17.Bölüm

5.9K 243 0
                                    

Dans şarkısı-Pinhani-Ne güzel Güldün
Emir'in söylediği şarkı-Duman-Elleri ellerime

Keyifli Okumalar! :)
Zeynep'ten
Bu baş ağrısının bir gün beni öldüreceğini düşünüyordum. Çünkü öyle böyle bir şey değildi, kafanda tekme mi atmıyorlar, davul zurna mı çalmıyorlar. Neyse ki daha anne ve ablacımın bir şeyden haberi olmadığına şükrettim. Yoksa hastaneye gitmem için ellerinden geleni yaparlardı. Zaten küçüklüğünden beri hastaneden çıkmayan biriydim ve şurda bir senedir hastanelik işim olmamıştı ve bu geleneği de bozmayı düşünmüyordum.

Hızlı bir duş alıp üzerime rahat bir şeyler giyip kendimi dışarı attım. Tam kapıyı kapatıp merdivenlerden iniyordum ki bir anda gözlerim karardı. Yanımda ki duvardan destek alıp doğrulmaya çalışırken -şoförümüz- Halil Abi'nin "iyi misiniz?" diyen sesini duydum. Gözlerimi açmaya çalışıyordum fakat her taraf dönüyordu.

Birkaç saniye sonra kendime geldiğimde derin bir nefes alıp ''Bir şeyim yok Halil Abi. Kahvaltı etmedim ya o yüzden böyle oldu herhalde'' dedim.
Halil Abi başını sallayıp ''Bugün sizi okula ben bırakacağım, anneninizin kesin talimatı var'' dediğinde başımı salladım.

Okula gelene kadar gözlerimi kapatıp bir önceki gün olanları düşündüm. Emir ile sarılarak yatmamız, ona Semih'i anlatmam. Sabah Ayşe Teyze, Emine Teyze, Haydar Amca ve Recep Amca ile vedalaşmamızın ardından Recep Amcanın bizi şehre kadar bırakması... Her şey harikaydı. Ta ki eve gelene kadar... Çok düşünceli anne ve babam (!) beni o kadar merak etmişlerdi ki fırça atmadan bırakmamışlardı.

Okula geldiğimizde arabadan inip yavaş adımlarla büyük binamıza yürüdüm. Kalabalık amfiye huzursuzca girerken kendimi orta sıralardan boş bir yere atıp kollarımı masaya dayadım ve başımı ellerimin arasına aldım. Hala çok ağrıyordu.

''Zeynep iyi misin?'' Duyduğum sesle başımı kaldırıp endişeli yüze baktım ''İyiyim Emir. Günaydın'' dedim gülümseyerek.

''Rengin atmış gibi...'' dediğinde başımı hayır anlamında sallayıp gülümsedim.

"Turp gibiyim maşallah'' dedim ve bir kere kulağımı çekip üç kez de masaya vurdum.

Emir kısa bir kahkaha attığında hoca da içeriye girmişti. Günaydın demesinin ardından kapıdan giren kişiyi görünce kaşlarımı çattım. Emir'i görünce azalan baş ağrım Semih'i görmemle yine zirveye tırmanmıştı.

Bir süre onu izledikten sonra boş olan yere oturması ile bende bakışlarımı önümdeki deftere çevirip derin derin nefes almaya başladım. Şuan onu düşünerek, günümü mahvetmemeliyim diye düşünürken önüme koyulan bir defterle gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.

''Bu...'' dedim kısık sesimle.

"Özür dilerim'' diyen Emir'i duymadan defteri elime alıp yapraklarını karıştırdım. "Kapağını dahi açmadım. Hatta sen günlük olduğunu söylemesen ben onu bile bilmiyordum'' dediğinde hala şaşkınlıkla bir defterime bir Emir'e bakıyordum. Evet, defterimi çok özlemiştim. Evet, onun okuduğunu düşünüyordum ve yine evet ki, geri vermeyeceğini düşünüyordum.

''Bugün bize gelmek ister misin? Seni kardeşimle tanıştırmak istiyorum'' dediğinde kaşlarımı çattım.

"En son olanlardan sonra mı? Hem annen nasıl karşılar bunu bilemiyorum...'' dediğimde Emir sıcacık gülümsemesini yüzüne yerleştirip cevap verdi.

"Seni tanıştırmak istediğim birileri var"

Kaşlarımı havaya kaldırdım. Gidebilirim herhalde içimden. Umarım bazı şeyleri hızlı yaşamıyoruzdur.

ELMA ÇEKİRDEĞİ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now