28

1K 92 16
                                    

Seni bana yazan kader

Esir düşünce insanın ilk hasreti sokağa olurdu.Özgürce dolaştığı sokaklar da son kez yürümek istiyordu Aleksandr.Acaba yine sokağı kahkahalarıyla inleten çocuklarla karşılaşır mıydı?

Bileğindeki morluklara bakıp iç çekti.Neden çözüldü elleri,bilmiyordu.Lakin kalbindeki endişe ilerde iyi şeylerin olmayacağını ona çoktan haber vermişti.

"Yüzbaşı?"

Hans elinde tepsi yanına gelmişti.Yatakta oturan bedenin kucağına bırakıp tepsiden su dolu bardağı aldı.Bir yudum içip geri bıraktı.Ardından kaşığı alıp çorbadan içti.

"Ölmedim.Hadi ye."

"Öleceksin.Aynaya baktın mı hiç?Hastanede olman gerekiyor."

Üsteğmen tepsiyi yere bırakıp adamın yüzünü inceledi.Dün geceden daha kötü gözüküyordu.Rüzgarda hemen savrulup gidecek gibiydi.

"Çocukluğun nasıl geçti?"

"Nereden çıktı bu?"

"Gözlerini annenden mi aldın babandan mı?"

"Annemden."

Hans gülümseyip onu kafasıyla onaylamıştı.Kendisine acıyordu Yüzbaşı.Maalesef onun yüzü babasına benziyordu.Sırf bu yüzden hiç sevilmedi.

"Annen... Seni sevdi mi?"

"Neden sevmesin?Yüzbaşı ateşin var sanırım."

"Ben niye sevilmedim?"

Hans geriye doğru sendelediğinde Aleksandr kolundan yakalamıştı onu.

"Sikeyim ne saçmalıyorsun?"

"Hiç doğmamış olmak isterdim."

"Çok geç.Sen doğdun ve ölene kadar savaşmak zorundasın."

Yeşillere yakından bakmayı çok seviyordu Hans.Eli yine istemsizce Aleksandr'ın yüzüne çıkmış ve yanağını okşamıştı.

"Hiç doğmasaydım gözlerini nasıl görecektim?"

"Hans sen gerçekten iyi değilsin.Ben yemeği yerim,hadi git."

Aleksandr tuttuğu kolu bırakmak istediğinde Yüzbaşı belini kavrayıp onu kendisine çekmişti.Bedenlerinin birleşmesine tek bir adım yeterdi.

"Aleksandr."

"Söyle."

"Sakın kendine kıyma.Sen ölme diye götümü yırtıyorum."

Aleksandr kaşlarını çatıp Hans'ın gülümseyen yüzüne baktı.Adamın terleyen bedeni oldukça güçsüz durumdaydı.Yeşillere bakmaya doyamayan gözler birden kapanmış ve yere yığılmıştı.

"Yüzbaşı!Hans iyi misin?!Asker!"

Koşarak içeri giren beden komutanını yerde görünce donup kalmıştı.

"Sikeyim ben bir şey yapmadım!Bayıldı bir şey yap!"

Asker hala onu duymuyordu.Sonuçta daha bir hafta önce bu hücrede Asteğmen öldürülmüştü.

"ASKER!Komutanın emrediyor kendine gel!"

"E-Emredersiniz komutanım!"

Üsteğmen yine yapmıştı yapacağını.Farklı bir ülkede hizmet etmesine rağmen kontrolleri almıştı eline.

"Yaran kanıyor gerizekalı..."

Yüzbaşı kararlıydı kendisini yakmakta.Peki Üsteğmen?Yanacak mıydı yoksa yakacak mıydı?



Aslında diğer sayfada hepinizi şaşırtacak şey var.Tüm dengeleri bozdum arkadaşlar.Yorum görmeden sayfayı salmam🥲🤗

Spoi:Artık mutlu günlere koşuyoruz.

ESİRNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ