41

1.1K 105 18
                                    

Tanrının hükmü

"Teğmen?"

Sol yanağında derin bıçak izi vardı.Yıllardır bu izi kalkan olarak kullanıyordu.Değil kadınlar,sokaktaki çocuklar da yaklaşmıyordu ona.Kimseye gülümsemez ve kahkaha duyunca rahatsız olurdu.

"Ne işin var burada?"

"Artık buradayım.Komutanıma selam vermek için geldim."

Hans şaşırarak Helen'e baktı.Onunda kendisinden bir farkı yoktu.İki kişi üzerindeki şoku atlatamamıştı.

"Lu-Luis,seni aramızda görmekten çok mutlu olduk."

"E-evet!İyi ki geldin."

Ona gülümseyen kişilere bakıp selam durdu.Ziyaretini kısa tutup gitmişti.Lakabı gölgeydi.En karanlık anlarda ortaya çıkardı.

"Helen... Benim gördüğümü sen de gördün mü?Luis orduya geri mi dönmüş?"

"Gördüm.Yüzündeki iz... Hala korkutucu!"

"Neden döndü?Asteğmen yerine Teğmen göndermişler."

"Ne bileyim ben.Tanrı aşkına neler oluyor?!"

İki arkadaşın ilgilenmesi gereken daha büyük sorun vardı artık.Teğmen Luis.İki yıl önce aldığı yaradan dolayı ordudan ayrılmştı.Yüzündeki iz ona tüm aynaları kırdırttı.

"Savaşı kaybediyoruz Helen."

"Farkındayım.Eteğimiz tutuşmuş Hans.Luis'i saklandığı karanlıktan çıkartmışlar resmen."

Teğmen Luis askerlerin ona garip şekilde bakmasına alışmıştı.Yüzüne bakan dönüp birde bakıyordu.Genç yaşlarında aldığı en büyük darbeydi bu.

Hücrenin önüne gelip içerde uyuyan bedene baktı.Üsteğmeni uykusundan uyandıracaktı.İçeri girip yatakta uyuyan bedene yaklaştı.Üsteğmen yabancı birinin kokusunu alınca hemen açmıştı yeşillerini.

"Sen kimsin?"

Herkes gibi onunda dikkatini ilk Teğmenin yüzündeki yara çekmişti.Derin bıçak yarasına bakınca kaşları hafif çatıldı.

"Teğmen Luis.Artık buradayım ve seninle tanışmam gerektiğini düşünüyorum."

"Asteğmen yerine Teğmen mi göndermişler?"

Luis Aleksandr'ın üzerindeki üniformayı inceledi.Esirin gömleği fazla temizdi.

"Kan kokmuyor artık odalar."

"Akıtan yoktur belki kanımı?"

"Daha karşılaşmamışız demek."

Üsteğmenin dudakları hafif kıvrıldı.

"Bana bakarken sırıtan ilk kişisin Üsteğmen.Muhtemelen son kişi de sen olacaksın."

"İki Asteğmen öldürdüm ve sen karşımda böyle rahatlıkla konuşabiliyor musun?"

Teğmen bedenini yatakta oturan Üsteğmene doğru eğdi.Yeşillere dikti siyahlarını.Aleksandr kendi gözlerinden daha koyu siyahlarla ilk kez karşılaşıyordu.

"Üsteğmen."

Siyahlar Aleksandr'ın boğazındaki haça kaydı.

"Tanrı yalnız gökte değil biliyor musun?"

"Ne demek bu?"

"Yakında anlarsın.Hadi,uykuna devam et."

Üsteğmen Teğmenin ne dediğini anlamamıştı.Elbette Tanrının sadece gökyüzüne sahip olduğunu düşünmüyordu.Ancak Luis'in ne ima ettiğini merak etmişti.

Hücreden çıkan bedenle kendi gerçeğine döndü.Yastğının altına sakladığı bıçakla bu akşam bitirecekti işini.Hans'la vedalaşmak istiyordu.Bu yüzden akşamı bekleyecekti.




Aleks'im.... Minik serçem 🩵

ESİRWhere stories live. Discover now