40

766 72 17
                                    

Dost kim düşman kim?

Dönmüştü hücreye.Herkesten önce gelip geçmişti yerine.Özgürlüğün sonuna geldi,sırada özgürlüğü elde etmek vardı.Bu kez sonu olmayacaktı.

"Helen?"

"İyi gördüm seni.Esir değil komutan gibisin."

Helen tüm yasakları çiğneyip hücreye girmişti.Aleksandr'la konuşacaktı.

"Satacak mısın ülkeni?"

"İsmini vermemden endişeleniyorsun dimi?"

"O kadar yaşayacağını mı sanıyorsun?"

Üsteğmen kaşlarını çatıp Helen'in yatağa bıraktığı bıçağa baktı.Artık dostlar bile üzerine bıçak çıkartıyordu.

"Helen ben hain değilim."

"Sen aptalsın!Madem Hans'ın aklını çeldin kullansaydın onu!Neden onun taraf değiştirmesini sağlamıyorsun?"

"Biz ülkemize bağlıyız!Kanla değil canla.Helen,Hans'la aramda olanlar-"

"Kıy kendine.Madem ülkene canınla bağlısın... O canı kurban etmenin zamanı geldi Üsteğmen."

Helen ona şaşırarak bakan yeşilleri umursamadı.Üsteğmenin kulağına eğilip son lafını söyledi.

"Bu bir emirdir Üsteğmen."

Aleksandr,ülkesinin infaz emrini verdiğini anlamıştı.Hızla hücreden çıkan kadının peşinden bakmıştı.Helen çok çabuk davranıp onun ipini kesmişti.

İlk kez yaşamanın ne kadar güzel olduğunu düşünmüştü.Ve o gün onun canına kıymasını istediler.Bıçağı eline alıp kapalı olan kapıya baktı.Yeşillerin aklına ilk Hans gelmişti.

"Özür dilerim Yüzbaşı."

Helen Yüzbaşının odasına girip kapıyı sertçe kapattı.Hans'ın Aleksandr'ı düşünürken gülümseyen yüzü anında solmuştu.

"Ne oluyor?!"

"Onu sen anlatacaksın Hans!Aklımı kaçıracağım!Sen hain misin?!"

Yüzbaşı hemen arkadaşının yanına gelip kolunu tutmuştu.Hainlikle suçlanacak en son kişi bile değildi.

"Lafını bil!"

"Dün şans eseri buraya geldim.Esir hücresinde yoktu!Şimdi gidip görüyorum ki,tekrar hücresinde.Burayı çok sevdi herhalde. Kaçıp geri dönmüş baksana!"

"Kıs sesini Helen!"

Hans kapıyı kilitleyip Helen'i koltuğa oturttu.En yakın arkadaşına yakalandığı için tedirgin değildi.

"Ona olan duygularımı biliyorsun.Evimde geceledi o kadar."

"Ona olan duygularını bildiğim için korkuyorum zaten.Aranızdaki ilişki her ne boksa bitireceksin!"

Karşısındaki kişinin arkadaşı olmadığını ilk o zaman anladı.Helen'in bu tavırlarına anlam verememişti.Affallayan gözlerle ona bakıyordu.

"Sen ne saçmalıyorsun?Onunla beraberken bir kez olsun ülkelerimizden,sırlarımızdan bahsetmedik!"

"Aşkınızı alkışlıyorum!Yüzbaşısın sen!O kaç askerini öldürdü ve sen onunla ilişki mi yaşıyorsun?Savaşın ortasındayız!"

"Daha düne kadar ona olan duygularıma arka çıkan sendin!"

Helen elini masaya vurup ayağa kalktı.Öfkeleri birbiriyle yarışıyordu.Kimin haklı olduğuna karar vermek zordu.

"Aptallık etmişim!Onu kendi tarafına çekeceğine sen Polonyanın tarafına geçeceksin!"

"Bu iki oldu!Beni hainlikle suçluyorsun.Helen,ben Aleksandr'dan böyle bir şey isteyemem.O da benden istemez,isteyemez!"

Çünkü ikiside birbirilerini iyi tanıyordu.Ülkeleri kırmızı çizgileriydi.

"Bitir şu saçmalığı yoksa-"

Tam o sırada çalmıştı kapı.Hans sıktığı yumruklarını gevşetip ayağa kalkmıştı.Ona kalırsa Helen aşırı tepki veriyordu.Ne de olsa bu duygulardan haberi olan ilk kişi oydu.

Yüzbaşı kapıyı açınca gördüğü bedene şaşırarak bakmıştı.

"Kim-"

Helen onun yanına geldiğinde kaşları havalandı.İki arkadaşı susturan bu kişi kimdi?





İnanın ben de bilmiyorum o kişi kim.O yüzden sizede tahmin sormayacağım. Lslslsllslslsı

ESİRUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum