuldaki ilk günün nasıldı kızım ? Begendin mi yeni okulunu ?" diye sorunca "Yani.İlk gün için fena değildi.Tek sorun çok dikkat çekmem."diye yanıtladım.

Hep birlikte sohbet ederek yemegimizi yedik.Anneme sofrayı toplamasında yardım edip odama çıktım.Laptop'ımı çıkarıp facebook'a girdim.Allah'tan gelir gelmez internet bağlatmıştık.Hesabımı açar açmaz gözlerim de açıldı.Aman Allahım 190 arkadaşlık isteği mi ? Ayrıca 230 bildirim ve 100 mesaj vardı.Ben ne ara popi olmuştum bende bilmiyordum. Önce isteklere sonra mesajlara en son da bildirimlere baktım.Ah hepsi mi yeni okuldan olurdu ? Dikkat çekmistim ilk günden ama bu kadar dikkat çektiğimi tahmin etmemiştim.
İsteklerin çoğunu kabul ettim.Tipik 'Merhaba.Yeni geldiğini duydum. Tanışalım mı ?' yazan mesajlara ise cevap vermedim.Bildirimlerde zaten fotoğraflarımın beğenilmesinden oluşuyordu onları da es geçtim ve çıkış yaptım. Bir süre internette dolaştıktan sonra laptop'ı kapatıp yattım.

Sabah erkenden kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp dolabımın önüne geçtim.Ne giyeceğimi düşünürken annemin aşağıdan seslenmesi ile irkildim. "Hemen geliyoruuuum" diye seslenip elime dar kot pantolonumu, beyaz kuru kafalı t-shirtümü ve çok sevdiğim kuru kafalı yüzüğümü aldım.Kıyafetlerin serbest olması işime gelmişti.İstediğim her şeyi giyebilirdim ne de olsa.
Giyindiğimde bir de eyeliner çekip aşağı indim.Kahvaltı çoktan hazırdı. Kurt gibi de aç olduğum için koşarak yerime geçtim.

Servis beklemek kadar sıkıcı bir şey yoktu galiba.Sadece 4-5 dakika beklerdim eski servisimde ama sanırım burda servis o kadar erken gelmiyordu.Ya da ben erken çıkmıştım.Aman herneyse gelir birazdan derken servis geldi.Aklıma dün serviste sadece 1 kişilik yer kaldığı ve o da Tom olmadığı için olduğu gelince ayakta ne halt edeceğimi düşündüm.İyi de ben tüm sene boyunca ayakta mı gidecektim ? Aman Allahım tam bir facia.

Şoförün seslenmesiyle sıkıcı düşüncelerimden ayrıldım ve servise bindim.Koltuklara sırayla göz gezdirdikten sonra bir boş yer olduğunu farkettim.Bu nasıl olur diye düşünürken Bill'in yanına baktım. Yanında sarışın,kıvırcık uzun saçları olan,bol kıyafetli ve şapkalı bir çocuğun oturduğunu görünce bunun dedikleri Bill'in ikizi Tom olduğunu Anladım. Hemen boş olan yere geçtim ve sessizce bir oh çektim.Gerçekten ayakta gitmeyi sevmediğim gibi beceremiyordum da.Her ayakta gittiğimde mutlaka ya birinin üstüne ya da yere düşüyordum çünkü.

Yanımda oturan çocuğa buranın sürekli boş olup olmadığını sordum. Çocuksa "Arkadaşım sabahları servisle gelmiyor yani her sabah boş." deyince ayakta gitmekten kurtulamadığımı anlayıp suratımı buruşturdum.Çocuk bana garip garip bakarken "Sen yabancı mısın ? aksânın biraz garip de." deyince cidden o kadar belli mi diye düşünmeden edemedim.Başımı evet anlamında sallayıp etrafa bakınmaya başladım.

Paytak adımlarla sınıfa girdim ve yerime geçtim.Sophi daha gelmemişti. Gerçi sınıfta sadece 4-5 kişi vardı.Bugün kitaplarımı da alacaktım okuldan.Eski lisem iyi düzeyde bir lise olduğu için burda da o düzeyde bir okul seçebiliyordum. Bu okul benim lisemle aynı düzeydeymiş ama nedense bana hiç öyle gibi gelmiyordu.Gerçekten ilginç.

Sınıf yavaş yavaş dolarken birkaç tanesi benle tanışmak icin yanıma gelmişti.Onlarla sohbet ederken içeri Bill ve Tom girdi. Tom'un yanında dün tanıştığım Max de vardı.Bill yerine geçerken Max ve Tom bizim sıraya geldiler. Yanımdaki arkadaşlar yerlerine geçerken Max ve Tom onların yerini aldı.Max "Merhaba Defne.Bu Tom. Bill'in ikizi benimde en yakın arkadaşım.Tom,Defne Türkiye'den geliyor." diyince yüzüme samimi bir gülüş ekleyip "Merhaba. Tanıştığımıza memnun oldum." dedim. Tom da aynı içtenlikle gülümseyip "Bende" diye cevap verdi. Gülünce dudağında ki piercing daha çok ortaya çıyordu ve bu gülüşünü mükemmel yapıyordu.Max "Ders başlamak üzere.Hem birazdan Sophi de gelir.Sonra görüşürüz." diyerek Tom'u da peşinden sürükleyerek yanımdan ayrıldılar.O gerçekten ikizinden çok farklıydı...

Sophi çoktan gelmiş ve ders başlamıştı.Bense kitaplarıma kavuşmuştum.Uslu uslu dersi dinliyor bazen de derse katılıyordum.Dersler fena geçmiyordu aslında.Eğlendiğim söylenebilirdi.Sophi'ye baktığımda dersle pek ilgilenmediğini gördüm. Morali de bozuk görünüyordu.Bir sorunu mu vardı acaba ? Ona dönüp "Sophi iyi misin ? Pek iyi görünmüyorsun ayrıca dersleri de dinlemiyorsun." dedim.

1-2 dakika beni inceledikten sonra "yoo.Bir sorun yok.Sadece dalmışım." dedi."Peki" diyerek daha fazla üstelemedim.

Bugünde okulu kazasız belasız bitirip okuldan çıktım.Servise doğru kafamı kaldırmadan yürürken birine sert bir şekilde çarpmamla kafamı kaldırmam bir oldu.Çarptığım kişiye baktığımda bir çift sinirli gözle karşılaşmayı beklemiyordum. Bu çocuğu daha önce hiçbir yerde görmemiştim. Sanırım benden büyüktü. İyiki de görmemişim diye düşünürken sinirli gözlerin bana değilde arkama baktığını görünce pardon diyerek ordan ayrıldım.Sanırım kavga vardı. Buda demek oluyordu ki kaaaaççç..

Almanya Sokakları Where stories live. Discover now