22.Bölüm

5K 229 4
                                    

Multimedya bölüm şarkısı/Deniz Sipahi- Karaborsa ve Emir & Zeynep

Keyifli Okumalar :)

Emir'den

''Nasıl oldu böyle bir şey Murat!'' dediğimde Murat da bilmeyen bakışlarla bana karşılık veriyordu.

''Bilmiyorum Emir Bey, gerçekten. Be-ben sadece birinin bize yardımcı olduğunu biliyorum.''

''Neyden bahsediyorsun sen?''

''Efendim, siz savcılığa gönderileceğiniz vakit birisi Kenan Akgül'e ait bir eşya yollamış ve kaçıranın siz olmadığını kanıtlamış.''

''Kimmiş?'' dedim hemen.

''Adını vermemiş ya da araya bazı kişiler koymuş'' dediğinde kaşlarımı çattım.

''Derhal,'' dedim tehdit kokan sesimle. ''Bana yardım eden kimse bulacaksın''

Tam üç gündür demir parmaklıkların arkasındaydım ve bizimkiler olayların süresini uzatarak savcılığı oyalamıştı. İstesem anında çıkabilirdim ama bunu istemiyordum. Tuhaftı belki ama kafamı toplamam gerekiyordu.

''Amirim?'' sesim hala sertti. Ardından gelen Evrim, Alp, Selim, Barış ve Pelin'i karşımda gördüğümde bakışlarımı tekrar amirime çevirdim.

Kilidi açılmış olan dört duvarın arasından içeri girip elini omzuma bastırdı. ''Görevinin başına dön evlat.''

Elinde, az önce fark etmediğim silahımı, kimliğimi ve kelepçelerimi bana uzatırken başıma iki yana salladım. ''Hayır amirim, ben geri dönüş biletimi yırttım ve...'' duraksadım. ''Bu zamana kadar yaptıklarımdan ve polis teşkilatını kullanmamdan dolayı üzgünüm.''

Evrim, yine aradan çıkıp konuşmaya başladı. ''Hakkında her şeyi biliyoruz artık. Maddi durumunu da kardeşinin başına gelenleri de.'' Amirime ters bir bakış attım. ''Gel birlikte arayalım. Kardeşine bu vicdansızlığı yapanı birlikte cezalandıralım.''

Ufak çaplı, alaylı bir kahkaha attım. ''O adamı ben kendim cezalandıracağım ve emin olun cezalandırma yöntemlerim hiçte buraya uyum sağlamaz.''

Artık gücümü kullanma zamanıydı. Madem para her şeyi çözerdi ben de bundan sonra hakkım olanı alacak ve oyunu kuralına göre oynayacaktım. Bir dağ başındaki zirve kadar zor ve attığı her adım da gücünü kullanan birini bu kez devirmek kolay olmayacak Kenan Akgül!

Murat gelip arabanın anahtarını bana uzatırken önce eve gidip, Ömer'e teşekkür ettim ve olayları küçük çaplı ona anlattım. Kardeşime, sarı kelebeğime sımsıkı sarılıp odama çıkarken merdivenlerin başında annemi gördüm.

''Emir?'' dedi şaşkın sesiyle. ''Oğlum nerelerdesin? Kaç gündür eve de uğramıyorsun-'' dediğinde lafı ağzına tıktım.

''Umurunda olsaydım azıcık bilirdin Berrin Hanım'' Alayla gülümsedim. ''Ama dur... İstediğin kişiliğe kavuşuyorum. Bugünden şirketteki işlerle ilgilenmeye başlıyorum.''

Annem büyük bir şok atlatırken yanından geçip odama girdim. Kendimi sıcak suyun altına atarken kafamdaki düşünceleri bir an olsun suyun altında uzaklaştırmaya çalışıyordum.

Hızlıca dolaptaki jilet gibi dümdüz siyah dar kesim takım elbiseleri üzerime geçirirken ne kadar rahatsız olduğumun haddi hesabı yoktu.

Kravattan her ne kadar nefret etsem de takma zorunluluğunu beynimin en ücra bölgesinden duyabiliyordum.

Ayağıma siyah rugan ayakkabıları geçirip dağınık saçlarıma da şekil verdikten sonra salona indim. Evdekilerin beni şaşkınca izlemesine burukça gülümseyip Eda'nın yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

ELMA ÇEKİRDEĞİ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now