28.Bölüm

5.1K 213 3
                                    

Mutimedya Emir :)

Keyifli Okumalar! :)

Cenk'ten

Dün Zeynep'in Emir ile el ele gelmesi, sinirlerimi bozmuştu. O kuzenimdi, olmayan kız kardeşimdi. Emir ise arkadaşımdı, onun da çoğu şeyini bilirdim ve Zeynep ile Emir'in birlikte olması pek hoşuma gitmiyordu. Emir'in geçmişini biliyordum. Pek o kızla bu kızla düşüp kalkan birisi değildi ama geçmişinde olanları da çok iyi biliyordum ve bunun Zeynep'i üzeceğinden korkuyordum.

Dün gece kulüpteyken gelen kız -Miray- Güliş Sultan'ın kızıymış. Tam 4 yıldır yurtdışındaymış ve yeni gelmiş. Biraz soğuk bir tip gibi görünse de aslında çok tatlı kıza benziyordu. Şuh bir güzelliği vardı, siyah gibi görünen koyu renk kahverengi gözleri ve boynunda biten kısalıkta dalgalı saçları ile esmer teni birleşince sanki insanı içine çekiyordu.

Gözlerimi gece boyunca ondan ayıramamıştım. Hatta Emir'in söylediği şarkı ''Elleri ellerime'' ile sanki o da gözlerini benden ayıramamıştı. Kulüpten ayrılırken telefon numarasını istemiştim fakat beni terslemiş ve bir de -bana- laf sokup gitmişti.

Sabah, hızlıca hazırlanıp okula giderken sevdiğim işi yapacağımı bilmek bana huzur veriyordu. Bir çok modacı erkek vardı. Çoğunun kız gibi davranmasına rağmen, çoğu kız da benim peşimden ayrılmıyordu.

Atölyeye giderken tam arabayı park edip garajtan çıkmıştım ki telefonumu arabamda unuttuğumu fark ettim. Geri dönüp tekrar aldıktan sonra gözüme iki kişi takıldı. Gözlerimi kısıp daha iyi görmeye çalışırken arabayı kilitleyip onlara yaklaştım. Kız sanki oğlanın iki elinden kurtulmaya çalışıyormuş gibiydi. Arkadan Miray'a ne kadar da benziyor diye düşünmeden edemedim.

Gidip yardım etmek isterken biraz daha yaklaştım. Biraz daha biraz daha derken ''E Miray bu'' diye bağırıp yanlarına koştum. Adamın önce kolunu tutup karanlık bakışlarımı ona yolladım. Adam kızı bırakıp bana yumruğunu geçirince boşta bulunup sendeledim. Geri kendimi toplayıp, adama yumruklarımı savurmaya başladım. Birkaç saniye de adam yerlerde gezinirken geri geri gidip kaçmaya başladı.

Arabaya yaslanmış, telefonu ile uğraşan ve bizi umursamamış olan Miray'ı görünce kaşlarımı çattım. ''Normal kızlar genelde ayırma zahmetinde bulunurlar''

Kafasını telefondan kaldırmadan bıkkınlıkla konuştu. ''Ben normal bir kız değilim zaten''

''Siz kadınları anlamak neden bu kadar zor?'' dediğimde bu kez kafasını telefondan kaldırma zahmetinde bulunup yüzüme dik dik baktı.

''Bence siz, o küçük beyninizden dolayı anlamıyorsunuz.''

Az önce bana lafı yapıştırmış mıydı ben mi öyle anlamıştım.

''Hadi canım, günde yirmi bin kelime konuşuyorsunuz doymuyorsunuz. Niye? Çünkü hiçbir şeyi anlamıyorsunuz ve bir kelimeyi on kere tekrar ediyorsunuz'' dediğimde kaşlarını kaldırıp kafasını yana eğdi.

''Aynı kelimeyi size on kez anlattığımızdan olmasın!''

'hah!' diye alaylı bir ses çıkardım. ''Ya kızım, bir git Allah aşkına, bir iyilik yapalım dedik iyi ki''

''E yapmasaydın. Ben sana 'Gel iyilik yap' mi dedim?''

''Sen ne ukala, ne umursamaz birisin. İyi ki tatlı bi'şeysin dedik. Cadıdan farkın yok!''

Alay kokan bir kahkaha attı. ''Cidden bana tatlı mı dedin?''

Ah salak kafam! Bir de ağzından kaçırırsın. Bir de kıza tatlısın dedin!

ELMA ÇEKİRDEĞİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin